EĞİTİMİN GÜNCEL DURUMU
Eğitimin güncel durumunu şu başlıklarda ele alabiliriz.
a)Eğitimde Muhafazakârlaşma: Son birkaç yıl şeriatçı temeldeki eğitimin ivme kaybettiği gözlemlemekteyim. Buna dair veriler şunlardır:
1) Konya İl Milli Eğitim Müdürlüğü, İKDAM Eğitim Derneği ve Uluslararası Öncü Eğitimciler Derneği tarafından 03-04 Mart 2018 tarihlerinde ortaklaşa düzenlenen “İmam Hatip Öğretmenleri Zirvesi ve Gençlik ve İnanç Çalıştayı”nda imam hatip öğrencilerinin deizme kaydığı tespit edildi. Öyle ki deizme yönelişin ateizmden daha önemli olduğu vurgulandı.
Helal, helal, mekruh gibi dini kavramlar temelindeki baskıcı eğitim ters tepmektedir.
2) Bazı illerdeki okulöncesi kurumlara ve ilkokullara “valilik oluru” ile gönderilen yazıda, “İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile İl Müftülüğü arasındaki işbirliği ile okulöncesi ve ilkokullarda kayıtlı öğrencilere değerler eğitimi verilerek milli, manevi, kültür ve ahlaki gelişmelerinin sağlanması amaçlanıyor” ifadesinin geçtiği basına yansıdı. Yazıda, “bu protokol kapsamında görevlendirilecek olan eğitimciler ilkokul için en az önlisans mezunu veya pedagojik formasyona sahip, okulöncesi kurumlarında ise en az önlisans mezunu veya 4-6 yaş öğreticilik sertifikasına sahip kişiler arasından İl Müftülüğü tarafından görevlendirilecektir” ifadesi bulunuyor.[1]
“Değerler eğitimi” diye bir ders yok; sadece çeşitli dernek ve vakıflarla yapılan protokoller gereği bazı haftalarda okullarda seminer veriliyor. Kimi sendikacı “eğitim, MEB kararıyla müftülüklere bırakılmış oluyor” dese de sanki şimdiye kadar dinci vakıflar, dernekler eğitime el atmamış gibi yansıtılıyor. Sanki sorun olan Diyanet’in varlığı. Halkı, Diyanet ile korkutmak doğru değil. İki nedenle;
-Şimdiye pedagojik formasyon almamış, eğitimci niteliği taşımayan kişiler tarafından “değerler eğitimi” adı altında çalışmalar gerçekleştirildi. Diyanet ile yapılan protokolle olan ise, dernek ve vakıf adı altında örgütlenen tarikat ve cemaatlerin yerini Diyanet’in belirlediği personellerin almasıdır. Daha denetlenebilir olan devletin bir kurumun tarikat ve cemaatlerin yerini alması iyidir.
-Protokol şartları arasında “önlisans mezunu veya pedagojik formasyona sahip” şartı var. Eğitimi bireylerin vermesi iyidir.
Diyanet’le yapılan protokolle Eğitimde dinselleşme artmıyor. Çünkü din dersleri artırıldı. Dinselleşme olsa dini dersler artırılır, tarikat ve cemaatlerin önü kapatılmaz. Yapılan, FETÖ darbe girişimin gösterdiği üzere emperyalizmin aparatları olan tarikat ve cemaatlerin etkisini kırma ve bazı MEB yöneticilerinin proje geliştirdiğini göstererek göze girme, yükselebilme kaygısıdır. Diyanet’in 29 Ekim’de Atatürk’ün adını anmasına gösterilen tepki üzerine Atatürk’ü anması ve 10 Kasım’da da Atatürk’ü anması önemlidir.
Değerler eğitimini tarikat ve cemaat liderlerinin yerine Diyanet’in vermesi, eğitimde dinselleşmeyi azaltacaktır. Çünkü belirtmeye çalıştığımız gibi devletin emperyalizme karşı mücadelede milleti birleştirme mecburiyeti vardır ve bu din üzerinden dayatmalarla olmaz.
Burada esas olan; değerler eğitiminin verilmesine karşı çıkmaktır. Çünkü:
4) Diyanet, tarikat ve cemaatlere dair rapor yayınlamıştır. Bu raporda tarikatların ekonomik kaynakları, halkı nasıl kandırdıkları ele alınmış; bir nevi tarikat ve cemaatları fişlemiştir. Bu sebeple de Diyanet, tarikat ve cemaatlarca hedef tahtasına konmuştur. Konuya dair Kaynak Yayınları’ndan çıkan “Diyanet’in Tarikat Raporu” kitabı okunabilir.
Tüm bunlar şunu göstermektedir. İktidar ve devlet kurumları, milletin istencine sessiz kalamamaktadır. Emperyalizme karşı mücadelede milleti birleştirmede Atatürk’ün önemi anlaşılmaktadır. Emperyalizme ve onun aparatları tarikat, cemaatlara karşı mücadele eksiklerine rağmen ilerledikçe dinselleşme, şeriat tehlikesi de azalmaktadır.
Diğer liselere ek olarak MEB, Anadolu imam hatip liselerinin hazırlık sınıfına ilk kez Çince’yi de ekledi.
Tarikat ve cemaat vakıf ve dernekleriyle Milli Eğitim Bakanlığı’nın protokolleri iptal edilmelidir. Ayrıca yeni müfredat ve ders kitapları pile cumhuriyet tarihimiz çarpıtılmakta, Atatürk ilkelerine ayrılan sayfalar azaltılmaktadır. İnsan onuru, kadının özgürlüğüne yönelik ifadeler vardır.
Öğretmenlerin sorunlarının çözümü ülkenin sorunlarının çözümünden bağımsız değildir. 24 Kasım vesilesiyle tüm öğretmen arkadaşlarımın Öğretmenler Günü’nü kutlarken yeni bir eğitim sistemi konusunda kafa yormaya davet ediyorum.
[1] Figen Atalay, “Çocuklara ‘değerler eğitimi’ dersini verecek öğretmenleri müftülükler belirleyecek”, 3.11.2019, erişim tarihi 13.11.2019, http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/egitim/1573297/cocuklara-degerler-egitimi-dersini-verecek-ogretmenleri-muftulukler.html