Nirvana Sosyal

Anasayfa Künye Danışmanlar Arşiv SonEklenenler Sosyal Bilimler Bilimsel Makaleler Sosyoloji Fikir Yazıları Psikoloji-Sosyal Psikoloji Antropoloji Tarih Ekonomi Eğitim Bilimleri Hukuk Siyaset Bilim Coğrafya İlahiyat-Teoloji Psikolojik Danışma ve Rehberlik Felsefe-Mantık Ontoloji Epistemoloji Etik Estetik Dil Felsefesi Din Felsefesi Bilim Felsefesi Eğitim Felsefesi Yaşam Bilimleri Biyoloji Sağlık Bilimleri Fütüroloji Edebiyat Sinema Müzik Kitap Tanıtımı Haberler Duyurular İletişim
Sloganların Eşiğinde Godot’yu Beklemek

Sloganların Eşiğinde Godot’yu Beklemek

Fikir Yazıları 18 Haziran 2020 19:36 - Okunma sayısı: 1.382

MURAT AYDIN

Sloganların Eşiğinde Godot’yu Beklemek
Toplumsal yaşanmışlıklar birer hafıza olarak yaşamın her aşamasında hayatımıza dokunabilmektedir. Yaşanılan ve aktarılan boyutlarıyla birer sembol olarak belirli tarihlerde öne çıkarılan her şey, ideolojik birer referans olmanın ötesinde hayatımızın olmazsa olmazları arasında kabul edilmekte veya sunulmaktadır. Kişiselden toplumsal düzeye kadar, farklı anlam ve değerlerle ifadelendirilerek yaşatılan bu algısallık belirli ritüellerle sergilenmektedir. Genelde dışlanmış, ötekileştirmeye maruz bırakılmış, görmezden gelineni ifşa etmeye ya da toplum nazarında –toplumdan kasıt toplumun büyük kesimi veya öyle olmasa bile meşrulaştırma adına teori de kullanılan yön- önemsenen/önemsenmesi beklenen bir olguyu canlı tutma istemini yansıtabilmektedir.
Asıl soru bilinç veya hafıza olarak tanıtılan şeyin, kişilerin nasıl ortak paydası olabildiğidir. Daha doğrusu, yaşanmayan, hissedilmeyen bir şeyin nasıl yaşanmış/yaşanılıyormuş veya hissedilir gibi birçok toplum kesimi tarafından sahiplenilebildiğidir. Bazı şeylerin kişi-toplum, toplum-devlet ilişkisi gibi bir takım hususlarda herkese aynı güçte –uygulamanın teoriyle uyuşmadığı da bariz olmakla birlikte- anlam ve hak kazandırması söz konusu olabilse de, tarihsel anektotlar üzerinden yürütülen teori ve pratik ilişkisi arasındaki dengenin açılması mizansenle sonuçlanmaktadır. Diğer yandan bu tezahürler kişiden topluma uzanan geniş yelpazede çelişkiye dönüşmektedir. Çelişkiyi doğuran ise kayda değer bulunmayan birçok şeyin yılın neredeyse her gününe iliştirilmesiyle önem arasında kurulan ilişkidir. Bu ilişki, aslında, ikinci plana itilen birçok toplumsal sorunun icra edilen ritüeller neticesinde geçiştirilmenin aracı olmakta veya etkisizleştirilmeyle sonuçlanmaktadır. Çünkü başarıyla kitle gücü (militanlardan ilgi duyanlara kadar herkes) arasındaki uçurum, bayrak, müzik, söylem, slogan gibi somut olgularla kapatılamayacak derecede olduğu ya fark edilememektedir ya da görmezden gelinmektedir. Her halükarda bir eksikliğin sebebiyet verdiği buradaki makasın genişliği ise sürekli umudu canlı tutmakla aşılmaya çalışılmaktadır. Buna karşın toplumu oluşturan kişinin bu umut duygusuna ne derece tutunduğu veya içselleştirdiği göz ardı edilmektedir. Toplumsal sorunların çözümsüzlüğünü tetikleyen benzer iyimserlikler hep bir gün başarılacak (toplumsal olan, çok faktörlü bir bütünlüğe dayandığından kişisel başarılabilirlikle karşılaştırılması beklenemez) düşüncesiyle beklemeye alınmaktadır.
Farklı sosyal tabakaların üyesi olan kişilerin ortak payda da buluşabilmesine karşın sonuç alamaması, değerlendirilmesi gereken ikinci sorunsal olarak karşımızda durmaktadır. Politikten iktisadî olana, sosyalden kültürele kadar tüm alanlarda oluşturulan taleplerin geniş bir kitle tarafından istenmesine karşın hayata geçirilemiyorsa sorgulanması gereken çok şey var demektir. Sloganlara, bayraklara, melodilere sarılmak, meydanlarda halaya tutuşmak hangi sorunu çözebilmişse kitleleri belirli zaman dilimlerinde bir araya getirerek verilen ileti de ancak o kadar merhem olabiliyor. Yetersizliğin yol açtığı girdabın temelinde ise bütünlük, dayanışma gibi kavramların sloganlara sıkıştırılmasının yarattığı bir körlüğe eşlik eden değer yargıları, stabil roller yer almaktadır. Geriye ise tabiri caizse, bu toplumsal düzende psikolojik tatminkârlığın ağlanacak hale tercihle sonuçlandığı bir Godot’yu, umut olmaya devam eden beklemenin özeti olarak, gölge misali yanı başımızda…

Yorumlar (0)

SON EKLENENLER
ÇOK OKUNANLAR
DAHA ÇOK Fikir Yazıları
Disneyland

Fikir Yazıları24 Mart 2025 13:57

Disneyland

Karanlıkta Kalmayan İsimler

Fikir Yazıları19 Mart 2025 21:44

Karanlıkta Kalmayan İsimler

MEB çareyi buldu:

Fikir Yazıları16 Mart 2025 21:45

MEB çareyi buldu: "CEZA! "?  

Çocuklarımızı Lider Olarak Nasıl Yetiştirebiliriz?

Fikir Yazıları02 Mart 2025 22:35

Çocuklarımızı Lider Olarak Nasıl Yetiştirebiliriz?

ŞİMDİ YAZMA ZAMANI

Fikir Yazıları01 Mart 2025 14:44

ŞİMDİ YAZMA ZAMANI

Futbolda Adalet

Fikir Yazıları25 Şubat 2025 17:03

Futbolda Adalet

DIŞ GÜÇLERE KARŞI İÇSEL FARKINDALIK

Fikir Yazıları23 Şubat 2025 18:53

DIŞ GÜÇLERE KARŞI İÇSEL FARKINDALIK

EŞİT VE ADİL EĞİTİM İÇİN AZ DAHA CESARET

Fikir Yazıları20 Şubat 2025 22:49

EŞİT VE ADİL EĞİTİM İÇİN AZ DAHA CESARET

Aşkın Matematiği

Fikir Yazıları15 Şubat 2025 18:09

Aşkın Matematiği

Ezberci Eğitimden Eleştirel Düşünceye: Türkiye'nin Eğitim Sistemini Yeniden Yapılandırma Zorunluluğu

Fikir Yazıları15 Şubat 2025 17:52

Ezberci Eğitimden Eleştirel Düşünceye: Türkiye'nin Eğitim Sistemini Yeniden Yapılandırma Zorunluluğu