Prof. Dr. Ali Ünal
Kategori: Fikir Yazıları - Tarih: 24 Ocak 2025 21:25 - Okunma sayısı: 109
Ana Dilde Eğitime Dair Kavramsal Çerçeve
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 22 Ekim 2024 tarihinde, Abdullah Öcalan’ın TBMM’de DEM Parti grup toplantısında konuşarak terör örgütü PKK'nın feshedildiğini ilan etmesi yönünde çağrıda bulunmuş ve bu çağrı siyasette önemli bir tartışma başlatmıştır. MHP liderinin çağrısına yanıt veren CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin grup toplantısında "El yükseltiyorum Devlet Bey. Ben de Kürtlere bir devlet teklif ediyorum. Tam olarak kendilerini ait hissetmeyen bütün Kürtlere Türkiye Cumhuriyeti devletinin sahibi olmayı teklif ediyorum" ifadelerini kullanarak sürece desteğini belirtmiştir. Bu gelişmelerin ardından DEM Parti, Adalet Bakanlığı'na başvurarak Öcalan ile görüşme talebinde bulunmuş ve 28 Aralık 2024'te ilk görüşme gerçekleşmiştir. Görüşmede Öcalan’ın "Artık silahsız barışa hizmet etmek istiyorum" dediği belirtilmiştir. DEM Parti heyeti sonrasında siyasi partileri ziyaret ederek görüşmelerde bulunmuştur. Bu görüşmeler sürerken CHP ve diğer siyasi partiler, sürecin şeffaflıkla yürütülmesi ve TBMM'nin merkezi bir rol üstlenmesi gerektiğini vurgularken, MHP lideri Bahçeli, PKK'nın feshedildiğinin ilan edilmesi gerektiğini tekrar dile getirmiştir. DEM Parti heyeti 22 Ocak 2025'te ikinci kez İmralı’ya giderek görüşmelerini sürdürmüştür. Ancak, sürecin içeriğine dair kamuoyuna net bilgi verilmemiştir.
Bu süreçte eğitim bilimci bir akademisyen olarak benim de Öcalan’dan bu süreçte tam olarak ne istendiğini, Öcalan'ın kendisinden istenenleri yerine getirmek için kendisine hangi sözlerin verildiğini ya da verileceğini ve CHP liderinin "Ben de Kürtlere bir devlet teklif ediyorum. " sözleriyle neyi kastettiğini, TBMM’ye hangi öneriyi getireceğini ya da getirilmesini beklediğini anlamadığımı söylemeliyim. Kamuoyunun süreç hakkında yeterli bilgiye sahip olmaması, herkes gibi benim de konuyu anlamamı zorlaştırıyor. Sanırım sürecin hassasiyeti nedeniyle kamuoyuna neler olup bittiği ile ilgili ayrıntılı bilgi verilmeyecek.
Bu gelişmeler, sadece siyasi değil, eğitim politikaları açısından da önemli sonuçlar doğurabilir. Ana dilde eğitim konusunun önümüzdeki dönemde daha fazla gündeme gelmesi söz konusu olabilir. Bu yazının amacı, yürütülen süreci değerlendirmek veya belirli bir görüşü savunmak değil, bu bağlamda ana dil eğitimi konusunda kullanılan kavramlara açıklık getirmektir. Özellikle, gündemde yer alan ve ilerleyen süreçte daha fazla tartışılması muhtemel olan 'ana dilde eğitim' konusunun sağlıklı bir zeminde ele alınabilmesine katkı sağlamayı hedeflemektedir. Bu doğrultuda, ilgili kavramların uluslararası sözleşmeler çerçevesinde değerlendirilmesi gerekmektedir. Lisans ve lisansüstü düzeyde Eğitim Hukuku dersi veren bir akademisyen olarak, bu konuda bilimsel bilgilendirme yapmayı bir mesleki sorumluluk olarak görmekteyim.
Bu bağlamda, kamuoyunda sıklıkla karıştırılan ‘ana dili eğitimi’ ve ‘ana dilde eğitim’ kavramlarına açıklık getirmek isterim. Her iki kavram, benzer görünse de eğitim politikaları açısından farklı içerik ve uygulamalara sahiptir. Özellikle ‘ana dili eğitimi’ kavramında, ana dilin bir ders olarak mı yoksa eğitim dili olarak mı kullanılacağı konusundaki farklı yorumlar belirsizliklere yol açmaktadır. Örneğin, bazı yaklaşımlar ana dilini yalnızca dil dersleri kapsamında ele alırken, bazı modeller ana dilinin tüm eğitim sürecinde kullanılmasını öngörmektedir. Bu durum, ana dili eğitimi ve ana dilinde eğitim konularının birbirine karıştırılmasına ve çeşitli tartışmalara yol açmaktadır.
Ana Dili Eğitimi (Mother Tongue Education): Ana dili eğitimi, bireyin ana dilini öğrenmesini, geliştirmesini ve etkili bir şekilde kullanabilmesini amaçlayan bir eğitim modelidir. Bu modelde, ana dilin eğitim dili olarak kullanılması zorunlu olmayıp, temel odak noktası bireyin okuma, yazma, konuşma ve dinleme becerilerini ileri düzeye taşımasıdır. Ana dili eğitimi, ana dilinin bir ders olarak programa eklenmesiyle veya ek ders saatleri, yaz okulları ve topluluk destekli programlar aracılığıyla uygulanabilir. Bu süreç, bireyin dilsel ve kültürel kimliğini korumasını ve kendi dilinde düşünme yeteneğini geliştirmesini desteklemektedir.
Ana Dilde Eğitim (Education in the Mother Tongue): Ana dilde eğitim, bireyin tüm eğitim sürecini ana dilinde aldığı bir modeldir. Bu sistemde ana dili, eğitim dili olarak kullanılmakta; ders materyalleri ve eğitim programı tamamen ana dilinde hazırlanmaktadır. Matematik, fen ve sosyal bilgiler gibi tüm derslerin bireyin anadilinde sunulması, akademik başarının artırılması ve ana dilin eğitim sürecinde tam entegrasyonunun sağlanmasını amaçlamaktadır.
Ana dili eğitimi ve ana dilinde eğitim kavramları bireylerin dil gelişimine katkı sağlarken, günümüz eğitim sistemlerinde yaygın olarak uygulanan bir başka yaklaşım da iki dilli eğitim modelidir. Bu nedenle, iki dilli eğitimin kapsamını da detaylandırmak yararlı olabilir.
İki Dilli Eğitim (Bilingual Education): İki dilli eğitim, bireyin hem ana dilini hem de ikinci bir dili öğrenmesini ve bu dillerde yetkinlik kazanmasını hedefleyen bir eğitim modelidir. Bu modelde, derslerin belirli bir kısmı ana dilinde, diğer kısmı ise ikinci bir dilde sunulmaktadır. İki dilli eğitim, bireyin akademik, sosyal ve profesyonel alanlarda her iki dili etkili bir şekilde kullanmasını sağlarken, dilsel ve kültürel çeşitliliğin korunmasını da teşvik eder. Programın uygulanma oranı, öğrencinin içinde bulunduğu dil ortamına göre farklılık gösterebilir.
Birleşmiş Milletler (BM), Avrupa Birliği (AB) ve Avrupa Konseyi metinlerinde, ana dili eğitimi ve ana dilinde eğitim konularında temel ilke olarak eğitimde eşitlik sağlanması ve ayrımcılığın önlenmesi vurgulanmaktadır. Devletlerden, bireylerin kendi dillerinde eğitim alma haklarını güvence altına almaları ve azınlık ile yerli halkların kültürel kimliklerini koruyacak politikalar geliştirmeleri beklenmektedir. Ayrıca, kültürel ve dilsel çeşitliliğin teşvik edilmesi, çok dilliliğin desteklenmesi ve çocukların dil haklarının korunması uluslararası metinlerde öncelikli hedefler arasında yer almaktadır. Bu bağlamda devletlerin, ilgili hakları uygulamaya yönelik somut adımlar atmaları ve ayrımcılığı önleyici mekanizmalar geliştirmeleri beklenir (Ünal & Sarpkaya, 2020; 2021).
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), 1968 tarihli kararında, eğitim hakkına saygı gösterilmesi kapsamında eğitimin hangi dilde yapılacağına ilişkin özel bir zorunluluk bulunmadığını ifade etmiştir. Buna göre, devletler eğitime erişimi sağlamakla yükümlü olmakla birlikte, resmi dil dışındaki dillerde eğitim vermek zorunda değildir. Ancak AİHM kararlarında, bu yetkinin ayrımcılık yasağı ve eğitim hakkı ilkeleriyle dengelenmesi gerektiği de vurgulanmaktadır. Mahkemeye göre, devletlerin, azınlık gruplarının dil ve kültürlerini koruma yükümlülüğü de bulunmakta olup, eğitim politikalarının bu çerçevede şekillendirilmesi gerekmektedir.
UNESCO'ya göre (2003), azınlık ve yerli grupların uluslararası anlaşmalardan doğan dil hakları şu şekildedir:
UNESCO, bu bakış açısından hareketle Ana Dili Temelli Çok Dilli Eğitim (Mother Tongue-Based Multilingual Education - MTB-MLE) modelini savunmaktadır. Bu modele göre, öğrencinin eğitimine ana dilinde başlaması ve kademeli olarak ikinci ve üçüncü dillerin eğitime entegre edilmesi önerilmektedir.
Sonuç olarak, ana dili eğitimi, ana dilinde eğitim, iki dilli eğitim ve çok dilli eğitim gibi terimler, eğitimde dil kullanımına ilişkin çeşitli yaklaşımları ifade etmektedir. Bu terimlerin anlamlarının ve kapsamlarının net bir şekilde anlaşılmaması, kamuoyunda ve siyasi arenada yanlış anlamalara ve gereksiz tartışmalara yol açabilmektedir. Bu nedenle, bu kavramlara açıklık getirmek, konuya ilişkin tartışmaların bilgiye dayalı bir şekilde yürütülmesine ve farklı bakış açılarının daha iyi anlaşılmasına zemin hazırlayacaktır. Uluslararası standartlar, bilimsel araştırmalar ve uzman görüşleri ışığında yapılacak bilgilendirme çalışmaları, bu alandaki tartışmaların daha verimli ve yapıcı bir şekilde ilerlemesine katkıda bulunacaktır.
Kaynakça:
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Case Relating To Certain Aspects Of The Laws On The Use Of Languages In Education In Belgium v. Belgium (Merits) Belçika Dil Davası, 23 Temmuz 1968, Parag. 3, 6. Erişim: https://hudoc.echr.coe.int/eng#{%22itemid%22:[%22001-57525%22]}
UNESCO, Education in a Multilingual World: UNESCO Education Position Paper, 2003, s.16. Erişim: https://unesdoc.unesco.org/ark:/48223/pf0000129728
Ünal, A., & Sarpkaya, R. (2020). Eğitim hukuku: Herkese nitelikli eğitim. Anı Yayıncılık.
Ünal, A., & Sarpkaya, R. (2021). Eğitim hakkı. Anı Yayıncılık.
08 Ocak 2025 18:13
01 Ocak 2025 11:47
20 Ocak 2025 11:53
01 Ocak 2025 17:57
06 Ocak 2025 11:43
07 Ocak 2025 16:46
14 Ocak 2025 01:20
20 Ocak 2025 19:40
14 Ocak 2025 20:21
15 Ocak 2025 20:08