Nirvana Sosyal

Anasayfa Künye Danışmanlar Arşiv SonEklenenler Sosyal Bilimler Bilimsel Makaleler Sosyoloji Fikir Yazıları Psikoloji-Sosyal Psikoloji Antropoloji Tarih Ekonomi Eğitim Bilimleri Hukuk Siyaset Bilim Coğrafya İlahiyat-Teoloji Psikolojik Danışma ve Rehberlik Felsefe-Mantık Ontoloji Epistemoloji Etik Estetik Dil Felsefesi Din Felsefesi Bilim Felsefesi Eğitim Felsefesi Yaşam Bilimleri Biyoloji Sağlık Bilimleri Fütüroloji Edebiyat Sinema Müzik Kitap Tanıtımı Haberler Duyurular İletişim
Kökler

Kökler

Edebiyat 26 Ocak 2025 13:15 - Okunma sayısı: 250

Gürel Sürücü

Zemheri, geceyi uzun bir hikâye gibi örmüş. Yeryüzü karanlık bir deniz, yıldızlar ise bu denizin üstünde ışık yayan kandiller gibi. Evlerinin önünde, selvi ağaçları göğe uzanan görkemli kuleler misali duruyor. Melike, ince bir atkıyla boynunu sarmış, soğuğa aldırmadan yürüyordu. Yanında Mete vardı, onun adımları kendinden emin, soğuğu delip geçen bir aslanınkine benziyordu.

Melike hafif bir tebessümle, "Bu kış geceleri bir başka güzel, ama bu güzelliğin içinde insanı saran bir ürperti var," dedi.

Mete, elinde tuttuğu ince bir dal parçasıyla karı eşelerken başını kaldırdı. "Kış; doğanın meydan okuması. İnsan, onun karşısında ya boyun eğecek ya da zekâsıyla ayakta duracak. Selvi ağacını düşün, karla boğuşur ama eğilmez."

Melike, onun bu ifadelerine alaycı bir bakış attı. "Hep böyle mi konuşursun? Sanki bir masal kahramanı gibisin. Geceye kulaç atar gibi yürüyorsun."

"Gece, bizi sınar," dedi Mete. "Karanlıkta yolu bulmak kolay değil ama cesaretin varsa, yolunu aydınlatacak bir ışık mutlaka çıkar."

Onlar konuşurken, uzaklardan bir kuş sesi duyuldu. İki yanındaki orman, adeta ikiye ayrılmıştı. Bir taraf karanlık, diğer taraf ise ay ışığının gölgesindeydi. Melike durup ormanın karanlık kısmına baktı. "Bazı yollarda yalnızca karanlığa dalmak gerek, değil mi?"

Mete, sessizce gülümsedi. "Ama karanlık, ışığın ne kadar değerli olduğunu hatırlatır. Tıpkı hayat gibi. Makamlar, mevkiler, kazançlar… Onlar sadece geçici ışıklar. Bir gün her şey söndüğünde elinde yalnızca kendin kalırsın."

Melike, onun bu sözlerini düşünerek başını salladı. "Sana hiç söylemedim ama selvi ağacı benim için hep direnci temsil etmiştir. Ne kadar rüzgâr esse de kökleri derindir. Bazen hayatın bizi köklerimizden kopardığını hissediyorum."

Mete durdu ve ona döndü. "Köklerin varsa, kopmazsın. Rüzgâr seni savurur ama yeniden toprağa tutunursun. Hayat da bu değil mi? Her şeyini kaybettiğini düşündüğünde bile, direnmek için bir neden bulursun."

Melike, başını eğdi ve derin bir nefes aldı. "Galiba haklısın. Ama bu gece, ben sadece yürümek istiyorum. Geceye kulaç atmak istiyorum, hiçbir şey düşünmeden."

Mete ona bir adım yaklaştı ve sessizce başını salladı. "Geceye kulaç atanlar, kendi yıldızlarını bulur."

Ormanın sessizliği içinde, iki arkadaş yan yana yürümeye devam etti. Kar ayaklarının altında ezilirken, gece kuşlarının sesi yeniden duyuldu. Belki de doğa, onların mücadelelerini izliyor ve kendi sırrını fısıldıyordu: Hayatın asıl değeri, karanlıkta parlayan yıldızlarda saklıdır.

İleri doğru yürüdükçe, Melike'nin kafasında farklı düşünceler belirmeye başladı. “Köklerimiz… Bizi ayakta tutan, kim olduğumuzu hatırlatan şeyler. Ama köklerimizin derinliği, yaşadıklarımızla şekilleniyor.”

Mete, onun yanındaki sessizliği fark etti. “Ne düşünüyorsun?” diye sordu.

“Geçmişimizi unutmamak önemli. Ama bazen köklerimizle o kadar meşgul oluyoruz ki, önümüze bakmayı unutuyoruz. Belki de köklerimizden güç alarak geleceğe adım atmalıyız.”

Mete, Melike’nin gözlerindeki ışıltıyı gördü. “Evet, köklerimizi beslemek, onlara iyi bakmak zorundayız. Büyümek ve ileriye gitmek için köklerimize ihtiyacımız var. Ama aynı zamanda, köklerimizi de bırakabilmeliyiz. Bazen ileri gitmek için geride bırakmamız gereken şeyler vardır.”

Melike, bu sözler karşısında düşündü. “Belki de hayat, köklerimizi güçlendirirken, aynı zamanda yeni yollar açmamıza da izin veriyor.”

İkisi de derin bir nefes alarak yürümeye devam etti. Kış gecesi, onların içinde bir şeyleri yeşerten bir tohum gibi duruyordu. Karanlık, yalnızca bir başlangıçtı; yıldızlar ise umutlarını alevlendiren ışıklardı. Geceye kulaç atanlar, hayatta kalmanın ve büyümenin sırrını keşfediyorlardı: Köklerimiz ne kadar derin olursa olsun, her zaman yeni ışıklar bulmak mümkündü.

Her karanlık gecenin sonunda, yeni bir gün doğuyordu. Ocak 2025

Yorumlar (2)

Doğan yılmaz - 29 Ocak 2025 17:37

????????????????????????

Efsun nazım - 28 Ocak 2025 16:37

Hoş bir yazı düşündürücü
SON EKLENENLER
ÇOK OKUNANLAR
DAHA ÇOK Edebiyat
Hayatı Doğru Yönetmek Üzerine

Edebiyat25 Şubat 2025 22:21

Hayatı Doğru Yönetmek Üzerine

ROMAN:  RÖNESANS, BURJUVA ve ÇOK-SESLİLİK

Edebiyat24 Şubat 2025 10:25

ROMAN: RÖNESANS, BURJUVA ve ÇOK-SESLİLİK

Ateşin Hafızası

Edebiyat23 Şubat 2025 14:13

Ateşin Hafızası

 GÖKTEKİ BALIKLAR

Edebiyat22 Şubat 2025 20:34

GÖKTEKİ BALIKLAR

Öykü: ZEYTİN MORUYDU GECE (2)

Edebiyat22 Şubat 2025 12:45

Öykü: ZEYTİN MORUYDU GECE (2)

Edebiyat Eğitiminde Alımlama Estetiği

Edebiyat21 Şubat 2025 09:57

Edebiyat Eğitiminde Alımlama Estetiği

Buz Dağı

Edebiyat19 Şubat 2025 20:10

Buz Dağı

Akılcı Düşünce ve Bilginin Gücü

Edebiyat19 Şubat 2025 19:31

Akılcı Düşünce ve Bilginin Gücü

Plastik Top

Edebiyat18 Şubat 2025 21:24

Plastik Top

Babamın Atları ve Çocukluğum

Edebiyat18 Şubat 2025 12:54

Babamın Atları ve Çocukluğum