Nirvana Sosyal

Anasayfa Künye Danışmanlar Arşiv SonEklenenler Sosyal Bilimler Bilimsel Makaleler Sosyoloji Fikir Yazıları Psikoloji-Sosyal Psikoloji Antropoloji Tarih Ekonomi Eğitim Bilimleri Hukuk Siyaset Bilim Coğrafya İlahiyat-Teoloji Psikolojik Danışma ve Rehberlik Felsefe-Mantık Ontoloji Epistemoloji Etik Estetik Dil Felsefesi Din Felsefesi Bilim Felsefesi Eğitim Felsefesi Yaşam Bilimleri Biyoloji Sağlık Bilimleri Fütüroloji Edebiyat Sinema Müzik Kitap Tanıtımı Haberler Duyurular İletişim
Cumhuriyetin Siyasi ve Felsefi Temelleri

Cumhuriyetin Siyasi ve Felsefi Temelleri

Fikir Yazıları 26 Ekim 2023 16:13 - Okunma sayısı: 992

Doç Dr. Armağan Öztürk

Cumhuriyetin Siyasi ve Felsefi Temelleri

Armağan Öztürk*

Cumhuriyet öncelikle demokrasi eleştirisidir. Platon’dan Tocqueville’ye kadar pek çok düşünür sınırlanmamış halk iktidarının tiranlığa yol açtığını düşündü. Demokrasinin yasa, erdem ve akılla sınırlanmadığı bir siyasal durumda keyfiliğin siyasal rejime hâkim olması ve özgürlüklerin tehdit edilmesi kaçınılmazdı. Tiranlık, diktatörlük, faşizm ve popülizme dair her tartışma nihayetinde bu meseleyi kendisine referans aldı. Cumhuriyetçi siyaset felsefesinin bu argümanı daha sonra liberal anayasacılık hareketi tarafından da devralındı. Kadim karma anayasa geleneği modern kuvvetler ayrılığı ilkesine dönüştü.

Türkiye’deki cumhuriyetçilik tartışması ise ne yazık ki bu içeriğin çok uzağında. Ülkenin aydın kesiminin büyük bir kısmı demokrasi adına cumhuriyeti eleştirdi. 90’ların başındaki II. Cumhuriyet tartışmalarından bugüne Kemalist cumhuriyet askeri ve bürokratik vesayet adına mahkum edildi. Oysa Türkiye nasıl demokratikleşir sorusuna yanıt aranırken cumhuriyetçi değerlerle ancak demokrasinin anlamlı hale geleceği düşünülmeliydi.

Cumhuriyetin ikinci önemli kavramı ise yurttaşlıktır. Kamusal çıkarı kişisel çıkarın üstünde tutan, yasa yapım sürecine katılarak öz yönetimi hayatın her alanına yayan ve kişisel özgürlükle devletin bağımsızlığını aynı anda deneyimleyen yurtsever yurttaşlık olmaksızın cumhuriyet ayakta kalamaz. Böylesi bir yurttaşlık anlayışının önünde ise iki önemli engel var: Öncelikle yurttaş milliyetçiliğin etnik milliyetçilikten önde olması ve bu bağlamda tüm yurttaşların cumhuriyetin üst kimliğini kendi kültüründen üsttün tutması gerekir. Ama ne yazık ki, post-modernizmin farklılıkları dayattığı bir dünyada ortak olanı yakalamak her geçen gün daha da zor hale gelmektedir. İkinci mesele ise ekonomi. Ölçülü bir mülkiyet rejimi ve bireyi destekleyen sosyal güvenceler yurttaşlığın maddi zeminini karakterize ediyor. İnsanların geçim sıkıntısı çektiği, kendisinin ve ailesinin geleceğinden emin olmadığı bir toplumda cumhuriyetçi özyönetim aşınmaya mahkum. Çünkü insanlar maddi ihtiyaçlarını karşılamak için karar alma haklarını elitlere devretmekte. Büyük önderin vurguladığı gibi hem devletler hem de insanlar için siyasi bağımsızlığın temeli ekonomik bağımsızlıktır.

Son olarak kurucu değerlere değinmek gerekiyor. Cumhuriyetler bir olayı, kişiyi veya toplum sözleşmesini mit katına çıkarır. Amerikan Cumhuriyeti Amerikan Anayasası, Fransız Cumhuriyeti Fransız Devrimi, Türkiye Cumhuriyeti ise Atatürk’tür. Cumhuriyetin kaynağındaki kurucu ruh yurttaşları ülkenin bağımsızlığını ve bireylerin özgürlüklerini koruma noktasında motive eder. Biz de ne yazık ki bu noktada da bir zafiyet var. Atatürk’ü eleştirmenin demokrasinin ön koşulu sayıldığı dönemleri yaşadık. Ancak sivil Atatürkçü politik mayalanma bir kez daha gösterdi ki, Atatürk hiç de resmi ideolojinin dayattığı bir tabu değil. Bu toplumun ekser çoğunluğu Atatürk’ü seviyor ve saygı duyuyor. Bahsi geçen pozitif bağlılık toplumla cumhuriyet arasındaki ilişkinin temel dayanağı niteliğindedir.

* Doç. Dr. Artvin Çoruh Üniversitesi, Sosyoloji Bölümü

Yorumlar (0)

SON EKLENENLER
ÇOK OKUNANLAR
DAHA ÇOK Fikir Yazıları
KARAR ANI: SÖZLEŞME HAZIRLAMADA KARAR ALANLARI

Fikir Yazıları21 Ocak 2025 20:22

KARAR ANI: SÖZLEŞME HAZIRLAMADA KARAR ALANLARI

SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMA HEDEFLERİ

Fikir Yazıları15 Ocak 2025 21:29

SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMA HEDEFLERİ

Aşk öykülerimize mutlu son yazabilir miyiz?

Fikir Yazıları14 Ocak 2025 01:20

Aşk öykülerimize mutlu son yazabilir miyiz?

Sessizlik Fenomeni Üzerine

Fikir Yazıları06 Ocak 2025 11:37

Sessizlik Fenomeni Üzerine

YENİ DÖNÜŞ ZAMANI

Fikir Yazıları01 Ocak 2025 17:57

YENİ DÖNÜŞ ZAMANI

Ters Çaba Kuralı: Sıkıntılardan kurtulmak için teslimiyet bir çare olabilir mi?

Fikir Yazıları13 Aralık 2024 18:25

Ters Çaba Kuralı: Sıkıntılardan kurtulmak için teslimiyet bir çare olabilir mi?

DEĞİŞİM VE DÖNÜŞÜM ZAMANI

Fikir Yazıları07 Aralık 2024 01:06

DEĞİŞİM VE DÖNÜŞÜM ZAMANI

Aşk Acısı:

Fikir Yazıları02 Aralık 2024 21:54

Aşk Acısı: "Çeken Bilir"

Kurum Kreşleri ve Anaokulları Üzerine Düşünceler

Fikir Yazıları01 Aralık 2024 19:03

Kurum Kreşleri ve Anaokulları Üzerine Düşünceler

Jack London'ın Çağı

Fikir Yazıları27 Kasım 2024 13:02

Jack London'ın Çağı