EĞİTİMDE DEĞERLENDİRME

Eğitim Bilimleri - Kadir BAYŞU

EĞİTİMDE DEĞERLENDİRME

Denetim mi? Teftiş mi? Kontrol mü? Gözlem mi? Gözetim mi? İzleme mi? Rehberlik mi? Geliştirme mi?

Hepsi birlikte değil mi?

Kim, neyi, nasıl ve ne şekilde yapıyor, sonuçları, yani çıktıları ne durumda bilmek gerekmiyor mu?

Son 25 yılda, çoğu ülke, öğrenciden okul sistemine kadar eğitim sistemlerinde değerlendirme süreçlerini iyileştirmeyi amaçlamakta ve farklı önlemleri uygulamaya koymaktadır. Okulun değerlendirilmesi, okulu geliştirme ve kaliteyi artırma sürecinin ilk adımı olarak görülmektedir. Özellikle her okulda kapasitenin, kalitenin ve niteliğin artırılması amaçlanmaktadır.

Eğitimin hedeflerine, okulun ise amaçlarına ne derece ulaştığını görmek ve tespit etmek, okulun niteliğine ilişkin tarafsız bir değerlendirme yapmak günümüzde zorunlu hale gelmiştir. Okulun değişim aracı olarak kullanılabilecek değerlendirme süreçleri, okulların hesap verebilirliğinde de kullanılabilmektedir.

“Kalite, beklentilere uymaktır.” Bir okulun beklentileri karşıladığında en iyi şekilde çalıştığı, yani kaliteli eğitim hizmeti sağladığı söylenebilir. Okul yönetimi, veliler, öğretmenler ve öğrenciler tarafından bu beklentiler ifade edilmelidir. Bu sebeple okulun değerlendirmesi, bir bütün olarak okulun kalitesini gözlemlemeyi ve iyileştirmeyi amaçlamalıdır.

Okul değerlendirmesinin başlıca iki türü bulunmaktadır. İlgili okulun personeli olmayan değerlendiriciler tarafından yürütülen dış değerlendirme ve okulun öncelikle kendi personeli tarafından gerçekleştirilen iç değerlendirmedir. Dış değerlendirme, merkezi yetkili makamlarınca okulun faaliyetlerinin değerlendirilmesini, okulların iç değerlendirmesi ise doğrudan okula dâhil olan kişi ya da grup (okul yöneticisi ya da öğretim ve idari personel ve öğrenciler gibi) tarafından yapılan değerlendirme türünü ifade etmektedir. Öz (iç) değerlendirme, okullarda meydana gelen her türlü değerlendirmeyi ifade etmekte; değerlendiricilerin kendi uyguladıkları görevlerle ilgili hükümlere varması anlamını da taşımaktadır.

Dış değerlendirmeler genellikle politika, mevzuat ve düzenlemeler ile eğitim performansına, yani yasal beklentilere odaklanmaktadır. Okul teftişleri şeklinde yapılan dış değerlendirmelere ihtiyaç duyulduğu fikri genel anlamda kabul görmekteyken, uygulanma biçimi oldukça ağır eleştirilere maruz kalmaktadır. Özellikle Avrupa ülkelerinde değerlendirilen faaliyetlerin kapsam ve türlerinde farklılıklar olsa da dış okul değerlendirmesi üç temel aşamadan oluşan oluşmaktadır: (i) Analiz, (ii) Ziyaret ve (iii) Raporlama.

2000’li yılların başında, İngiltere, Almanya ve Finlandiya gibi birçok ülkede öz değerlendirme süreçleri olağan hale gelmiştir. Bu değerlendirme türü, genellikle okulun önemli olduğuna inandığı konular ve beklentileri ön plana çıkarmaktadır.

Peki, okulun önemsediği mi yoksa Türk Eğitim Sistemin genel ve özel amaçları mı önceliğimiz? Ya örtüşmüyorsa?

Okul gelişimi ve öğrenci öğrenimi ile ilgili olan öz değerlendirme kendi başına bir amaç değildir. Dış değerlendirmelerin, öz değerlendirmeye katkıda bulunması ve okul iyileştirmeye yönelik uygulamalara destek olması gerekmektedir. Çünkü teftiş ve öz değerlendirme yoluyla dış değerlendirmenin bir parçası olan denetimler, okul performansını pasif bir şekilde izlememekte, bu performansın standartlarını önemli düzeyde şekillendirmektedir. Bu nedenle, her iki değerlendirme de iyileştirmeyi sağlamak açısından potansiyel güçlü araçlardır.

Birçok Avrupa ve OECD ülkesindeki eğitim sistemleri, okul gelişim süreçlerini teşvik etmek için dış ve iç okul değerlendirmelerinin birlikte işe koşulmasına vurgu yapmaktadır. Eğitim sisteminin izlenmesi ya da öğretmenlerin değerlendirilmesi gibi diğer yaklaşımların bir arada kullanıldığı yöntemlerle de okullar değerlendirilebilmektedir. Okul değerlendirme ve geliştirme uygulamalarının başarılı bir şekilde uygulanmasını sağlamak için, eğitimin tüm iç ve dış paydaşlarının sürece aktif katılımının sağlanması gerekmektedir.

Hizmet veren kadar hizmet alanın da sürece dâhil edilmesi önem arz etmiyor mu?

Okul gelişimi kavramı genellikle iki anlamda kullanılmaktadır:

“Okulları öğrenciler için daha iyi yerler haline getirme çabası” ve “okulun değişimi yönetme kapasitesini güçlendirme ve öğrenci çıktılarını artıran değişiklik stratejisi”. Okul gelişimi temelde öğrenmeyle ilgili olduğu için, büyük ölçüde örgütsel öğrenme ile bağlantılıdır. Bu nedenle, okul paydaşlarının içsel motivasyonlarının sağlanması, örgütsel öğrenme üzerinde önemli bir etkiye sahip olabilmektedir.

Peter Senge’nin “5. Disiplin” adlı kitabında belirtiği gibi “Öğrenen Organizasyonlar” oluşturmak gerekmiyor mu?

İç değerlendirme, okul gelişimini kolaylaştıran gelişimsel bir süreç olarak tanımlanmaktayken; dış değerlendirme, okulun etkinliğini değerlendirmeye yardımcı olan yargılayıcı ve kontrol edici bir süreç olarak görülmektedir. Okulların öz değerlendirmeyi okul gelişimiyle bağlantılı bir görev olarak algılaması çok önemlidir. Bu nedenle, dış ve iç değerlendirmeyi birbirine entegre etmeye çalışırken, değerlendirmenin işlevinin ne olduğu konusunda dikkatli düşünülmelidir. Örneğin, Güney Kore ve İngiltere’de dış değerlendirmeler, okulların performans kusurlarını belirlemek için kullanılmasının yanı sıra aynı zamanda iyi performans gösterip iyi sonuçlar elde eden okulları görünür kılma amacı taşımaktadır. İyi uygulamaların belirlenip görünür olmaları için dış değerlendirme bir araçtır. Hangi koşullarda neyin işe yaradığına ilişkin kanıtların toplanıp paylaşılması hem okul hem de sistem düzeyinde olumlu geri bildirimlere imkân sağlamaktadır. Ayrıca, dış değerlendirmenin rolünü ve işleyişini geliştirmek açısından sağlıklı bir yol sunmaktadır.

Denetim, aynı zamanda öğretmenin mesleki gelişimini vurgulayan ve okulun performans sorunlarını ele alan biçimlendirici bir süreçtir. Eğitimde kalite güvencesi bağlamında değerlendirme, karmaşık süreçler hakkında bilgiler vermektedir. Etkili değerlendirme, bulguların analizi, sunumu ve tartışılması süreçlerini içermelidir ve bu süreçler veriye dayalı olarak yönetilmelidir. Öz değerlendirmede, sürece vurgu yapılmalıdır.

Türkiye’deki okulların dış değerlendirmelerinin amacı, eğitim ve öğretim etkinlikleri ile yönetim çalışmalarının, yasal metinler çerçevesinde uygunluk ve verimlilik açısından durumunun saptanması, eğitim hedef ve amaçlarına ulaşma düzeyinin tespit edilmesi olarak ifade edilmektedir (Millî Eğitim Bakanlığı [MEB], 2019).

Eğitim yönetimi, öğrenme-öğretim süreçleri ve destek hizmetler (sağlık, güvenlik, beslenme vb.) olmak üzere okullar üç temel standart alana ve dokuz temel standart yakalanmaya çalışılmaktadır. Okulların öz değerlendirme çalışmaları için, okullarda, eğitim-öğretimin nitelik ve kalitesini, öğrenci başarısını artırmak, okulun fiziki ve insan kaynaklarını geliştirmek, okulun kurumsal performansını değerlendirmek amacıyla yıllık okul gelişim planları hazırlanarak takip edilmektedir (Tebliğler Dergisi, 2014).

İngiltere’de okullar değerlendirilirken, Eğitim Standartları Ofisi’nin (Office for Standards in Education [OFSTED]) Eğitim Denetleme Çerçevesi kullanılmaktadır. Müfettişler, eğitimin kalitesi, davranış ve tutumlar, kişisel gelişim ve liderlik ve yönetimin kalitesi olmak üzere dört temel kategoriye odaklanmaktadır.

Japonya’da okul değerlendirmesi, Okul Eğitim Yasasına dayalı olarak 2007 yılında oluşturulan ulusal okul değerlendirme çerçevesine göre her okul tarafından yürütülmektedir. Bu çerçevedeki okul değerlendirme uygulamaları, okul yönetimini geliştirme ve öğretmenlerin çocuklarla yeterli zaman geçirmelerini sağlama, veliler, toplumsal paydaşlar ve okullar arasındaki güveni güçlendirme, okul ortamını iyileştirme ve eğitim standartlarını yükseltmenin anahtarı olarak görülmektedir.

Almanya’da okulların dış değerlendirmesi, yasal denetim, personel denetimi ve akademik denetim olarak üç temel alanda gerçekleştirilmektedir. Akademik denetim, okullar tarafından yürütülen eğitim ve öğretim çalışmalarını destekleme ve geliştirme amacı taşımaktadır. Müfredat, yasal hükümlere uygunluk ve eğitim-öğretimde kullanılan yöntemlerin niteliğinin tespiti yapılmaktadır. Yasal denetim, okul binalarının inşası ve bakımı gibi harici okul işlerinin yönetiminin yasallığının izlenmesini içermektedir. Personel denetimi ise öğretim personelinin periyodik aralıklarla değerlendirilmesidir.

İtalya’da 2013 yılında pilot olarak uygulanan Ulusal Değerlendirme Sistemi (NES), 2015 yılında tüm ülkeye uygulanmıştır: NES’in odağı, eğitim-öğretim sisteminin etkinliği ve etkililiğinin yanı sıra eğitim fırsatlarının kalitesidir. Bu odak kapsamında belirlenen dört alanda iyi okul tanımlanmaktadır: (i) Eğitim ve öğretim sonuçları (ii) Eğitim uygulamaları (iii) Örgütsel çevre (liderlik, takım çalışması, ortaklıklar ve iç değerlendirme) ve (iv) Okulun faaliyet gösterdiği sosyal ve çevresel bağlam.

Ülkelerin eğitim sistemlerinde okul değerlendirme türlerine ilişkin farklılıklar söz konusudur; ancak değerlendirme uygulamalarında başlıca iki türden söz edilebilir: Dış değerlendirme genellikle politika, mevzuat, düzenlemeler ve eğitim performansına odaklanmaktayken, iç değerlendirme sürecinin okulun önemli olduğuna inandığı konular ve beklentilerden oluştuğu ifade edilebilir.

Türkiye’de denetim etkinlikleri ile okulların dış değerlendirmesi oldukça yaygın yürütülen bir uygulamadır. İç değerlendirme süreçleri, her okulun ilgili paydaşlarla kurdukları ekipler düzeyinde yürütülmektedir. İngiltere’de ise iç değerlendirme, okulların gelişim süreçlerinin bir parçası olarak görülmektedir. Dış değerlendirmelerin, okulun öz değerlendirmesine katkıda bulunmasıyla entegre bir süreç yürütülmektedir. Japonya, Almanya ve İtalya’da dış değerlendirme uygulamaları daha ön planda gibi görünse de dış paydaşlar, yapılan öz değerlendirmelerin sonuçlarını kullanarak dış değerlendirme yapmaktadır.

Benim yolculuğum da hem dış hem iç gibi görünüyor. Hem içte hem de dışta bir gözlemci gibi. Bakalım hangisi öne çıkacak?

Kalın sağlıcakla.

Kaynakça

https://dhgm.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/2023_06/02114511_sayi-238.pdf

Kadir BAYŞU