Prof. Dr. Hamdi Temel - www.hamditemel.com.tr
Dünyaya ilk geldiğimde;
İlk senin kokunu aldım,
İlk senin tarafından kucaklandım,
İlk senin kucağında uyudum.
Her uyandığımda ilk seni aradım, göremeyince feryadı figanı bastım. Sadece gel gelince sustum.
Acıktığımda, susadığımda gözlerim hep seni aradı.
İlk yürüyüş adımlarımda hep nazlandım, yürürsem sanki beni kucağına almayacaksın korkusunu yaşadım.
Yemeklerimi bile senin ellerinden yemek istedim, kendi kendime yemek yeme alışkanlıklarımı çok sonra kazandım.
Okula ilk gidişimde hayatın gerçeklerini görmeye başlamıştım, senden ayrılma korkusu ile sıralarımda hep gizli gizli ağladım.
Üniversite öğrencilik yıllarımda ilk mektubumu sana yazdım, senden gelen mektubun her kelimesinde ise için için ağladım.
İşe başladığımda ilk maaşımda sana hediye aldım. Çünkü ilk aklıma sen geldin.
Evliliğimde eşimi ilk senin görmeni istedim. Senin görüşlerini almak istedim.
Çocuklarımın babaannelerini çok sevdiklerini görünce öyle mutlu oldum ki, heyecanımı bile gizleyemedim. Sevinç naraları attım.
Ama biliyordum ki senin gözünde ben hep çocuktum, çocuk olarak ta kalacaktım.
Beni her gün kapıdan gönderirken “seni Allaha emanet ediyorum” deyişini sevdim.
Her döndüğümde gülerek beni karşılayıp “bugün neler yaptın, nasıl geçti” sorularını özledim.
Ben demeden odamı toplamanı, elbiselerimi yıkayıp ütülemeni, sevdiğim yemekleri yapmanı yani karşılıksız sevmeni sevdim.
En önemlisi de;
Ben annemin en çok bana dua etmesini sevdim…