Millî Eğitim Bakanı Ziya Selçuk bu sözlerle özetledi eğitim sistemimizi. Eğitim sistemimizin en yakıcı ve kronik sorunu akademik eğitim ayağı üzerinde salınması, meslekî eğitimi göz ardı etmesidir. Bu sorun sistemi çıkmaza sokarken gençlerimizi heba etmektedir.
Türkiye’nin en büyük kaynağı insan kaynağıdır. Eğer insan kayna?ımızdan doğru biçimde yararlanırsak en büyük gücümüz olur, mevcut durumda olduğu gibi, doğru yönlendirmez ve planlayamazsak en büyük sorun hâline gelir.
Türkiye dünyadaki neoliberal dalganın etkisine kapılarak 1980’lerden itibaren ekonomik modelini değiştirmiş, ihracaata dayalı modeli benimseyerek dünya tekelleriyle bütünleşmeyi hedeflemiştir. Benimsenen ekonomik model merkezî planlamayı ortadan kaldırmış, ithal ikamesi politikasıyla gelişen üretimin yerini ithalata dayalı üretim almıştır. Böylece Türkiye’nin ara mal üretimi ve bağlı sektörleri zayıflamış, içerde üretmenin yerini dışardan ithalat almış, tüketim ve borçlanma ekonomisi ortaya çıkmıştır. Bu ekonomik modelin eğitime yansıması meslekî eğitimin devre dışı bırakılması olmuştur. Her ne kadar Millî Eğitim Şûralarında meslekî ve teknik egitimin ortaöğretimdeki payı %65 olarak hedeflense de mevcut sistemde bu hedefe ulaşılması ve sonuç alınması mümkün değildir. Tüketimi esas alan hizmet sektörünün ekonomideki payı dünyada ve Türkiye’de akademik(teorik) eğitimi öne çıkarmış; akademik eğitim de elemeye dayalı merkezî sınavları ortaya çıkarmıştır. Mevcut sistem okulları dershaneleştirmiş, liseleri ve üniversiteye ögrenci hazırlayan okullara dönüştürmüş, üniversiteleri de işlevsizleştirerek diploma/sertifika kurumuna hâline getirmiştir. Üniversiteler diplomalı işsiz üretimhânesine dönüşmüşlerdir. Mevcut sistem üniversiteleri yozlaştırmıştır. İş bulma umuduyla puanının yettiği bölüme giden, akademik bir amaç taşımayan yığınlar üniversiteleri yozlaştırmıştır. Mevcut durum öğrencilerin veya üniversitelerin yetersizliğiyle açıklanamaz. Sorunun temelinde neoliberal ekonomi politikalarının eğitime yansıması yatmaktadır.
Millî Eğitim Bakanı Ziya Selçuk “Sen ağa ben ağa; bu ineği kim sağa?” sözüyle eğitimdeki çıkmaza işaret etmiştir. Eğitimdeki bu çıkmaz Millî Eğitim Bakanlığının atacağı adımlarla çözülebilir mi?