Bireylerin Gelişiminde Eğitim Kurumlarının Önemi

Sosyal Bilimler - Dr. FATİH SOLMAZ

Bireylerin Gelişiminde Eğitim Kurumlarının Önemi

Bundan önceki iki yazımızda aile ve sosyal çevrenin bireylerin değer ve davranış örüntüsü kazanımındaki yerine değinmiştik. Bireyler çocukluk döneminde aile ve sosyal çevre aracılığı ile topluma adaptasyonlarını sağlarlar. Fakat bireylerin gelişimi sadece bu ikisinin etkisinde değildir, kamu kurum ve kuruluşları da değer kazanımında, davranış ediniminde etkilidir. Okullar bireylere toplumun temel değerlerinin, normların, davranış örüntülerinin aktarıldığı kamu kurumlarıdır. Bireyler gelişim dönemine bağlı olarak ilk, orta ve lise düzeyinde toplumun temel dinamiklerine, değerlerine uygun olarak öğretmenler tarafından yetiştirilirler.

Okullarda bireylere toplumun istendik değer ve davranış örüntüleri çerçevesinde eğitim verilir. Bu eğitim ilk aşaması aktarımdır, bu süreçte bireylere toplumun değer yargıları, normları açık ve örtük olarak sözlü ya da yazılı biçimde kazandırılmaya çalışılır. Toplumun ideal kimlik, karakter yapısı, bir başka ifadeyle değerler dünyası bireylere bu kamu kuramlarında verilir. Bu yüzden okullar toplumun değerlerine uygun müfredata sahip olarak kurumsallaşmıştır.

Toplumun temel eğitim kurumları olan okullar aynı zamanda ulusunda kültürel kimliğinin, kolektif belleğinin korunmasında, yaşatılmasında, gelecek kuşaklara aktarılmasında doğrudan öneme sahiptir. Bireyleri ortak değerlerde bütünleştiren, temel davranış örüntülerinde uzlaştıran eğitim ve öğretim merkezi okullar, ortak bilincin oluşmasına, millet ruhunun devamlılığına ve erdemli değerlerin bireylerde kökleşmesine yardımcı olur. Bunlardan ötürü bir ulusun veyahut milletin tarih sahnesindeki devamlılığı, sürekliliği eğitim ve öğretim kurumlarıyla doğrudan birbirine bağlıdır. Kendi sosyokültürel değerlerinden beslenmeyen, temel bütünlük, beraberlik ruhundan uzak, değerlerden soyutlanmış bir eğitim sisteminde bireylerin ahlâkî ve davranışsal olarak erdemli yetiştirilmeleri beklenemez. Hülasa güçlü bir millet, yetişkin bir birey, değerlerine bağlı bir vatandaş olmanın altında normlara, sosyokültürel kodlara bağlı bir eğitim, öğretim, müfredat sistemi vardır. Öğretmenler, eğitmenler, akademisyenler bu sistemin temel insani gücüdür Bu yüzden de onlar Ulu Önder M. Kemal Atatürk’ün bayrağını taşıyan, onun misyonunu görev edinen özgür, yenilikçe, kimselerdir. Sözümü M. Kemal Atatürk’ün öğretmelere yüklediği misyonla bitirmek istiyorum: “Milletleri kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir. Öğretmenden, eğiticiden mahrum bir millet, henüz bir millet adını alma yeteneğini kazanamamıştır."

Dr. Fatih SOLMAZ