Türkiye'de Eğitimde Teftiş Sorunu: Yapısal ve İşlevsel Bir Değerlendirme
Prof. Dr. Mehmet TEYFUR
Eğitim sistemlerinde kalite güvencesi mekanizmaları, öğretim süreçlerinin etkinliğini artırmak ve çıktıları değerlendirmek açısından büyük öneme sahiptir. Türkiye'de ise eğitimde teftiş sistemi, yıllar içerisinde birçok yapısal reform ve mevzuat değişikliğine uğramasına rağmen halen birçok sorunla karşı karşıyadır. Teftişin amacı yalnızca denetim değil; rehberlik, değerlendirme ve gelişim sağlamaktır. Ancak uygulamada bu amaçların büyük kısmı ihmal edilmektedir. Bu makale, söz konusu sorunların nedenlerini inceleyerek daha işlevsel bir teftiş sisteminin nasıl inşa edilebileceği üzerine tartışma yürütmektedir.
Yapılan saha araştırmaları, öğretmenlerin büyük çoğunluğunun teftişi "stres kaynağı" olarak gördüğünü, müfettişlerin ise denetim yetkilerinin kısıtlı olduğunu düşündüğünü göstermektedir. Bu karşılıklı güvensizlik ortamı, teftişin gelişimsel yönünü ortadan kaldırmaktadır
Teftiş; öğretmenlerin, okul yöneticilerinin ve kurumların belirlenen hedeflere ulaşıp ulaşmadığını değerlendiren bir sistemdir. Eğitim denetimi üç temel işleve sahiptir:
Etkin bir teftiş sistemi bu üç işlevi dengeli şekilde yürütmelidir. Ancak Türkiye'deki uygulamada bu denge sağlanamamıştır. Özellikle öğretmenler arasında teftişin daha çok "cezalandırıcı" bir süreç olarak algılandığına dair güçlü bir kanaat bulunmaktadır.
Teftişin Tarihsel Gelişimi
Türkiye’de eğitimde denetim ilk olarak 1869 tarihli Maarif-i Umumiye Nizamnamesi ile kurumsal çerçeveye kavuşmuştur. Cumhuriyet dönemiyle birlikte merkeziyetçi bir yapı kazanmış, 1990’lardan sonra ise öğretmen yetiştirme, performans değerlendirme ve kalite güvencesi kavramlarıyla yeniden şekillenmiştir. 2011 yılında yapılan değişikliklerle İlköğretim Müfettişleri, Rehberlik ve Teftiş Başkanlığı'na bağlanarak "eğitim denetmeni" unvanı verilmiştir. Ancak bu değişiklik uygulamada birçok belirsizlik doğurmuştur.
Yapısal Yetersizlikler
Teftiş Süreçlerindeki Sorunlar
Sorunların Nedenleri
Çözüm Önerileri
Sonuç
Türkiye'de eğitimde teftiş, olması gereken işlevlerinden uzaklaşmış; baskıcı, yüzeysel ve standart dışı bir yapıya bürünmüştür. Teftiş sisteminin reforme edilmesi; öğretmenlerin mesleki gelişimini destekleyecek, okul yönetimlerine rehberlik edecek ve öğrenci başarısını dolaylı olarak artıracak bir yapıya dönüşmesiyle mümkündür. Bu dönüşüm, ancak bütüncül bir eğitim reformu çerçevesinde; yerinden yönetim, dijitalleşme ve nitelikli insan kaynağı ile gerçekleştirilebilir.