Anasayfa Künye Danışman ve Editörler Son Dakika Arşiv FacebookTwitter
Nirvana Sosyal Bilimler Sitesi Güncel Eleştirel Sosyal Bilimler Platformu

"Az Pişmiş Biftek" Üzerine

Hamit Ölçer

Kategori: Sosyoloji - Tarih: 12 Şubat 2025 21:01 - Okunma sayısı: 28

“Az Pişmiş Biftek” Üzerine

Master çalışmamı tamamladığım zaman kendi kendime şunu diyordum: bu insanların derdi nedir?… Pierre Bourdieu bana geniş bir bakış açısı sunmuştu. Ve bir o kadar da çerçevesi çizilmiş bir bakış açısıydı bu. Buna göre alt, orta ve üst sınıflar sadece iktisadi kaynakları ve faaliyetleri açısından değil aynı zamanda beğeni kalıpları üzerinden de birbirinden ayrışmaktaydı. “Alt sınıflar”a gidildikçe sofrada daha çok ekmek görüyordunuz. Öte yandan üst sınıflara tırmandıkça çok daha hafif gıdalara rastlıyordunuz. Mesela üst sınıflarda daha fazla “az pişmiş” lafını duyarsınız. Az pişmiş biftek gibi… Öte yandan alt sınıfların genelde böyle bir lüksü yoktur. Alt sınıflar her şeyden önce o yemeği gerçekten yemek isterler. Yani az pişmiş olarak yenilmediğinde bu onlar için israf olmuş bir yemektir ve bu onlar için lükstür. Bunun gibi ayrımlar her ne kadar iç içe girmiş düzeyde eklektik bir yapı sergilese de yine de belirli anlarda ve durumlarda hâlâ temel ayrım mekanizması olarak işlediğini belirtmek gerekir.

Geçenlerde Malcolm X’in “Köklerimiz: Afro-Amerikalılar’ın Tarihi” (2017) isimli bir yapıtına gözüm takıldı. Merak ettim ve okudum. Malcolm X’in kitabı, yalnızca şaşırtıcı hayal gücünün ve entelektüel derinliğinin bir ürünü olmanın yanı sıra hiç de keyfi denilmeyecek türden olgusal gerçeklere de dikkat çekmekteydi. Malcolm X, bu yapıtında yalnızca politik ırkçılıkla mücadele etmekle kalmayıp bilim ve uygarlık tarihinin “ırkçı” motiflerinin eleştirisini tarihsel örnekleriyle beraber dilde ifadesini bulmuş kalıplaşmış yargıların da derinlikli bir yapısökümünü gerçekleştirmektedir. Tarihsel olarak kadim uygarlıkların en temelde siyah ırktan olduğunu vurguluyordu örneğin. Dikkatimi en çok çeken şey de şu oldu. Malcolm X, örneğin, Avrupalılar’dan söz ederken, “az pişmiş” olanın eleştirel analizini yapar ve şöyle der:

“Bugün bile hâlâ çiğ çiğ yemeyi severler. Lokantada görmüşsünüzdür, ‘az pişmiş bir biftek ver, kanı üstünde olsun!’ derler. Siz girersiniz lokantaya, siz de söylersiniz: ‘Az pişmiş bir biftek ver, kanı üstünde olsun!!’ Bunu siz öyle sevdiğiniz için yapmıyorsunuz. Kendiniz olarak davrandığınızda, ‘Benimki iyi pişmiş olsun!’ diyeceksinizdir.”

Malcolm X'in bu sözleri Bourdiecü sınıfsal ayrım pratikler düzeyindeki analizinin zaten çok ötesine uzanmaktadır. Yanı sıra Levi-Strauss’un “çiğ ve pişmiş” kavramını göz önünde bulundurduğum vakit Malcolm X’in burada ayrımların ne denli keyfi ve tutarsız olabileceği yönündeki fikrini ortaya koyduğunu söyleyebiliriz. Levi-Strauss, kısacası uygar olanın pişmiş olanla özdeşleştiğini vurguluyordu. Öte yandan Malcolm X, ikili karşıtlıklar üzerinden (siyah-beyaz) inşa edilen tahakkümcü değerlere karşı çıkmakla beraber uygarlığın aslında beyaz değil, siyah olduğunu vurgulamaya çalışır. Başka bir deyişle beyaz olanlar az pişmiş ve dolayısıyla henüz çiğ ve vahşi olanlardı. Az pişmiş bir biftek lütfen… örneğindeki gibi.

Yalnızca siyah-beyaz karşıtlığı üzerinden inşa edilen uygarlık tasarımının tek yanlı, problemli bir bakış açısı olduğu kadar bu karşıtlık üzerinden yapılan ayrımların en temelde çok daha geniş manada tüm insanlığın, farklı renk ve ırktaki insanların, uygarlığa olan katkılarını görmezden geldiği açıktır.

Kaynak

Malcolm X, Köklerimiz: Afro-Amerikalılar'ın Tarihi, 2017, Çev: Ahmet Kot, İstanbul: Beyan Yayınları.

Yorumlar (0)
EN SON EKLENENLER
BU AY ÇOK OKUNANLAR
Diğer Sosyoloji Yazıları