Nirvana Sosyal

Anasayfa Künye Danışmanlar Arşiv SonEklenenler Sosyal Bilimler Bilimsel Makaleler Sosyoloji Fikir Yazıları Psikoloji-Sosyal Psikoloji Antropoloji Tarih Ekonomi Eğitim Bilimleri Hukuk Siyaset Bilim Coğrafya İlahiyat-Teoloji Psikolojik Danışma ve Rehberlik Felsefe-Mantık Ontoloji Epistemoloji Etik Estetik Dil Felsefesi Din Felsefesi Bilim Felsefesi Eğitim Felsefesi Yaşam Bilimleri Biyoloji Sağlık Bilimleri Fütüroloji Edebiyat Sinema Müzik Kitap Tanıtımı Haberler Duyurular İletişim
Evde eğitim ve biz

Evde eğitim ve biz

Eğitim Bilimleri 05 Nisan 2020 22:57 - Okunma sayısı: 1.696

Cemile Muslu yazdı...

Evde Eğitim ve Biz

Geçmişe bakıldığında eğitimin en az insanlık tarihi kadar eski olduğunu görürüz. Bunun nedeni bilginin topluma yayılma nedeni olarak bireyin deneyimleriyle açığa çıkan bilginin aktarım becerisi yoluyla topluma ulaşmasıdır diyebiliriz.

Bir yandan tüm dünyayı kasıp kavuran salgına karşı kendimizi muhafaza ederken diğer yandan da hayatın devamlılığı esasını akılcıl çözümler getirerek yaşatmalıyız.

Bu anlamda bütün endişelerimizi şimdilik bir kenara bırakıp hayatın değişmeyen üç kuralını hatırlatmak lazım kendimize. “Hareket, Etkileşim ve Deneyim”. Bu üç kural çerçevesinde düşünerek bütüncül bakalım.
Doğal afetler, salgın hastalıklar ve savaşlar bütün küresel dünyayı ilgilendiren meselelerdir. İçinde bulunduğumuz durumda bunu gösteriyor. Anne, baba eğitimci ve tüm yetişkinler olarak böylesi durumlarda dahi ortak hareket ederek evlerimizde eğitimi canlı tutmalı, çocuklarımız için çözümler üretebilmeliyiz. Çünkü biz birlikte güçlüyüz. İşte şimdi dirayetli olma, az evvel saydığımız 3 altın kuralı harekete geçirmek için ayağı kalkma zamanı... Bu gücü ortaya koymak için önce kendimize bir hedef belirleyelim sonra da çocuklarımıza.

Bu olağandışı günlerde günlük rutinlerimizin içine hapsolmamak ve evlerin beton duvarları arasında zamanı verimli kullanmak zorundayız. Aksi durumda sürekli gündemi takip edip kötü haberlerin kıskacında sıkışıp kalırsak önce biz sonrada çocuklarımız üzüntü ve kaygıyla dolu evlerimizde hayattan kopuk yaşamaya devam edecekler. Sonrasında ise böylesi kötü bir senaryonun doğuracağı psikolojik etkenlerle baş etmek zorunda kalacağız. Çünkü üzüntü ve kaygı bulaşıcıdır. Kaygılı olan çocuk bunu ileriki yaşantısına aktarır ve ruhsal bir bunalım yaşar.

Dünya olarak kaygı ve korkunun sularında yüzdüğümüz şu günlerde olabildiğince korkularımızı kontrol altına alıp kendimiz ve çevremizde bize ihtiyacı olan sevdiklerimiz için zihnimizi sağlıklı düşünerek korumalıyız. Bunu yaparken içimizi kemirmekte olan hırs ve bencillik duygularına kabuk bağlatmalıyız... “Bana bir şey olmaz” düşüncesiyle değil benim yüzümden başkasına da bir şey olmasın diye düşünerek hareket etmeliyiz.

Bir toplantıda duymuştum; ülkemizde kitap okuma oranımız artmış ve bu süreçte sadece 20 günde olan kitap satışı bir iki yılda yapılan satışa denklik sağlamış, diye.

Eskiden dijital dünya ile aramızda derin mesafeler varken, değişen dünyada teknoloji ile birlikte dijital yeterlilik kazandık. Çocuklarımızın tüm gelişimlerini analiz edip davranışlarının doğuracağı sonuçları bilgisayar ortamında gözlemleyebiliyoruz artık.

Evlerimizden çıkmamamız gereken bu süreçte hayata iyi tarafından bakıp elimizdeki imkanların teknolojinin de desteğiyle kullanımını arttırıp yapacağımız şeyler için çözümler bulalım. Çocuklarımız için esnek çalışma planları oluşturup beraber

Geçireceğimiz zamanı eğlenceli kılmak için oyun, sinema ve animasyon saatlerimiz olsun.

Çocukları sürekli ders çalışmaya itmek yerine bu süreçte bilişsel olmaktan ziyade duyuşsal olarak çocukların yanında olalım. Çocuklarımız bizlere mektup yazsın ve duygularını anlatsın mesela. Küçük yaş grubu serbest resim çalışması yapsın örneğin. Bizler küçük ev işleri gibi sorumluluklar verelim ve dayanışma içinde olduklarını hissederek kendilerini özel hissetsinler.

Sevdiğim bir hocamın sözü ile bitirmek istiyorum yazıyı. “Çocuklarımızın mükemmel anne-babalara ve öğretmenlere ihtiyaçları yok, onlara sevgiyi hissettiren ve umutlu olmayı öğreten yetişkinlere ihtiyaçları var.”
Bu süreci iyi atlatmakta, elimize yüzümüze bulaştırmakta kendi elimizde. Belirsizlikten kurtulup en güzel yarınların hayalini kurup, yarın için umut edip heyecanlar biriktirelim.

Güzel günler için hayal edelim, üretelim...

Yorumlar (3)

Hatice ERDEM - 12 Nisan 2020 00:17

Emeğinize sağlık hocam çok güzel noktalara değinmişsiniz.

Ferhat KÖKLÜ - 06 Nisan 2020 06:42

Tebrikler

Selçuk Eleser - 06 Nisan 2020 00:29

??????
SON EKLENENLER
ÇOK OKUNANLAR
DAHA ÇOK Eğitim Bilimleri
EĞİTİM KAMPÜSÜ OKULLARI

Eğitim Bilimleri17 Kasım 2024 19:20

EĞİTİM KAMPÜSÜ OKULLARI

Kasım Ara Dönem Önerileri

Eğitim Bilimleri05 Kasım 2024 20:23

Kasım Ara Dönem Önerileri

Gelecekte Eğitim Sistemine Yönelik Stratejiler ve Öneriler-2

Eğitim Bilimleri01 Kasım 2024 14:01

Gelecekte Eğitim Sistemine Yönelik Stratejiler ve Öneriler-2

ÖĞRETİM SİSTEMLERİNİ YENİDEN Mİ PLANLAYALIM?

Eğitim Bilimleri31 Ekim 2024 11:46

ÖĞRETİM SİSTEMLERİNİ YENİDEN Mİ PLANLAYALIM?

OKULLARIMIZDAN ÖĞRENCİLERİ SOĞUTMA YÖNTEMİ OLARAK ÖDEVLER

Eğitim Bilimleri26 Ekim 2024 15:50

OKULLARIMIZDAN ÖĞRENCİLERİ SOĞUTMA YÖNTEMİ OLARAK ÖDEVLER

Milli Eğitim (Öğretmen Yetiştirme) Akademisi ve Sistem Yaklaşımı

Eğitim Bilimleri24 Ekim 2024 13:53

Milli Eğitim (Öğretmen Yetiştirme) Akademisi ve Sistem Yaklaşımı

Mesleki Ortaokulların Açılmasının Hukuki Bir Analizi

Eğitim Bilimleri22 Ekim 2024 01:48

Mesleki Ortaokulların Açılmasının Hukuki Bir Analizi

MEB, o konuda öğretmenlerin özgün fikirlerini sordu...

Eğitim Bilimleri09 Ekim 2024 10:39

MEB, o konuda öğretmenlerin özgün fikirlerini sordu...

Gelecek Eğitim Sistemine Yönelik Öneriler ve Stratejiler-1

Eğitim Bilimleri09 Ekim 2024 01:01

Gelecek Eğitim Sistemine Yönelik Öneriler ve Stratejiler-1

Ebeveynlerin Endişeleri

Eğitim Bilimleri01 Ekim 2024 22:48

Ebeveynlerin Endişeleri