Nirvana Sosyal

Anasayfa Künye Danışmanlar Arşiv SonEklenenler Sosyal Bilimler Bilimsel Makaleler Sosyoloji Fikir Yazıları Psikoloji-Sosyal Psikoloji Antropoloji Tarih Ekonomi Eğitim Bilimleri Hukuk Siyaset Bilim Coğrafya İlahiyat-Teoloji Psikolojik Danışma ve Rehberlik Felsefe-Mantık Ontoloji Epistemoloji Etik Estetik Dil Felsefesi Din Felsefesi Bilim Felsefesi Eğitim Felsefesi Yaşam Bilimleri Biyoloji Sağlık Bilimleri Fütüroloji Edebiyat Sinema Müzik Kitap Tanıtımı Haberler Duyurular İletişim
Ne İyi Ne De Kötü – Sadece Kurgu

Ne İyi Ne De Kötü – Sadece Kurgu

Fikir Yazıları 17 Ekim 2019 06:51 - Okunma sayısı: 1.587

İlkel Beynimizin Tehlikeli Oyunları:Kurgularımız Gerçekle kurgu arasında bir fark varmış: 'Kurgunun bir anlamı olması lazımmış.' Çünkü kurgu, bilinçli zihnimizin değerlendirmesinden geçerek oluşturulurmuş vebu da 'anlam arayışı'

Ne İyi Ne De Kötü – Sadece Kurgu

 

İlkel Beynimizin Tehlikeli Oyunları:Kurgularımız

 

Gerçekle kurgu arasında bir fark varmış: 'Kurgunun bir anlamı olması lazımmış.'

Çünkü kurgu, bilinçli zihnimizin değerlendirmesinden geçerek oluşturulurmuş vebu da 'anlam arayışı' anlamına gelirmiş. Anlam da güvenliğimiz için gerekliymiş.

 

Bu sayede, yani kurguyla varlığını teminat altına alırmış insan.

Ondanmış her detayda anlam arayışımız.

 

Tabi bu 'anlam', kişinin yetiştiği toplum, kültür, inanç ve değerlere göre karşılıklar bulmaya ihtiyaç duyarmış.

 

Öyleyse 'anlamlandırmaya çalıştığımız, mantıklı olduğunu ispata gayret ettiğimiz' çoğu şey, hakikatle değil, kurgularla eşleşebilir.

 

Peki bu kurguların sağlıklı bir dokuya sahip olması mümkün mü?

 

‘İyi’mi ‘Kötü’ mü: Kim Karar Veriyor?

 

Davranış psikolojisine ve Nöro-Linguistik prensiplere göre ‘yaptığımız tanımlarımızın çoğu kişiler ya da olaylarla ilgili değil, daha çok bizim beklentilerimizle ilgili olabilir’.

 

Örneğin biri ya da bir olayla ilgili 'iyi' ya da 'kötü' tanımlamalarımız, aslen bizlerin 'iyi' tanımlaması yaptığımız kişiler veya olaylarla ilgili kaygılarımızı gideren bir teminat mektubu veya 'kötü' diye adlandırdıklarımıza dair de duygu düşünce ve davranışlarımıza dair 'haklılık bildirgesi’ gibidir.

 

Birine ya da bir olaya 'iyi' dediğimiz andan itibaren, kimi ya da neyi o sıfatla tanımlamışsak, o kişi, kişiler veya olaya ait beklentilerimiz (menfaatimiz) ya da arzularımızı teminat altına alma çabamızın etkisi altında davranışlar sergilemeye başlarız.

 

Hatta bu olumlu tanımlamayı da olabildiğince çok insana yayarak, teminat mektubunun altına atılan imza sayısını artırmaya, bu sayede tanımlamamız konusunda bir de haklılık bildirgesi oluşturma eğilimine gireriz.

 

Ne zaman ki bu beklenti ve menfaatler karşılıksız kalır ve gideril(e)mezler, korku ve kaygıyla dolu olan başlangıç düşüncemiz hızlı bir şekilde devreye girer ve 'bile bile (hatta bencilce kendi menfaatimize)yaptığımız yanlışiyi tanımını' derhal 'kötüye', hem de 'çok kötüye' çeviririz.

 

En baştan 'kötü' olarak sıfatlandırdığımız birisi ya da olayla ilgili düşüncemiz ise çoğu zaman daha önceki ön referanslarımızın çağrışımları olabilir. O deneyime ait bir etkiyle ön yargılarımıza yenik düşerek kötülük sıfatını kişi veya olaya yapıştırabiliriz. Ya da mevcut muhatabımıza dair bir beklenti veya menfaat varsa bile bunu gerçekleştirmenin ihtimali yoktur. O nedenle de bir şekilde işimize yaramayacak veya ulaşamayacağımız o kişi ya da olaya ‘olumsuz’ sıfatları yükleyerek bu tutumumuzu haklı çıkaracak çeşitli kurgularla ‘haklılık bildirgemizi’ insanlara sunarız.

 

Her iki durumda da çoğu zaman tanımlamalarımızın doğrudan kişi ya da olayların gerçekliğiyle ilgisi olmayabilir. Fakat bunun bir önemi de yoktur. Esas olan kendi güvenliğimizin teminat altına alınmasıdır. Bu nedenle de hayat yolculuğumuzda kişilerin savundukları birçok değerin menfaat ve beklentileri doğrultusunda –zamaniçinde – değişebileceğinide çeşitli defalar gözlemlemek pekâlâ mümkün oluyor.

 

Ve bu tür ‘ihtiyaçlara göre defalarca kez yeniden tasarlanan’ kurguların esaretinde yaşayan zayıf ruhların vicdanlarının kişi veya olaylar hakkındaki tanımlamaları ve tutumları, ancak Cemil Meriç’in fevkalade isabetli bulduğum şu tespitiyle açıklanabiliyor, öyle değil mi:

 

“Çıkar konuşunca vicdan susar.”

 

- Cemil Meriç

 

‘İyi’Ya Da ‘Kötü’ Var Mı?

 

Bu anlamda değerlendirdiğimizde ‘iyi’ ya da ‘kötü’ diye bir şeyin olmadığını, ‘beklentilerin karşılanması veya karşılanmaması’ durumunun olduğunu söylemek mümkün olabilir mi?

 

Sevgi ve saygılarımla, Murat Kaplan

Yorumlar (0)

SON EKLENENLER
ÇOK OKUNANLAR
DAHA ÇOK Fikir Yazıları
Dil Sızıları 1

Fikir Yazıları15 Kasım 2024 14:59

Dil Sızıları 1

ÖĞRETMENİN ÖĞRETİCİLİĞİ; PROFESYONEL ÖĞRETİCİLİK

Fikir Yazıları12 Kasım 2024 20:27

ÖĞRETMENİN ÖĞRETİCİLİĞİ; PROFESYONEL ÖĞRETİCİLİK

İnsan Hakları Gündemi-3

Fikir Yazıları07 Kasım 2024 18:51

İnsan Hakları Gündemi-3

Devrimin Çoban Yıldızı: Mustafa Necati

Fikir Yazıları04 Kasım 2024 09:34

Devrimin Çoban Yıldızı: Mustafa Necati

Hamam Böceği ve Ben

Fikir Yazıları03 Kasım 2024 21:01

Hamam Böceği ve Ben

İSTANBUL SÖZLEŞMESİNE GERİ DÖNMELİ MİYİZ?

Fikir Yazıları03 Kasım 2024 20:23

İSTANBUL SÖZLEŞMESİNE GERİ DÖNMELİ MİYİZ?

Doğa En Mükemmel Öğretmendir-3

Fikir Yazıları01 Kasım 2024 21:43

Doğa En Mükemmel Öğretmendir-3

Devlet Aklı ve Eğitim

Fikir Yazıları31 Ekim 2024 01:18

Devlet Aklı ve Eğitim

Kendi Olmayı Başarmak Üzerine

Fikir Yazıları28 Ekim 2024 21:13

Kendi Olmayı Başarmak Üzerine

Elitler Halka Karşı: Kürt Sorununa Jakoben Çözüm

Fikir Yazıları25 Ekim 2024 20:41

Elitler Halka Karşı: Kürt Sorununa Jakoben Çözüm