Çocuklar hayatın ateş renkli kelebekleri...
Onların masalımsı hayatlarında kirli düşünceler, yapay ve hayattan kopuk şeyler bulamazsınız. Özgün dünyalarında kullandıkları öznel iletişim ağları ve oyuncu kimlikleriyle yetişkin ve çağın yorgunu biz insanlar için enerji kaynağıdırlar. Ne var ki insanların büyük bir bölümünü kontrolü altına alan teknolojiden ve zaman sarmalına hapsederek kendine esir eden bağımlılıktan çocuklarımızda nasibini almaktalar. Saatlerce hiçbir amacı olmayan aksine çocukların analitik düşüncelerini körelten oyunlar, diziler ve filmlerden çocuklarımızı kurtarmalıyız. Bu durumu düzeltmek yerine genelleyici bir yaklaşımla "şimdiki çocuklar böyle", "önüne geçemiyorum" gibi gayretten uzak kelimelere sığınıyor anne-babalar. Onlara yapay bir dünyanın kapılarını sonuna kadar aralayan aileler aslında doğal yaşamış olmakla övündükleri kendi çocukluklarına ihanet etmektedirler. Hatırlasanıza Büyüklerimizden dinlemedik mi gaz lambasıyla ışıldayan odaların içinde geçen muhabbet dolu zamanları. Anlattıkları anılar teknolojiden yoksun bir çağda olsa da bizlere en fazla özlem duyduğumuz samimiyetin örnekliliğini bağırırdı adeta.
Henüz okul çağına bile başlamamış bir çocuğun elinde tablet, telefon vs ile bırakmak karşılaşacağı olumsuz etkilerle birlikte zihninde yaratacağı hasarı düşünebiliyor musunuz? Önce minicik çocukların televizyonda izledikleri diziler veya magazin çöplüğü içinde kendilerine edinmeye çalışacakları yeni kimlikleriyle hareket ve alışkanlıklarında göze çarpan yozlaşmayı farkedeceksiniz. Daha sonra gördükleri şeylere benzemeye çalışmalarına tanıklık edeceksiniz. Ve bu sarmal tüm olumsuz etkileriyle sürüp gidecek. Peki, ne mi yapmalı? Öncelilkle teknolojinin kontrol edilebildiği müddetce faydalı olabileceğini unutmayalım. Onların yardımsever, sevgi dolu, barışçıl ve güzel dünyalarına uygun eğitici ve eğlenceli görsel video yahut oyunlar bulup tüm içtenliğinizle kendinizi o ana adayıp birlikte mutlu olabileceğiniz zamanlar yaratabilirsiniz. Zaman hızla akıp gitmekte olan çok değerli bir kazanımdır. Zamana uygun davranmak ise insanoğlunun hayat yolculuğunda en önemli vazifesidir. TV, telefon ve tablet gibi teknolojik aletleri önce kendi hayatımızda sonra çocuklarımızın hayal dolu dünyalarında belirli bir zamanın dışına çıkmadan verimli kullanmayı öğrenmeliyiz. İçinde doğru olduğu kadar yanlış bilgilerinde barındığını unutmadan. Özellikle çocuklarımızın eğitimi ile ilgili hakkında bilgi sahibi olacağımız bir konuyu çok yönlü araştırarak edinmeliyiz. Daha sonra elimizden bütün bu teknolojik aletleri bırakıp çocuklarımız ile birlikte kitap okumalı, onlara masallar anlatıp düşüncelerini kelimelere dökmelerine fırsatlar tanımalı ve sonra dönüp içimizdeki belki de hiç büyümemiş olan ççocuksuluğumuza teşekkür etmeliyiz.
*Gökyüzü gibi bir şey bu çocukluk, hiçbir yere gitmiyor. / Edip Cansever