Anasayfa Künye Danışman ve Editörler Son Dakika Arşiv FacebookTwitter
Nirvana Sosyal Bilimler Sitesi Güncel Eleştirel Sosyal Bilimler Platformu

Eğitim Şart, Koşullar Sert

Hasan Turunç

Kategori: Eğitim Bilimleri - Tarih: 01 Mart 2025 23:21 - Okunma sayısı: 183

Eğitim Şart, Koşullar Sert

Eğitim öğretim ailede başlar, okulda devam eder, kurslarla yoğunlaşır, etütlerle pekişir. E o da yetmez, özel derslerle ortalık biraz daha kızışır.

Mini mini sekizler LGS’de kapışır, Naim gelse bu ağırlığı zor taşır. En hızlı koşanlar 3- 5 liseyi kapışır. Dönüp arkaya bakanlar koltuğuna yapışır. Çoktan seçmeli hayatlar sınavlara adanır. Üç yanlış yapanın bir doğrusu darılır. YKS, TYT, AYT derken denize düşen yılana, okulu bitiren KPSS’ye sarılır. En çok plaket biriktirebilenler, mülakat-ül liyakat ile iltifat-ül riayet bulurlar. Sertifikalar, belgeler cam çerçeve yapılır; diplomalar, transkriptler duvarlara asılır.

“Fuzuli” diye elenenler yazsa derdini kitap olur. Kimi yerçekimsiz fezada “Leyla” olup savrulur. Kimiyse kahrından “Mecnuna” döner kendini sahraya vurur. Söz tükenir sonra, şair ay ışığında kaybolur. Geriye deryada izsiz bir yakamoz, sokaklardaysa o yetim şiirin yankısı kalır:

“Failetün, failetün, failün…”

YARIŞMALAR

1.ETAP: Bebek Bezi Olimpiyatları!

Yarışmacılar başlama çizgisindeki yerlerini aldılar. Son kontroller yapılırken pistin etrafında heyecan içinde bekleyen taraftarların tezahüratları şiddetini giderek arttırıyordu.

“Vur-Kır-Parçala, Bu Yarışı Sen Kazan!”

Hakem havadaki elini hızla indirdi. “Gong!” sesiyle birlikte büyük yarış başladı.

Bir alışveriş merkezinde düzenlenen yarışmada küçücük bebelerin emekleyerek bitiş çizgisine varmaları isteniyordu.

Ebeveynlerin çocuklarını bitiş çizgisine doğru yönlendirmek için gösterdikleri yoğun çaba ve kıran kırana geçen büyük mücadele sonrası yarışı 6 numaralı bebek beziyle izlediğimiz minik yarışmacı kazandı.

Ödül töreninde boynuna altın emzik takılan minik şampiyon tüm yaşananlardan habersizmiş gibi bir tavır takınmakla her şeyin farkında olup vakur bir duruş sergilemek arasında gidip geliyordu. Bu başarının mimarları anne ve baba ise bu konuda en ufak bir şüpheye meydan vermeyecek derecede mağrur görünüyorlardı.

Diğer bebelere gelince… O gün anne ve babalarının yüzlerindeki hüsran duygusuyla tanışıyorlardı ve emekleyerek başladıkları bu maraton hiç bitmeyecek, emekliliğe kadar sürecekti.

2. ETAP: Gıt Gıt Gıdak Yumurtam Sıcak!

Sıradaki yarışmaya hepiniz hoş geldiniz sayın seyirciler. Sabahın 5’inde bizi yalnız bırakmadığınız için çok teşekkür ederiz. Bizleri kıran kırana geçecek büyük bir mücadele daha bekliyor.

(Veeee çalar saatin sesiyle büyük yarışma başlar!)

Anne yatağın sol kulvarından yarışmaya harika bir başlangıç yapar. Sağ kulvardan çıkış yapan baba, annenin iki adım gerisinde pijamalarını değiştirmeye koyulur. Anne temposunu arttırarak farkı biraz daha açar ve soluğu mutfakta alır. Henüz tek ayağını sokabildiği pantolonunu giymeye çalışan baba, güçlükle ve seke seke çocuğun odasına dalar. Babanın pantolonuyla imtihanından sonraki aşama çocuğunu bir an önce uyandırıp en hızlı şekilde okula hazırlamaktır. Bu esnada anne, hayret verici bir hızla ve usta bir illüzyonist çabukluğuyla kahvaltıyı hazır edip yarışmanın en zorlu etabı için nefesini tutmuştur. Çocuğu zamanla yarışarak doyurmak gibi kutsal bir görevi vardır babanın. Sandalyesinde uyuklayan çocuğu yarışta tutabilmek için türlü numaralar dener. Her sabah olduğu gibi tabletten çocuğun en sevdiği şarkıyı açar: “Gıt gıt gıdak, yumurtam sıcak, inanmazsan gel de bak!” Tabaktan havalanan çatalın ucundaki yumurtayı “uçak geliyoooor!” diye kuledeki annenin talimat bombardımanı eşliğinde kazasız belasız indirmek için uğraşır durur. Pisti birkaç defa pas geçe geçe nihayet son lokmayı da çocuğun ağzına sokuşturuverir. Bir görevi daha başarmış olmanın gururuyla takım arkadaşına bakıp gülümser.

Bütün bu koşturmacadan sonra nihayet nefes nefese atabilmişizdir kendimizi sokağa. O buz gibi havada ellerinden tuttuğumuz çocuklarımızın minicik bedenleri güneşi örten siyah perdenin ardına saklanır o sıra. Bir çift gözün uykulu gölgesi düşer sonra köşe başındaki sokak lambasının altına sığınan yavru kedinin yanı başına.

Ve bizler biliriz ki aydınlık bir gelecek içindir bunca fedakârlık bunca çaba.

Peki ya hiç düşünür müyüz:

Nasıl bir ironidir,

Aydınlık bir gelecek için karanlıkta düşmek yollara…

hasanturunc47@gmail.com

Yorumlar (1)
Sefer AZAZİ - 02 Mart 2025 13:33
Yine, hoş bir yazı kaleme almışsınız. Zevkle okudum. Elinize, emeğinize sağlık.
EN SON EKLENENLER
BU AY ÇOK OKUNANLAR
Diğer Eğitim Bilimleri Yazıları