Haydar Uzunyayla
Kategori: Edebiyat - Tarih: 25 Şubat 2025 22:21 - Okunma sayısı: 245
Uygarlıkların tarihinde, hayatı doğru düzenlemeye ilişkin o kadar fazla fikir, düşünce ve bilgi ileri sürülmüş ki en ütopik olanından en sahici olanına kadar çok şey borçlu olduğumuz pek çok toplum bilimciyle karşılaşabiliyoruz ve hemen hepsinin buluşma noktaları, iyilik-yücelik, doğruluk, özgürlük ve eşitlik, ahlak ve benzeri normlar olmuştur… Ve yine bütün bu değerli yeteneklere göre, yönetmenin en sağlam, en kalıcı tarzı, adalet, sevgi ve aklın etkin kullanımı ile sağlanabilir. Eğer yönetme işini boş inançlar, yanlışlar, kişi ya da grup çıkarları üzerinden inşa etmeye kalkarsanız, toplumsal yapının ayrışmasına neden olursunuz ve bu da eşitsizliği, adaletsizliği derinleştiren, mutsuzluğu zirveye taşıyan bir yapıya dönüşür… Böyle bir yapı içinde yaşamaya tutsak edilen hemen herkeste ise bir kayboluş, bir şaşkınlık baş gösterir ve insanlar usanmışlık içinde her şeyin bir gün kendiliğinden düzeleceğini umut ederek tükenmeye yol alırlar.
Sözgelimi örgütlü yapımızın en küçük birimi olan ailede veya evliliklerde bile, eğer adalet, sevgi ve dürüstlük temelinde bir birlik oluşmamışsa, burada arzu edilen tasarılar gerçekleşemez. Ne hedefe ulaşılabilir ne doğru bir yol çizilebilir ne de doğacak çocukların gelecekleri doğru düzenlenebilir ve yukarıya yazdığım aile örneği bize, iyi bir ebeveyne, eğitimli-donanımlı bir öğretmene, eşitlik ve hak temelinde aklın etkin olduğu bir kamu yönetimine sahip olmanın ne kadar önemli olduğunu göstermektedir… (Şansınız varsa böyle bir yapı içinde büyürsünüz, çünkü hayatı sevmemizin temel basamakları, bu üçlü üzerinden kurulur çok zaman.)
Doğru yönetim her şeyden önce yönetme sanatını bilmekten geçer. Hayatın diğer pratikleri gibi bu çaba da nitelik ve yeterlilik gerektirir. İyi niyet, olgunluk, bilgelik ve yücelik gerektirir… Art niyet, yalan, talan, gizlenmiş amaçlar, sahte davranışlar ilişkilere zarar verir… Birini kendinden aşağı görmek, hakaret etmek, saldırmak, her fırsatta kibri sergilemek, huzura, refaha, birliğe hizmet etmez ve böyle bir yönetici aslında kendi küçüklüğünün ve bilgisizliğinin tutsağı olarak, kendisini yönetebilecek yeterliliğe dahi sahip değildir. Hatta utanma duygusu da eksiktir… Kendine ulaşan her yolu mübah görür, çıkarı uğruna hoş görünme arzusu dahil birçok sahte davranışı zirveye taşır, sahte
ahlaki değerler, sahte birlik, dayanışma ve benzeri söylemler geliştirerek, kitleyi baştan çıkarabilir… Makarna, mercimek, kömür dağıtarak büyük bir kesimi yardıma muhtaç hale getirebilir ve işin hazin tarafı bu şekildeki yönetme becerisini dayanışma, birlik, ahlaki sorumluluk olarak gösterebiliyor… Ama şunu hemen söylemeliyim ki insanların zayıflığı üzerinden ahlak, dayanışma ve benzeri davranış kalıpları geliştirmek en büyük ahlaksızlıktır, en büyük düşkünlüktür, en büyük şeytani tasarımdır…
İnsana yararlı olacak şey onu muhtaç hale getirmemektir. Makarna, mercimek, zekat vs. yardımlar, yardıma muhtaç hale getirileni aşağılar… Onur kırıcı davranıştır bu… Bu düzenlemeler kamu yararı değildir… Dayanışma hiç değildir… Bu örgütlenme doğrudan muktedirin planlanmış hedef amaçlarındandır ve hemen hemen her iklimde tanık olduğumuz kadarıyla, iktidar sahibi şöhretini, makamını güçlendirmek için, dayanışma, birlik, yardımlaşma, makarna mercimek dağıtma gibi “sosyal projeler “ yaratma işine pek fazla girişir… Çok zaman da iktidarını çoğaltmak adına para dağıtır. Çünkü insanın değişen ihtiyaçlarını karşılaması için, kapitalist haydutluğun simgesi haline gelen bu değişim aracının hükmetmediği hiçbir gücün olmadığını gayet iyi bilir… Toplum, makarna mercimek ve paraya ne kadar ihtiyaç duyar hale gelirse, kendi keyfi yönetiminin de aynı oranda ihtiyaç duyulacak hale geleceğini çok daha iyi bilir.
Tekrarlarsam eğer, yönetme becerisi her şeyden önce akıl, sevgi ve adalet üzerinden yükselmelidir. Kamu yönetimi, düşkünlük ve şehvet yüklü birilerine bırakılmamalıdır… (Buradaki şehvet sözcüğünü, mal mülk para hırsı, sahip olma, gasp, cinayet, doyumsuzluk, cinsellik, iktidar düşkünlüğü, namussuzluğun namusluluğa tercih edildiği bir silsile uzantısı içinde kullanıyorum.)
Bizi birleştirecek yol, birbirimize tahammülü ve uyumu sağlayacak bağ, aklın etkin kullanımı, sevgi, adalet ve empatidir… “Sana yapılmasını istemediğin şeyi, sen de başkasına yapma! –Konfüçyüs-“ Ya da kendin için istediğin şeyi, başkasına da iste…
10 Şubat 2025 15:19
08 Şubat 2025 20:23
18 Şubat 2025 12:54
07 Şubat 2025 08:01
12 Şubat 2025 15:05
16 Şubat 2025 14:58
03 Şubat 2025 13:16
16 Şubat 2025 22:01
05 Şubat 2025 12:14
07 Şubat 2025 09:34