ÖĞRENME GÜÇLÜĞÜ MÜ? YOKSA SADECE DİKKAT VE MOTİVASYON EKSİKLİĞİ Mİ?
Bu haftaki yazımda beni son zamanlarda oldukça rahatsız eden bir konudan söz etmek istiyorum. Çocuklarımızın okul ve akademik hayatlarındaki en küçük problemin kaynağının öğrenme güçlüğü olarak nitelendirilmesi ve çocuğun zihinsel bir olumsuz etiketlenmeyle karşı karşıya kalması. Özellikle pandemi döneminde örgün eğitimin yapılamaması ve öğrencilerimizin uzaktan eğitim aldığı bu dönem motivasyonlarını son derece olumsuz etkilemiştir. Böylece ders çalışma, derse motive olma& quot; ve algılama& quot; becerileri ile& quot; sınav sonuçları düşüş göstermiş olabilir. Üzüldüğüm nokta ise ; bu durumdaki birçok öğrencinin ebeveynleri tarafından öğrenme güçlüğü yaşadığı gerekçesiyle apar topar bir uzmana göstermeleri ve hatta medikal bir tedavi bile istemeleridir. Bu gibi durumlarda özellikle bir psikolojik danışman tarafından öncelikle ciddi bir değerlendirme yapılmalı ve gerekirse tıbbi konsültasyon için yönlendirilmelidir. Son zamanlarda üzülerek belirtmeliyim ki bizlere öğrenme güçlüğü şikayetiyle gelen öğrencilerin neredeyse %80 inde öğrenme güçlüğü bulunmuyor, sadece motivasyon eksikliği yaşıyorlar ve buna bağlı olarak dikkat becerilerini tam olarak kullanamıyorlar. Buna benzer sebeplerle aklımıza şu can alıcı soru gelmektedir & quot;& quot;“Öğrenme güçlüğü mü yoksa sadece dikkat ve motivasyon eksikliği mi?”
Özellikle pandemi döneminde çocuklarımızın akademik motivasyonları son derece zarar görmüştür. Ayrıca ev ortamında normal hayatlarından daha fazla zaman geçirdikleri için dijital oyun ve oyuncaklarla ya da bilgisayarla daha fazla zaman geçirmişlerdir. Dijital oyun, oyuncak veya bilgisayar ile fazla zaman geçirmenin dikkat becerilerini olumsuz olarak etkilediği bilinen& quot; bir gerçektir.
Dikkat eksikliği dediğimiz zaman aklımıza doğal olarak ikiz kardeşi “hiperaktivite bozukluğu” da geliyor. Genelde vakaların neredeyse % 90 ınında Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB) beraber görülmektedir ancak dikkat eksikliği tek başına görülebildiği gibi hiperaktivite de bir çocukta tek başına görülebilir. DEHB li çocukların %10-33 ‘ü aynı zamanda öğrenme güçlüğüne sahiptir. İlaçla tedavi gören DEHB’li çocukların %70-80’ninde belirtilerde azalma görülmektedir. Ancak belirtilerde azalma olması bozukluğun ortadan kalkması ile eş anlamlı değildir. İlaçla tedavi çocuk psikiyatristi gerek görüyorsa sözkonusu olmalıdır. Bunun yanı sıra davranışsal ve akademik gelişme sağlanması için psiko-eğitimsel yardımlara gereksinimi vardır. Aksi takdirde ilaçla tedavi amacına ulaşmamaktadır.
Dikkat eksikliği ise öğrenme güçlüğü ve DEHB ye göre daha hafif ve geliştirilebilir bir durumdur. Evde ve okulda çocuğun yaşı ve gelişimsel özelliklerine göre oyun tarzında dikkat geliştirici sosyal faaliyetler yapmak çocuğun dikkatini geliştirme ve motivasyon becerisini artırıcı etki yapabilir. Bu faaliyetleri içeren birçok kaynak kitap ve egzersiz kitapları vardır ve bu kaynaklardan yararlanılabilir.
Dikkat eksikliğinin en zor kısmı çocuk üzerinde psikolojik bir baskı yaratmasıdır. Çünkü bu çocuklar aile ve okulda genellikle olumsuz telkin aldıkları için öncelikle özgüven problemi yaşamaktadırlar ve zamanla destek olunmazsa bataklık gibi bu durum tüm alanlarını olumsuz etkilemektedir. Bu çocuklara öncelikle ciddi bir psikolojik destek verilmeli ardından eğitsel birebir faaliyetlerde bulunmak çok yararlı olmaktadır.
& quot;
& quot;
Dikkat eksikliği yaşayan çocuklarımızın genel özellikleri de şu şekilde özetlenebilir.
Sosyal
Bilişsel
Duygusal
Psikolojik Danışma ve Rehberlik16 Temmuz 2024 12:19
Psikolojik Danışma ve Rehberlik24 Nisan 2023 20:22
Psikolojik Danışma ve Rehberlik28 Temmuz 2022 19:13