Toplumun Kriminalize Edilişine Dikkat: Mattia Ahmet Minguzzi Cinayeti Örneği
Yakın zaman içinde yazık ki ülkemizde gerçekleşen dramatik bir olaya daha tanıklık ettik ve bu meselenin önemli bir tarafının olduğunu kamuoyu ile paylaşmamın gerekli olduğunu düşündüm. Söz konusu olay, sevgi dolu bir ortamda büyüyen İtalyan asıllı Mattia Ahmet Minguzzi’nin öldürülmesidir. Burada cinayetin dışında Minguzzi ailesine gönderilen tehdit dolu mesajlar, hakaretler ve küçük çocuğun mezarının dahi saldırıya uğraması gibi bir dizi sevimsiz, çirkin, ahlaksız, ve insanlık dışı manzaralar yaşandı.
Burada güvenlik birimleri meseleyi ne kadar derinlemesine incelemiştir bilmiyorum. Elbette ki derinlikli bir çabanın içinde olmuşlardır. Ancak meselenin güvenlik birimlerinin çabalarını aşacak denli benzeri olayların ülkemizde sıklıkla yaşandığına dikkat çekmek istiyorum. Ortada organize ve sistematik bir girişimin olduğu açıktır. Ancak çok daha vahim olanı, çok sıradanmış gibi gelen bu olayların ardına düşülmemesi, bu tür olayların izinin sürülmemesidir. Evet, failler, şüpheliler, sorumlular yakalanmakta, gözaltına alınmaktadır, şüphesiz. Ancak ülkemiz adına asıl dert edinmemiz gereken şeyin, tam da bu tip mafyavari-organize suç özelliğini sergileyen tiplerin nasıl motive oldukları ve bunun ardındaki organize yapının olup olmadığıdır. Çünkü cinayetin ardından ortaya çıkan manzara bu kaygımızı daha da besliyor.
Yakın dönemde çocuk cinayetlerini, çocuk kaçırmaları, gençlerin kuytu köşede bir yerlerde cesetlerinin ortaya çıkmasını bir araya getirdiğimiz vakit burada üzerinde durulmayı gerektiren ciddi bir meselenin olduğunu düşünüyorum. Bilmiyorum, belki de yanılıyor olabilirim ama burada ciddi mesele, cinayetlerin nispeten çok erken yaşlardaki çocukların devralmasıdır. Buradan yola çıkarak acaba diyorum, birileri özellikle bu ülkeyi, bu toplumu kriminalize etmeye mi çalışıyor? Bu, bir ülkede cinayetlerin gerçekleştiğini söylemek ile aynı şey değildir. Açık bir ifadeyle, organize şebekelere üyelik adına, belirli bir şebekenin elemanı olmak adına işlenen cinayetlerden ve bu cinayetlerin toplumda sistematik biçimde yaygınlaştırılmasından şüphe ediyorum, bundan söz ediyorum.
Düşünebiliyor musunuz, diyelim ki organize olmayan bir cinayet ise o zaman nasıl oluyor da bu çocuğun ailesine tehditler yağıyor? Yetmedi, nasıl oluyor da çocuğun mezarı tahrip ediliyor? Ve belki de daha bilmediğimiz pek çok şey... Bu sistematik, organize saldırının, nefretin nedeni nedir? Bu nasıl mümkün olabiliyor? Burada belki çok aşırı bir yorumu barındırabilecek ama en azından kaygılarımı dile getirmek için meramımı özetlemek isterim.
Bakın, pek çok organize suçların yaygın olduğu, suç kartellerinin olduğu ülkeleri inceleyin. Mesela Meksika, El Salvador, Kolombiya gibi... Buralar üzerine okumalar yapmanızı, yazılan makaleleri ve yapılan araştırmaları incelemenizi tavsiye ederim. Bizdeki durumun kısa zaman içinde, bu saydığım ülkelerdeki suç kartellerini aratmayacak bir duruma gelme ihtimalinden endişe ediyorum. Bunu bir yurttaş olarak dile getirmek isterim. Bunun ötesinde bizim toplumumuzu, çocuklarımızı, gençlerimizi aydınlatmak, bilinçlendirmekten başka yapacağımız bir şey yoktur. Ancak toplum içinde genişleyen organize suç şebekeleri varsa eğer, bunların ortaya çıkartılması ve alınacak güvenlik tedbirleri noktasında yapacağımız bir şey olamaz. Bu bakımdan yetkililerin bu noktada çok hassasiyetle meselelerin üzerine gitmeleri kaçınılmaz bir gerçektir.
Bu ülkede çocuklarımız için huzurun tesis edilmesini arzu ediyoruz. Çocukların bile yaşayamadığı bir ülke düşünülemez. Çocukların korunamadığı bir ülke düşünülemez. Bu bağlamda meseleleri magazinleştirmemek, yüzeysel sözlerle geçiştirmemek gerekiyor. Ülkemizin sistematik-organize suçlar cehennemine dönüşmesine izin vermeyelim.
Hamit Ölçer, Hacı Bayram Veli Üniversitesi, Sosyoloji, Doktora