Çöp Plaza... Yazarı Miyase Sertbarut. Birbirinden keskin çizgilerle ayrılmış iki yerleşim alanı. Bir tarafta geçimlerini çöp toplayarak sağlamaya çalışan yoksul insanlar, bir tarafta ise kendilerini dış dünyanın her türlü kirinden kötülüğünden uzak tuttuğunu düşünerek adeta bir fanusa kapanmışçasına plaza ve rezidanslarına sıkışan kentliler...
Çöp Plaza'nın varlıklı ve kibirli insanlarının muntazam yaşamları, çocuklarının tedavisi bilinmeyen bir hastalığa yakalanmalarıyla hareketleniyor. Bilim insanları, doktorlar bir araya gelerek çocukların kurtulması için çareler aramaya başlıyor. Soru şu: "Her türlü mikroptan arınmış steril bir ortamda çocuklar hastalanırken, çöp plazanın çıplak ayaklı çelimsiz çocuklarının bağışıklığı nasıl oluyor da yüksek çıkıyor? Ne oluyorsa oluyor ama plazanın gözü kenar mahallenin yoksul ama sağlıklı çocuklarına çevriliyor. Onlardan alınan kanlarla bağışıklığı güçlendiren ilaçlar yapılıyor. Steril yaşamın fanusuna kapatılmış hasta çocuklar iyileşip zengin mahalde hayat normale dönmeye başlarken bu seferde çöp plazanın kandırılarak kanları alınan çocukları, günbegün zayıflıyor ve ölümle burun buruna geliyor.
Sizlere ütopik mi geldi bu durum, bilmiyorum. Miyase Hanım, dünyanın keskin çizgilerle birbirinden ayrılamayacağını anlatmaya çalışıyor oysa. Hepimiz bir aradayız, ayrı sanılan dünyalar gün gelir bir sebepten kesişir, sınırlar kalkar. Tıpkı plazaların elit insanlarını çöp plazanın çocuklarına muhtaç eden doğal adalet gibi
Okudukça görüyoruz ki yaşamlarımız birbirine bağlı, bir yerde çıkan yangın diğer yerlere de sirayet ediyor. Yazar da bencilliğin ortaya çıkardığı durumları, yalnızca bir grubun çıkarlarının gözetilmesinin yol açtığı sorunları insani değerlerle bütünleştirerek ele alıyor ve gençlere izlemeleri gereken yolu gösteriyor. Doğadan kopmayın diyor, kendini doğadan koparıp plazalara hapsolan insanların bağışıklık sisteminin zayıfladığını ve kişiyi hastalıklar karşısında güçsüz bıraktığını anlatıyor. Aradığımız pek çok şeyin cevabının tabiat anada saklı oluşuna dikkat çekiyor ve bunu öyle güzel yapıyor ki sevgiyi, yardımlaşmayı, kadir kıymet bilmeyi, doğruluğu, doğanın sırları olduğunu gösteriyor.
Miyase Sertbarut, gerçek yaşamı öyle güzel aktarıyor ki eserlerine; kitaplarının her biri bir gerçeğe parmak basıyor. Okudukça yaşadığınız toplumun sorunlarına dair izlerle karşılaşıyorsunuz. Üstelik yazar bunu çocukların, gençlerin rahatlıkla anlayabileceği bir kurguyla adeta içimizden biriymiş izlenimi veren karakterlerin dünyasıyla yapıyor.
Kitap okutmalıyız çocuklarımıza yalnız okutulacak kitapları da özenle seçmeliyiz. Hayatta karşılığı olmayan eserler, belki hoşça vakit geçirmeyi sağlayacak ancak öğrencilerimizde geriye pek bir şey bırakmayacaktır. Bu açıdan henüz yolun başında olan meraklı zihinlere ışık tutacak, gerçek yaşamın sorunları üzerinde düşünmelerini sağlayacak eserlerin seçilmesi çok önemlidir. Yüz yüze eğitime ara verdiğimiz şu günlerde Çöp Plaza, hem güncel sorunlara temas etmesi hem de birçok değeri kaynaştırıp gençlere yol göstermesi yönüyle öğrencilere tavsiye edilebilecek güzel bir eser.