Nirvana Sosyal

Anasayfa Künye Danışmanlar Arşiv SonEklenenler Sosyal Bilimler Bilimsel Makaleler Sosyoloji Fikir Yazıları Psikoloji-Sosyal Psikoloji Antropoloji Tarih Ekonomi Eğitim Bilimleri Hukuk Siyaset Bilim Coğrafya İlahiyat-Teoloji Psikolojik Danışma ve Rehberlik Felsefe-Mantık Ontoloji Epistemoloji Etik Estetik Dil Felsefesi Din Felsefesi Bilim Felsefesi Eğitim Felsefesi Yaşam Bilimleri Biyoloji Sağlık Bilimleri Fütüroloji Edebiyat Sinema Müzik Kitap Tanıtımı Haberler Duyurular İletişim
ÖĞRETMENLİK ÜZERİNE… 

ÖĞRETMENLİK ÜZERİNE… 

Fikir Yazıları 23 Kasım 2019 14:43 - Okunma sayısı: 1.812

Atatürk’ün başöğretmenliği kabul ettiği 24 Kasım 1928, 1981 yılından bu yana ülkemizde “Öğretmenler Günü” olarak kutlanmaktadır. Bilindiği gibi 1 Kasım 1928 günü Atatürk dil devriminin çok önemli bir aşama olan harf devrimini gerçekleştirerek Arap harfler

ÖĞRETMENLİK ÜZERİNE… 

Atatürk’ün başöğretmenliği kabul ettiği 24 Kasım 1928, 1981 yılından bu yana ülkemizde “Öğretmenler Günü” olarak kutlanmaktadır. Bilindiği gibi 1 Kasım 1928 günü Atatürk dil devriminin çok önemli bir aşama olan harf devrimini gerçekleştirerek Arap harfleri yerine Latin harflerini getirmiştir. Günümüzde kimi çevreler bu konuyu dillerine dolayarak tarihle bugün arasındaki bağların koptuğunu ileri sürmektedirler Hiçbir zaman aklımızdan çıkarmamız gereken bir durum, yenilikler her zaman dirençle karşılaşmışlardır. Biz bu durumu her zaman yaşarız. Kurulu düzenin devamından yana olanların karşı çıkışları bu bağlamda ele alınmalıdır. Biz öğretmenlik yaparken büyük bir sorumluluk yükleniriz omuzlarımıza. Bu sorumluluk öncelikle yaptığımız işin öneminden ve ağırlığından kaynaklanmaktadır. Bir tarafımızda “Kimseden feyz ummam, kol kanat dilenmem; kendi gök kubbemde kendim uçarım. Eğiliş boynuma esirlik halkasından ağır gelir. Fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür bir şairim.” diyen Tevfik Fikret var. Bir tarafımızda da Tevfik Fikret’in şiirlerini okuyarak fikrî temellerini oluşturan ve “Öğretmenler, Cumhuriyet sizden fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür nesiller ister.” diyen Mustafa Kemal var.

 Öğretmenlik, toplumların geleceğini belirleyen, toplumlara yön veren bir uğraştır. Öğretmenlik toplumu dönüştürme işinin ta kendisidir. Önce nasıl bir toplumda yaşamak istediğinize karar vereceksiniz. Daha sonra yaşamak istediğiniz toplumu biçimlendirecek insan gücünü ortaya koyacaksınız. Bugün içinde yaşadığımız sorunların esas nedeni, eğitim politikalarının sürekli değişiyor olmasıdır. Bugün henüz nasıl bir öğretmen yetiştireceğimiz konusunda bir politikamız yoktur. Öğretmen okullarının kapatılarak Eğitim Fakültelerine giden sürecin sonunda küçük yaşlarda öğretmek olmak isteyen ve bu format içinde eğitimine devam eden öğretmen adaylarının yerine her üniversite mezunun kısa bir zaman diliminde aldığı formasyonla öğretmen olduğu bir noktaya geldik. Bundan daha kötüsü Millî Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un kısa bir zaman önce açıkladığı öğretmenlerin artık formasyon almadan atanabilecek ve formasyonu atandıktan sonra alabilecek olmasıdır. Bu formasyonu hangi üniversiteler nasıl verecektir? Bu sistem uygulanırsa öğretmen niteliğinde bugünkü durumu da ararız. Oysa öğretmen yetiştirmede cumhuriyet ilk yıllarında izlenen politikaların başarılı örneklerine hepimiz tanığız. Köy Enstitülerinde yetişen öğretmenlerin efsanesi, cumhuriyetin ilk yıllarındaki öğretmenlerin fedakâr, cefakâr tutumla Anadolu’da aydınlık meşalesi oluşları romanlara konu olmuştur. Özellikle Türk aydınlanmasında önemli bir eşik olan 68 kuşağının yetişmesinde cumhuriyetin kuruluş yıllarında yetişen öğretmenlerin etkisi büyüktür.

Öğretmenlik aynı zamanda öğrenme mesleğidir. Toplumun öğrencisi olunmadan öğretmeni olunamaz. Bizler öğretirken öğreniyoruz. Öğrenme ve öğretme iç içe geçiyor. Karşımızdakiyle empati kurmadan öğretemeyiz, öğrenci olduğumuzu unutarak öğretmen olamayız.  Öğretmenlik hoşgörünün, tahammülün ve sabrın adıdır. Öğretmenlik çağdaşlaşma ve aydınlanma mücadelesinin ayrılmaz bir parçasıdır. Bir mum yakabilmektir karanlığa. Vatan sevgisinin ve vatan için özveride bulunmanın öbür adıdır.

Günümüze geldiğimizde aynı işyerinde aynı işi yapan öğretmenlerimiz dört ayrı statüde bulunmaktadır. Uzman öğretmen, kadrolu, sözleşmeli, ücretli öğretmen… Bu, kabul edilebilir değildir. Çalışma barışını ve öğretmenlerin motivasyonunu bu bozan, eşit işe eşit ücret ilkesine aykırı bu duruma son verilmelidir. Güvencesiz istihdama son verilmeli, atama ve görevde yükselmede liyakat öne çıkarılmalıdır. Öğretmenlerin sosyal, ekonomik durumları yüklendikleri ağır sorumluluklara göre düzenlenmeli, tehdide, tacize, saldırıya maruz kalan öğretmelerin güvenliği sağlayacak tedbirler alınmalıdır.

Eğitim ve öğretmen toplumun aynasıdır. Bir toplum öğretmene verdiği değer ölçüsünde gelişir. Bu vesileyle Başöğretmen Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün önünde saygıyla eğiliyor, şehit öğretmenlerimizi minnetle anıyor, tüm öğretmenlerin öğretmenler gününü kutluyorum.

Yorumlar (0)

SON EKLENENLER
ÇOK OKUNANLAR
DAHA ÇOK Fikir Yazıları
Dil Sızıları 1

Fikir Yazıları15 Kasım 2024 14:59

Dil Sızıları 1

ÖĞRETMENİN ÖĞRETİCİLİĞİ; PROFESYONEL ÖĞRETİCİLİK

Fikir Yazıları12 Kasım 2024 20:27

ÖĞRETMENİN ÖĞRETİCİLİĞİ; PROFESYONEL ÖĞRETİCİLİK

İnsan Hakları Gündemi-3

Fikir Yazıları07 Kasım 2024 18:51

İnsan Hakları Gündemi-3

Devrimin Çoban Yıldızı: Mustafa Necati

Fikir Yazıları04 Kasım 2024 09:34

Devrimin Çoban Yıldızı: Mustafa Necati

Hamam Böceği ve Ben

Fikir Yazıları03 Kasım 2024 21:01

Hamam Böceği ve Ben

İSTANBUL SÖZLEŞMESİNE GERİ DÖNMELİ MİYİZ?

Fikir Yazıları03 Kasım 2024 20:23

İSTANBUL SÖZLEŞMESİNE GERİ DÖNMELİ MİYİZ?

Doğa En Mükemmel Öğretmendir-3

Fikir Yazıları01 Kasım 2024 21:43

Doğa En Mükemmel Öğretmendir-3

Devlet Aklı ve Eğitim

Fikir Yazıları31 Ekim 2024 01:18

Devlet Aklı ve Eğitim

Kendi Olmayı Başarmak Üzerine

Fikir Yazıları28 Ekim 2024 21:13

Kendi Olmayı Başarmak Üzerine

Elitler Halka Karşı: Kürt Sorununa Jakoben Çözüm

Fikir Yazıları25 Ekim 2024 20:41

Elitler Halka Karşı: Kürt Sorununa Jakoben Çözüm