Anasayfa Künye Danışman ve Editörler Son Dakika Arşiv FacebookTwitter
Nirvana Sosyal Bilimler Sitesi Güncel Eleştirel Sosyal Bilimler Platformu

YOL AYRIMINDAKİ GENÇLİK KİTABI ÜZERİNE SÖYLEŞİ

Gençlik üzerine söyleşi

Kategori: Sosyal Bilimler - Tarih: 06 Nisan 2025 19:17 - Okunma sayısı: 106

YOL AYRIMINDAKİ GENÇLİK KİTABI ÜZERİNE SÖYLEŞİ

YOL AYRIMINDAKİ GENÇLİK KİTABI ÜZERİNE SÖYLEŞİ

Eğitim ile ilgili yüzlerce kavram okumuşuzdur. Benim en dikkatimi çeken kavram ise “Yetişkin bireylerin bilgi, beceri ve tecrübelerini genç nesillere aktarma süreci.” olarak ifade edilendir. Eğitim yönetimi alanında birçok kitabı bulunan Değerli Hocamız Prof. Dr. Necati CEMALOĞLU ile bir söyleşimiz oldu.

Sayın Hocam görüşme talebimizi kabul ettiğiniz için öncelikle teşekkür ederiz. “Yol Ayrımındaki Gençlik” adlı kitabınızı okurken aklımdan çok şeyler geçti. Okuyucuların bu kitabı okumasını elbette öneriyoruz ancak direk sizlerden de konuyla ilgili görüşlerinizi almak isteriz. Ayrıca, “Yol Ayrımındaki Gençlik” adlı kitabınızda gençlere çok güzel yönlendirmeleriniz var. Sayın Hoca’m, kendinizi kısaca tanıtabilir misiniz?

Sayın Prof. Dr. Necati Cemaloğlu: 1965 yılında Kastamonu’da doğdum. 1983–1984 eğitim – öğretim yılında G.Ü, Kastamonu Eğitim Yüksekokulu’ndan mezun oldum. Trabzon ve Ankara’da öğretmenlik ve okul müdürlüğü yaptım. Öğretmenlik yaptığım dönemlerde, Hacettepe Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Eğitim Yönetimi, Teftişi, Planlaması ve Ekonomisi anabilim dalından 1992-1993 eğitim-öğretim yılında mezun oldum. MEB Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı'nda, matematik komisyonu üyeliği ve maarif müfettişliği yaptım. Ankara ve Gazi Üniversitesi’nde "Eğitim Yönetimi" alanında master yaptıktan sonra Gazi Eğitim Fakültesi’ne araştırma görevlisi olarak göreve başladım. Doktora eğitiminden sonra 2004 yılında yardımcı doçent, 2008 yılında doçent ve 2014 yılında profesör olarak atandım. Amerika Birleşik Devleti'ne "Michigan State University" ve University of Florida’ya misafir öğretim üyesi statüsüyle gittim. MEB - Dünya Bankası - Kurumsal Performans Yönetimi Ulusal Danışmanı, değişik bakanlıklarda ve üniversitelerde stratejik plan danışmanlığı yaptım. Yayımlanmış 32 kitabım, kitaplarda bölümüm, 500’ün üzerinde ulusal gazete makale, SSCI ve diğer indexlerde taranan 112 makale, katıldığım ulusal ve uluslar arası kongre - sempozyum bulunmaktadır. Evli ve iki çocuk babasıyım. İngilizce bilmekteyim. Halen Gazi Üniversitesi, Gazi Eğitim Fakültesi'nde, Eğitim Yönetimi anabilim dalında görev yapmaktayım. 2019 yılında “Başöğretmen Onur Ödülü”, “2020 Yılında Bilge Tonyukuk Eğitime Hizmet Ödülü” aldım.

Kadir Bayşu: Öğrenim çağındaki gençler neler yapmalılar ki gelecekte başarılı olabilsinler?

Prof. Dr. Necati Cemaloğlu: Gençler, öncelikle yaşının gereği olan bilgi, tutum ve davranışlara sahip olmaları gerekir. Yaşına göre oyun oynamayı, spor yapmayı, öğrenmeyi, eğlenmeyi bilmelidir. Yaşına göre davranışlar sergilemeyenler, erken büyüyenler ya da asla büyüyemeyenler, toplumda daima uyum sorunu yaşarlar. Çocuklara yetişkin gibi davranmak doğru değildir. Her çocuğun, gencin yaşına uygun davranması için desteklenmesi gerekir. Öğrenim çağındaki gençler, öncelikle ana dillerini iyi öğrenerek işe başlamalıdır. Çünkü Türkçeyi dinleme, izleme, okuma, anlama, yazılı-sözlü anlatım, dilbilgisi, imla gibi becerilere sahip olmayan bir öğrenci, öğrenim hayatını sıkıntılı yönetir. Anadil becerisi iyi olan öğrenciler sadece sosyal derslerde değil, fen ve matematik derslerinde de yaşıtlarına göre daha başarılı olur. Anadilini geliştirmek için düzenli kitap okumak, sosyal, kültürel etkinliklere katılmak, kelime dağarcığını geliştirmek son derece önemlidir. Gençlerin kendilerini motive etmeleri, kendi kendine liderlik yapmaları, elit ve entelektüel yaşama çabaları, gelecekte hangi mesleği yaparlarsa yapsınlar, onlara çok önemli katma değer yaratacaktır. Özellikle ilgi alanlarında kendilerini yetiştirmeleri, değişik öğrenme ortamlarını tecrübe etmeleri, gezilere katılmaları, sosyal ağlara girmeleri, etkileşimlerini geliştirmelerine yardımcı olur. Geleceğin eğilimlerini tahmin etmek ve bu alanda beceri sahibi olmak için teşebbüste bulunmak, onların farklılık yaratmalarına uygun ortam sağlayacaktır. Burada geleceğin mesleklerine yönelmekten önce, temel bilgi ve becerileri kazanmak daha önemlidir. Çünkü geleceğin meslekleri değişebilir ama kazanılması gereken dil becerisi, matematik, problem çözme, iletişim, yaratıcı düşünme vb. beceriler asla değişmez.

Kadir Bayşu: İletişim becerisinin öneminden bahsediyorsunuz? Bunun gençlerimize ne gibi katkıları olacaktır?

Prof. Dr. Necati Cemaloğlu: İletişim hayatın kendisidir. İyi iletişim kurmayı öğrenenler, iletişim becerisini geliştirenler, akranlarına göre hem kendi çevrelerinde, toplumda, iş ve aile hayatlarında başarılı olurlar. Bireylerin yaşadıkları sorunların çoğunluğu, iletişim sorunlarından kaynaklanır. İletişim becerisi aynı zamanda etkili problem çözmeyi, sorun ortaya çıkmadan önce önlemeyi içerir. Günümüzde etkili iletişim araçları devreye girmiş, uzak olan yerler, bir tık ötesi kadar yakınlaşmıştır. Aynı zamanda iletişim becerisi, 21. yüzyıl becerileri arasında yer alır. Çok iyi doktor, mühendis, avukat, öğretmen olmanız artı değerdir ancak, iyi iletişim beceriniz yoksa hiçbir anlam ifade etmeyebilir.

Kadir Bayşu: Öğrenmeyi öğrenme kavramı son yıllarda çok gündemde. Özellikle teknolojinin gelişmesi ile kendini yenileyen bir toplum oluşturulması önemli. Bu konuda gençlerimize neler söylemek istersiniz?

Prof. Dr. Necati Cemaloğlu: Öğrenmeyi öğrenme, araba sürmeyi bilmek, bir problemi çözmeyi öğrenmek gibi bir beceridir. 21. yüzyılda her saniyede onlarca kitap basılmakta, makale yayımlanmakta, üretilen bilgi hızlı eskimekte, yeni bilgiler günlük yaşantımızı belirlemektedir. Bilginin bu kadar hızlı sirkülasyonunun olduğu bir dünyada ezberlemek, statik kalmak, her şeyi öğrenmeye çalışmak hem doğru değil hem de pratik hiçbir karşılığı yoktur. Bu koşullar altında öğrenmeyi öğrenmek, ihtiyaç duyduğu bilgiye nasıl ulaşılacağını, analiz edileceğini bilmek daha önemlidir. Öğrenme şu şekilde gerçekleşir. Öğrenme sürecinde üç önemli bellek vardır. “Duyusal bellek”, “Kısa süreli bellek” ve “Uzun süreli bellek”. Nesneleri, olayları, durumları duyusal bellek ile kaydederiz. Bu duyusal belleğe bilgiler 1 ile 3 saniye arasında kayıt olur. Herhangi bir bilgiyi öğrenirken 1- 3 saniye içerisinde öğrendiklerinizi tekrar etmezseniz, duyusal bellekteki bilgiler kaybolur. Duyusal belleğe alınan bilgiler, kısa süreli belleğe aktarılması gerekir. Kısa sürede bu belleğe bilginin kayıt yapılmaması halinde de bilgilerin kaybolma riski vardır. Bu bellekte 5 ile 9 arasındaki kavram kayıt yapılabilir. Kısa süreli bellek öğrenir, öğrendiği bilgiyi uzun süreli belleğe aktarır. Böylece sürekli öğrenme kapasitesini zinde tutmuş olur. Kısa süreli bellekteki bilgiler uzun süreli belleğe gönderilir. Uzun süreli bellek, kısa süreli bellekten gelen bilgiyi depolar. Depolanan bilgi, eski bilgilerle ilişkilendirilir ise kalıcı hale dönüşür. Uzun süreli belleğin kapasitesi geniştir. Kullanılmayan bilgiler uzun süreli bellekte belirli bir süreden sonra yok olur. Zaman zaman hatırlanan ya da kullanılan bilgiler kalıcı hale dönüşür. Bilgiler ilişkili, anlamlı hale geldikçe daha kalıcı hale dönüşme olasılığı yüksektir. Bireyler katıldıkları bir düğünün yıllar sonra tarihini, yerini, damadın ve gelinin adını, soyadını hatırlayabilirler. Buna da anısal bellek adı verilir. Ayrıca öğrenmede işlem sırasını iyi öğrenmek, işlemsel bellek ile mümkündür. Denklemin çözüm aşamaları, bilgisayar programlamadaki aşamalar, yönerge takip etme bu bellekle ilgilidir.

Kadir Bayşu: Gençlerimizi geleceğe hazır bir şekilde yetiştirmemiz gerektiğini ifade ediyorsunuz? Gençler 21. yüzyıla hazırlar mı? Siz yeterli görüyor musunuz?

Prof. Dr. Necati Cemaloğlu: Türkiye’de eğitimle ilgili en önemli sorunların başında fırsat ve imkân eşitliğinin olmaması, gençlere fırsat adaletinin yaratılamamış olmasıdır. Nüfusun hızlı arttığı, göçlerin yoğun yaşandığı ülkelerde maalesef bu sorunlar kronik hal almakta, kuşaktan kuşağa katlanarak devam etmektedir. Gençler, özellikle Z kuşağı, X ve Y kuşağına göre gelişmeleri daha iyi takip etmekte, uyum sağlamada daha başarılı olmaktadırlar. Eğitim sistemleri dünyayı okuma ve uyum sağlamada başarısız olmakta, çağdaş ve bilimsel eğitim anlayışından uzak kalınması halinde, fatura gençlere kesilmektedir. Bu süreçte gençler her ne kadar geleceğe hazır olma sürecinde ne kadar istekli olurlarsa olsunlar, olanaklar sınırlı olunca istenen fayda ortaya çıkmamaktadır. Yapılması gereken gençleri erken yönlendirmek, laik, çağdaş ve bilimsel eğitimden asla taviz vermeden, hayat boyu öğrenme süreçlerinin fitilini ateşlemektir.

Kadir Bayşu: Son olarak gençlere vereceğiniz tavsiyelerinizi alabilir miyiz?

Prof. Dr. Necati Cemaloğlu: Gençlere en önemli tavsiyem, öğrenmek, sürekli öğrenmek, kendini geliştirmek ve bilimsel düşünceden asla taviz vermeden yaşamalarıdır. Geleneklere bağlı kalmak önemli ancak körü körüne değil, değişime, yenileşmeye ve gelişmeye daima hazır olmak gerekir. Duyguları iyi yönetmek, duygusal zekâyı geliştirmek, zararlı maddelerden ve alışkanlıklardan uzak durmak, aktif spor yapmak yaşam kalitesini artırmayı sağlar. Kitap okumak, olanakları varsa gezilere katılmak, okulların veremediklerini araştırıp bulmak, öğrenmek, sürekli gelişme merkezli olmaları gerekir. Bunları yaparken vatan ve millet sevgisinden, cumhuriyetin temel ilke ve inkılaplarından, kurucu önderin yolundan sapmamaları da, tavsiyelerim arasında yer almaktadır.

Kadir Bayşu: Değerli fikirleriniz ve katkılarınız için şahsım ve Nirvana Sosyal Bilimler Sitesi adına çok teşekkür ederim Sayın Hocam.

Prof. Dr. Necati Cemaloğlu: Ben teşekkür ederim.

Yorumlar (0)
EN SON EKLENENLER
BU AY ÇOK OKUNANLAR
Diğer Sosyal Bilimler Yazıları