Nirvana Sosyal

Anasayfa Künye Danışmanlar Arşiv SonEklenenler Sosyal Bilimler Bilimsel Makaleler Sosyoloji Fikir Yazıları Psikoloji-Sosyal Psikoloji Antropoloji Tarih Ekonomi Eğitim Bilimleri Hukuk Siyaset Bilim Coğrafya İlahiyat-Teoloji Psikolojik Danışma ve Rehberlik Felsefe-Mantık Ontoloji Epistemoloji Etik Estetik Dil Felsefesi Din Felsefesi Bilim Felsefesi Eğitim Felsefesi Yaşam Bilimleri Biyoloji Sağlık Bilimleri Fütüroloji Edebiyat Sinema Müzik Kitap Tanıtımı Haberler Duyurular İletişim
Hoş Geldin Üniversite AŞ!

Hoş Geldin Üniversite AŞ!

Fikir Yazıları 23 Haziran 2020 20:24 - Okunma sayısı: 1.008

Alaaddin Dinçer

Hoş Geldin Üniversite AŞ!
Saray’da bulunan Eğitim ve Bilim Kurulunun hazırlayarak Cumhurbaşkanlığına 18 Haziran 2020 tarihinde sunduğu YÜKSEKÖĞRETİM REFORMU CUMHURBAŞKANLIĞI POLİTİKA BELGESİ TASLAĞININ adının “Yükseköğretim Reformu” olması, kamuoyunu kandırmak ve aldatmak üzerine kurulmuş büyük bir tuzaktır. Günümüz Türkiye’sinin üniversitelerinin gerçek anlamda demokratik ve özerk, üniversitelerde yapılan bilim ve araştırmanın özgür olmadığı hepimizin malumu. Mevcut siyasal iktidar ve onun gerek üniversitelere gerekse YÖK’e atadığı kadrolar iş başına geldikleri günden bu yana üniversitelerin siyasal iktidarın “arka bahçesi” yapılması ve tamamen siyasal iktidarın güdümünde sıradan bir kuruma dönüştürülmeleri noktasında pek çok adım atmışlar, bu adımları da “reform” adı altında cilalayarak topluma yutturmaya çalışmışlardır. Ancak aradan çok uzun zaman geçmeden cilanın dökülmesinin ardından üniversiteler yine bilinen gerçekleri ve sorunlarıyla faaliyetlerine devam etmeye çalışmışlardır.
Talakta Yer Alan Bazı Önemli Hususlar
Üniversitelerin Yönetim Modeli;
Tüm devlet üniversitelerinde üniversite konseylerinin oluşturulması ve üst yönetimin konsey ile rektörden oluşması, konsey üyelerinin üniversitenin misyonuna uygun olarak toplumla ve ilgili sektörlerle etkileşimini kuvvetlendirecek biçimde üniversiteye destek olmuş, hizmet etmiş, ülkenin kültür, sanat ve iktisadi hayatında temayüz etmiş, toplumla üniversite arasında köprü kurabilecek kişiler arasından atanması önerilmektedir.
Bunların yanı sıra;
Üniversitelerin kendi yapısını/sistemini tanımlaması ve geliştirmesine imkan sağlanması için 2547 sayılı Kanun da dahil olmak üzere, hukuki ve idari düzenlemelerin yeniden ele alınması, üniversitelerin hukuki ve mali statü açısından; devlet ve özel, misyonlarına göre; eğitim araştırma, topluma hizmet ve mesleki eğitim odaklı, kapsam açısından ise; tematik, sınırlı alanda uzmanlaşmış ya da çok yönlü üniversite olarak yapılandırılması önerilmiştir.
Meslek Yüksekokullarının yeniden yapılandırılması,
İstihdam edilebilirliği yüksek, 21. Yy becerilerine sahip ve üretken bireylerin yetişmesini temin etmek için devlet üniversitelerine bağlı meslek yüksekokullarının her bölgede kurulacak olan “Bölgesel Mesleki Eğitim Üniversiteleri” bünyesinde yeniden yapılandırılması, üniversite konseyi/mütevelli heyeti tipi yönetim yapısının oluşturulması, her ön lisans programının en az bir sektörel destekçisinin bulunması amaçlanmıştır.

Yükseköğretim “Reformu Taslağı” üniversitelerin tabutuna çakılan son çividir. Yukarıda yer alan üç düzenleme diğer düzenlemeleri gölgede bırakan” son çivi saptamamızı doğrulayan temel bir işlev içermektedir. Burada esas amaç, üniversiteleri bütün organlarıyla adı “konsey” ya da “mütevelli heyeti” olarak tanımlanan kişi ve kurumlara tabi veya bağımlı kılacak yapılara teslim etmektir. Bugün indirgemeci, en küçük bir muhalif sese ve farklılığa tahammül etmeyen yasakçı ve baskıcı bir anlayış ve bakış açısı ile yönetilmekte olan üniversitelere, hazırlanan “reform” taslağı ile hoş geldin “şirketleşen üniversite” demekten başka bir tanım kalmamaktadır. Üniversitelerde demokratikleşme ihtiyacı ve sorunlar dünde vardı, bugünde var, bu anlayışla gidilirse yarında olacak gibi görünüyor O nedenle asıl yapılması gereken, üniversiteleri dinin, devletin ve sermayenin egemenlik alanı olmaktan kurtarıp, bağımsız kararların alınabildiği ve akademisyenlerin her türlü düşünce ve eleştiri ve haklarını özgürce kullanabildiği kurumlara dönüşmesini sağlamaktır. Bu yapıldığı zaman ölçüde ancak bir reformdan bahsedilebilir.

alaaddin dinçer/eğitimci/23.06.2020

Yorumlar (0)

SON EKLENENLER
ÇOK OKUNANLAR
DAHA ÇOK Fikir Yazıları
KARAR ANI: SÖZLEŞME HAZIRLAMADA KARAR ALANLARI

Fikir Yazıları21 Ocak 2025 20:22

KARAR ANI: SÖZLEŞME HAZIRLAMADA KARAR ALANLARI

SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMA HEDEFLERİ

Fikir Yazıları15 Ocak 2025 21:29

SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMA HEDEFLERİ

Aşk öykülerimize mutlu son yazabilir miyiz?

Fikir Yazıları14 Ocak 2025 01:20

Aşk öykülerimize mutlu son yazabilir miyiz?

Sessizlik Fenomeni Üzerine

Fikir Yazıları06 Ocak 2025 11:37

Sessizlik Fenomeni Üzerine

YENİ DÖNÜŞ ZAMANI

Fikir Yazıları01 Ocak 2025 17:57

YENİ DÖNÜŞ ZAMANI

Ters Çaba Kuralı: Sıkıntılardan kurtulmak için teslimiyet bir çare olabilir mi?

Fikir Yazıları13 Aralık 2024 18:25

Ters Çaba Kuralı: Sıkıntılardan kurtulmak için teslimiyet bir çare olabilir mi?

DEĞİŞİM VE DÖNÜŞÜM ZAMANI

Fikir Yazıları07 Aralık 2024 01:06

DEĞİŞİM VE DÖNÜŞÜM ZAMANI

Aşk Acısı:

Fikir Yazıları02 Aralık 2024 21:54

Aşk Acısı: "Çeken Bilir"

Kurum Kreşleri ve Anaokulları Üzerine Düşünceler

Fikir Yazıları01 Aralık 2024 19:03

Kurum Kreşleri ve Anaokulları Üzerine Düşünceler

Jack London'ın Çağı

Fikir Yazıları27 Kasım 2024 13:02

Jack London'ın Çağı