Sevim Yunus Habip
Kategori: Fikir Yazıları - Tarih: 19 Mart 2025 21:44 - Okunma sayısı: 25
Karanlıkta Kalmayan İsimler
Yüz altmış sekiz yıl önce kadının gücünü New York’tan duyurduğu bir grev süreci, 129 kadın işçinin, polisin fabrikayı kadınları da içeride bırakarak kilitlemesi sonucu can vermeleriyle anılması kıymetli bir tarih olan 8 Mart’tır. İnsanoğlunun kadının gücünden korkması, acıtmıyor mu yine kadının canını? Ama bilmiyorlar ki, Anka Kuşu misali küllerinden yeniden doğar kadın.
Her yıl olduğu gibi bu anlamlı günde, yine çiçekler satılacak, birkaç cümlelik güzel sözler söylenecek. Bazı medyalarda toplanan kadınlar umutla seslerini duyurmaya çalışacak. Ama bazıları bugünü göremeyecek. Zira birileri onların sesini sonsuza kadar susturdu.
Bir ülkenin sokaklarında yankılanan sessiz çığlıklar, bir evin boş kalan odası, bir annenin titreyen sessi…
Hepsi bir isme dönüşüp unutulmaya zorlanıyor. Unutmayacağız. Zira bazı isimler, karanlığa gömülemeyecek kadar parlaktır.
2024’te 394 kadın…
Her biri, bir hayat.
Bir hikâye.
Bir hayal.
Bir sabah, bir akşam… Artık yaşanmayan günler.
Bu sayı, yalnızca bir istatistik değil. En çok yarım kalan cümleler var. Bu yüzden, karanlıkta kalmayacak isimler diyoruz.
Unutmanın kolay olduğu bir çağdayız. Sosyal medyada birkaç satır yazıp geçiyoruz, birkaç gün üzülüp sonra susuyoruz. Oysa unutmak yeniden öldürmektir. Bu yüzden her birinin adını tekrar tekrar söylemeli, onların hikayelerini yaşatmalıyız.
Adalet gelene kadar.
Bütün kadınlar hak ettikleri yaşamı yaşasınlar diye. Çünkü adalet gecikirse, Sezen’in ‘’ Beni Unutma’’sı, genç bir şarkıcının hüzünlü yorumuyla kalır sadece. Ama biz, şarkılara sıkışıp kalmamalıyız. Bir ülkenin vicdanı, yasını müzikle tutamaz yalnızca. Yasımız eylem olmalı. Yasımız isyan olmalı.
Yüzyıllar öncesinden bizlere, yol gösteren ‘’hakikat yolcuları’’ ışıklarıyla karanlığı delen bilge insanları neden rehber almıyoruz?
Kurtuluş mücadelesini birlikte verdiyi kadınlar için Mustafa Kemal Atatürk: ‘’Yeryüzündeki tüm güzellikler kadınların eseridir,’’ demekten asla çekinmiyor.
İnsanları düşüncesiyle aydınlatan Hacı Bektaş Veli, 13. Yüzyılda; ‘’Kadınlarınızı okutunuz,’’ önerisini yazıyor. Hacı Bektaş’a yol arkadaşı Kadıncık Ana’yı soruyorlar: ‘’Kadıncık Ana eşiniz mi?’’ o da soranlara ‘’Eşitim,’’ diyor.
Dünya şairi Nazım Hikmet en güzel şiirlerini kadınlar için yazıyor: ‘’Hoş geldin kadınım benim hoş geldin / ayağını bastın odama / kırk yıllık beton, çayır çimen şimdi / güldün, / güller açıldı.
Bozkırın Tezenesi Neşet Ertaş, ‘’Kadınlar insandır, biz insanoğlu,’’ demekle yetinmeyip; ‘’İki büyük nimetim var / Biri anam biri yarım / İkisine de büyük hürmetim var / Biri anam biri yârim’’ türküsünü sazıyla, sesiyle zihinlere işliyor.
Bu örnekler çoğalır da çoğalır…
Hatırlayacağız. Hatırlatacağız.
Erkek egemen toplumda 21. Yüzyılda kadına yönelik şiddeti artırarak, İstanbul sözleşmesinden neden imza çekilir? Ne oldu da dün emek mücadelesi veren kadın henüz bu mücadelesini kazanmamışken, bugün daha da ağır olan yaşam mücadelesi vermeye başladı.
Adaletin bu ülkeye gerçekten geleceğine inanmak istiyorum. Adaletin olmadığı yerde hatırlamak acı verici ama vazgeçmek ölümcül olur. Bugün sadece anmıyoruz; direniyoruz, haykırıyoruz.
Kadınların ölmediği, öldürülmediği, dayak yemediği, tacize uğramadığı, hep değer gördüğü bir dünya hayal ediyoruz.
Biliyoruz ki; kadınların özgürlüğü, bir toplumun vicdanıdır. Biz o vicdanı kaybetmeyeceğiz.
Karanlık, ancak biz hatırlarsak aydınlanacak.
Yaşasın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü!
Sevim Yunus Habip/ 8 Mart/ 2025 HATAY
03 Mart 2025 16:46
08 Mart 2025 11:51
05 Mart 2025 10:23
04 Mart 2025 16:38
18 Mart 2025 14:06
04 Mart 2025 01:23
11 Mart 2025 18:22
10 Mart 2025 13:22
17 Mart 2025 01:35
01 Mart 2025 14:44