Psikolog Melike ŞENGÜL
Kategori: Psikoloji-Sosyal Psikoloji - Tarih: 25 Ocak 2025 15:32 - Okunma sayısı: 99
Alışkanlıklar: En Güçlü ve En Zayıf Yanımız
Alışkanlıklarımız, önce küçük küçük yapmaya başladığımız, zamanla rutinleştirdiğimiz ve en sonunda yaşamımızın vazgeçilmezi haline getirerek, duygularımıza, düşüncelerimize çevirdiğimiz davranışlarımızdır. Amerikalı eğitimci Horace Mann alışkanlıkları her gün ince iplerden birini dokuyarak oluşturduğumuz, koparamayacağımız bir halata benzetmiştir.
Alışkanlıklarımız, birçok disiplinin çalışma alanı olmakta ve farklı farklı şekillerde açıklanmaktadır:
Antropolojide alışkanlık, kültürel ve toplumsal bağlamda öğrenilen, tekrar edilen ve topluluk içinde norm haline gelen davranışlar olarak incelenmektedir.
Felsefede; tekrar eden davranışlarla birlikte ahlaki, bilişsel ya da bedensel eylemlerin düzenli bir hal almasıdır.
İşletme alanında alışkanlık tüketici davranışlarını ve organizasyonel rutinleri yönlendiren tekrar eden eğilimler olarak açıklanmakta ve tahmin ettiğimizden çok daha fazla hayatımızı yönlendirmektedir. Şirketler; ürünlerini, hizmetlerini tüketiciye satabilmek için alışkanlık haline getirmeyi, rutinlerimize entegre etmeyi amaçlamaktadır. Bunun için de psikologlarla ve birçok farklı disiplinle iş birliği yapmaktadır.
Psikoloji alanında ise alışkanlık, tekrarlanan davranışların bir sonucu olarak otomatikleşmiş eylemler olarak açıklanmaktadır. Benim de alanım olan psikoloji açısından alışkanlığı biraz daha ayrıntılı şekilde ele alacağız.
Charles Duhigg, "Alışkanlıkların Gücü (The Power of Habit)” kitabında alışkanlıkların bir döngüde oluştuğunu belirterek, döngüyü şu şekilde açıklamaktadır;
İpucu: Alışkanlığın tetikleyicisi.
Rutin: Alışkanlık sırasında yapılan davranış.
Ödül: Bu davranışı neden tekrar ettiğimizi açıklayan sonuçtur.
Örneğin; çalışırken enerjimizin düşmesi ipucunu, kahve içmemiz rutini ve enerjimizin yerine geldiğini hissetmemiz ödülü oluşturur. Böylece çalışırken kahve içmeyi alışkanlık haline getirmiş oluruz ama bu alışkanlığı nasıl oluşturduğumuzu, alışkanlığın geri planındaki süreci pek de düşünmeyiz.
Charles Duhigg, kitabın girişinde Duke Üniversitesi'nden yapılan bir araştırmadan bahseder. Araştırma, insanların günlük davranışlarının yaklaşık %45’inin alışkanlıklardan kaynaklandığını ve bu davranışların otomatik olarak, bilinçli kararlar olmaksızın gerçekleştiğini anlatmaktadır. Bu çok ilginç bir bulgudur. Gün içindeki davranışlarımızın kaçına düşünerek karar veriyoruz, kaçına çoktan karar verdik ve artık düşünmüyoruz? Ben mesela uyanır uyanmaz telefonuma bakıyorum, baksam mı diye düşünmüyorum. Siz uyanınca ilk ne yapıyorsunuz ve buna düşünerek mi karar veriyorsunuz?
Buraya kadar alışkanlıkları neden bu kadar inceledik, şimdi biz bu bilgilerle ne yapacağız? Gelin birlikte bunlara bakalım:
Alışkanlıklarımız hayatımızı nasıl yönetiyor, biz bu alışkanlıklarımız üzerinde yapacağımız küçük değişikliklerle hayatımızı nasıl yöneteceğiz, bunun üzerine düşünelim.
Alışkanlıklarımız, hem en zayıf hem en güçlü yanımızdır. Alışkanlıklarımız çok güçlü çünkü bir davranışı alışkanlık haline getirdiğimizde onu düşünmeden yapmaya başlıyoruz; çok zayıf çünkü bize zarar veren davranışları da alışkanlık haline getirebiliyoruz ve düşünmeden yapıyoruz. Ders çalışırken, bir şeyler izlerken ya da arkadaşlarımızla sohbet ederken elimizin telefona gitmesi gibi; aynı yerde, aynı işlerde, aynı zamanlarda aynı davranışı göstermeyi alışkanlık ediniyoruz. Ya da yemekten sonra hemen bir sigara yakıyoruz. Beynimiz aslında kendini güç tasarrufu moduna alıyor ve bu davranışlarımız için uzun uzun düşünmüyoruz.
Alışkanlıklarımız da ardı ardına geliyor ve burada yaptığımız küçük bir değişiklik birçok alışkanlığımızı etkileyebiliyor. İşten eve geldiğimizde telefona bakarak bir şeyler yediğimiz, biraz kanal değiştirdiğimiz ve yavaş yavaş uykuya geçtiğimiz bir rutini ele alalım. Bu rutine günde bir saat egzersiz yapmayı eklediğimizde, egzersiz; sonrasında daha dinç hissettirecek, sağlıklı yemek yaptıracak, su içme ve uyuma düzenimizi etkileyecek ve insan ilişkilerimizi de iyi yönde etkileyecektir (Egzersiz yapan insanların, ilişkilerinin iyi yönde geliştiğine dair çalışmalar bulunmaktadır).
Alışkanlıklarımızı değiştirmek için çok büyük değişimler yapmamıza gerek kalmıyor. Alışkanlıkların bir döngü halinde geliştiğini hesaba kattığımızda bir tetikleyiciyle başlayıp ödülle sonlandığını biliyoruz. Tetikleyiciyi ve ödülü aynı bırakarak, davranışı değiştirdiğimizde yine aynı şekilde alışkanlık edinebileceğimizi biliyoruz. Küçük değişimler, iyi sonuçlar elde etmemize sebep olabiliyor. En iyi yanı ise iyi alışkanlıklar, iyi alışkanlıkları besliyor!
Psikolog Melike Şengül
Referanslar
Duhigg, C. (2012). Alışkanlıkların Gücü. Boyner Yayınları
Neal, D. T., Wood, W., & Quinn, J. M. (2006). Habits—A repeat performance. Current directions in psychological science, 15(4), 198-202.
Orhan, R. (2017). ALIŞKANLIK. Kırıkkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 7(2), 301-316.
08 Ocak 2025 18:13
01 Ocak 2025 11:47
20 Ocak 2025 11:53
01 Ocak 2025 17:57
06 Ocak 2025 11:43
07 Ocak 2025 16:46
15 Ocak 2025 21:29
14 Ocak 2025 01:20
20 Ocak 2025 19:40
14 Ocak 2025 20:21