Nirvana Sosyal

Anasayfa Künye Danışmanlar Arşiv SonEklenenler Sosyal Bilimler Bilimsel Makaleler Sosyoloji Fikir Yazıları Psikoloji-Sosyal Psikoloji Antropoloji Tarih Ekonomi Eğitim Bilimleri Hukuk Siyaset Bilim Coğrafya İlahiyat-Teoloji Psikolojik Danışma ve Rehberlik Felsefe-Mantık Ontoloji Epistemoloji Etik Estetik Dil Felsefesi Din Felsefesi Bilim Felsefesi Eğitim Felsefesi Yaşam Bilimleri Biyoloji Sağlık Bilimleri Fütüroloji Edebiyat Sinema Müzik Kitap Tanıtımı Haberler Duyurular İletişim
HER ÜNİVERSİTE MEZUNU İŞ SAHİBİ OLMALI MI?

HER ÜNİVERSİTE MEZUNU İŞ SAHİBİ OLMALI MI?

Fikir Yazıları 20 Eylül 2019 14:19 - Okunma sayısı: 1.286

Türkiye’de gerek plansızlık gerek neoliberal ekonomi politikaları nedeniyle diplomalı işsizlik yaşanıyor ve diplomalı işsizlerin oranı işsizler içinde artıyor.  Böyle olunca bir taraf üniversite mezunu olup iş bulamamaktan yakınırken diğer taraf her ünive

HER ÜNİVERSİTE MEZUNU İŞ SAHİBİ OLMALI MI?

Türkiye’de gerek plansızlık gerek neoliberal ekonomi politikaları nedeniyle diplomalı işsizlik yaşanıyor ve diplomalı işsizlerin oranı işsizler içinde artıyor.  Böyle olunca bir taraf üniversite mezunu olup iş bulamamaktan yakınırken diğer taraf her üniversite mezununa iş verme zorunluluğunun olmadığını söylüyor. Mesele yanlış bir düzlemde tartışılıyor.

Üniversiteler iş bulma kurumu değil, bilimsel ve kültürel araştırma yapan, teknoloji üreten kurumlardır. Daha doğrusu öyle olmalıdır. Türkiye, özellikle 1980’lerden itibaren, 24 Ocak kararlarını uygulamaya koyarak üretimden adım adım uzaklaştı ve ekonominin ağırlığını sıcak paraya dayalı hizmet sektörleri teşkil etti. Sanayi ve tarımda uygulanan politikalar sonucu dışa bağımlılık artmış, üretimin yerini ithalat almıştır. Tarımsal üretimin düşmesiyle ve imalat sanayisinin zayıflamasıyla köyden kente; kentlerden büyük kentlere göçler hızlanmış; ülkenin demografik yapısı değişmiştir. Tarım ve sanayi alanlarında gerçek ekonomik yatırımlar yapılmayınca ve devlet plancılığı ortadan kaldırılınca kentlere göç eden kitlelerin istihdam sorunu ortaya çıkmıştır. İstihdam sorununa sistemin ürettiği çözüm akademik eğitimdir. “İş bulmanın yolu üniversite bitirmekten geçiyor” algısı kitlelerde yükseköğrenim talebi yaratmaktadır. Gerek ekonominin üretimden kopuk yapısı gerek akademik eğitime yönelim meslek liselerini gözden düşürmüştür. Yükseköğrenim talebi sonucu üniversitelere yığılım, ortaöğretimden yükseköğretime geçiş sorunu olarak belirmiştir. Sınav sistemleriyle dershanecilik türemiş, büyük kaynaklar dershanelere akıtılmıştır .Talebin artışı yeni üniversitelerin kurulması sonucunu doğurmuştur. Yeni üniversiteler kurulmuş, üniversite giriş sınavına üniversite sonunda iş bulabilmek için girilen KPSS eklenmiştir. Plansızlık ve eğitimin ekonomiden kopuk yapısı eğitim sistemini sınav sarmalına dönüştürmüştür ve bu sarmal artık çıkmaz hâlini almıştır.

YÖK’ün 2017’de yaptığı bir ankete göre üniversite tercihlerini iş bulma kaygısı belirliyor. Demek ki, gençler bilimsel araştırma merakıyla değil, iş bulmak için yükseköğretime yöneliyor. Ülkemiz ise meslekî ve teknik eğitimi geliştirerek, üretim yaşamının ihtiyaçları doğrultusunda yapılandırarak istihdam sağlamak yerine aileler ve gençlerdeki yükseköğretim talebini karşılamak için dağa taşa üniversite açmıştır.  Basına yansıyan haberlere göre, 274 bölümde öğretim üyesi yok, birçok bölüm kapanıyor. Mezun olanlara ise “ Devlet size iş vermek zorunda değil” deniyor. Devlet her üniversite mezununa iş vermek zorunda değil, ama her insan çalışmak, hayatını idame ettirmek zorunda. Ülkenin plansızlığı ve yanlış yönlendirmesinin bedelini gençler ödüyor. Gelinen noktada, sıcak paraya dayanan sistemin savunması “İs vermek zorunda değilim.” oluyor.  Tam bir çıkmaz.

Türkiye ekonomide üretim yönünde yapısal bir dönüşüm yaşamadan eğitimsel sorunlarını çözemez ve bu sorunlar sosyal sorunlara dönüşür, dönüşmektedir. İşsizlerin içinde diplomalı işsizliğin oranı artmaktadır. Üretim seferberliği ile bu seferberliğin ihtiyaçlarına uygun bir eğitim sistemi kurulmalı, meslekî ve teknik eğitim geliştirilerek istihdam sağlayan okullara dönüştürülmeli ve kitlelerde “İstihdam için yükseköğretime gerek yok.” algısı yaratılmalıdır. Bu ise günübirlik çözümlerle değil, köklü çözümlerle olur.

Yorumlar (0)

SON EKLENENLER
ÇOK OKUNANLAR
DAHA ÇOK Fikir Yazıları
EŞİT VE ADİL EĞİTİM İÇİN AZ DAHA CESARET

Fikir Yazıları20 Şubat 2025 22:49

EŞİT VE ADİL EĞİTİM İÇİN AZ DAHA CESARET

Aşkın Matematiği

Fikir Yazıları15 Şubat 2025 18:09

Aşkın Matematiği

Ezberci Eğitimden Eleştirel Düşünceye: Türkiye'nin Eğitim Sistemini Yeniden Yapılandırma Zorunluluğu

Fikir Yazıları15 Şubat 2025 17:52

Ezberci Eğitimden Eleştirel Düşünceye: Türkiye'nin Eğitim Sistemini Yeniden Yapılandırma Zorunluluğu

ZEYTİN MORUYDU GECE

Fikir Yazıları13 Şubat 2025 08:01

ZEYTİN MORUYDU GECE

İnanç Deneyiminin Toplumsal ve Matematiksel Ölçülebilirliği

Fikir Yazıları09 Şubat 2025 23:12

İnanç Deneyiminin Toplumsal ve Matematiksel Ölçülebilirliği

Ebeveynlik: Sevgi, Sınırlar ve Bilinçli Yaklaşım

Fikir Yazıları07 Şubat 2025 08:01

Ebeveynlik: Sevgi, Sınırlar ve Bilinçli Yaklaşım

 Erkekler de ağlasa…

Fikir Yazıları06 Şubat 2025 01:59

Erkekler de ağlasa…

İyimserliğin Gölgesinde

Fikir Yazıları04 Şubat 2025 23:38

İyimserliğin Gölgesinde

Sosyal ve Kültürel Hayatta Ailenin Önemi

Fikir Yazıları03 Şubat 2025 23:50

Sosyal ve Kültürel Hayatta Ailenin Önemi

KIŞ OLMADAN BAHAR

Fikir Yazıları03 Şubat 2025 08:54

KIŞ OLMADAN BAHAR