HANGİ DEĞERLER EĞİTİMİ?
Eğitim bireyleri ilgi ve yetenekleri doğrultusunda hayata hazırlama, iş ve meslek kazandırma, topluma aidiyet kazandırma sürecidir. Topluma aidiyet duygusu kazandırmak, toplumsal kültürü ve kimliği benimsetmektir. Değerler eğitimi esas olarak budur. Değerler eğitimi veya kültür aktarımı eğitimin ilgi ve yetenekler doğrultusunda iş ve meslek kazandırma amacının önüne konuyor. İlgi ve yetenekleri ölçüsünde toplumsal üretime katılmayan kişilere toplumun var olan kültürü, değer yargıları ezberletilerek benimsetilebilir mi?
Değer, bir sosyal grubun veya toplumun kendi varlık, birlik, işleyiş ve devamını sağlamak ve sürdürmek için üyelerinin çoğunluğu tarafından doğru ve gerekli oldukları kabul edilen; onların ortak duygu, düşünce, amaç ve menfaatini yansıtan genelleştirilmiş temel ahlâkî ilke veya inançlar olarak tanımlanır.[1] Toplumu bir arada tutan değerler tarih içinde oluşur, gelişir. Toplumların felsefî ve kültürel olarak özgünlüklerini ortaya koyar. Her değerler sistemi tarihin belli bir aşamasında ekonomik altyapıya bağlı olarak ortaya çıkar. Değerler, belli bir ekonomik zeminde gelişir. Toplumların gelişmesiyle bazı değerler ortadan kalkerken yeni değerler ortaya çıkar. Değerler değişmez değildir, toplumsal üretimle dönemin ihtiyaçlarına cevap vermeyen değerler kaybolurken, ihtiyaçlara uygun yeni değerler süreç içinde ortaya çıkar.
Değerler toplumu bir arada tutmak için elbette önemlidir, değerlerin yeni nesillere aktarılmasında, eğitimden yararlanılmalıdır, fakat değerler aktarımı eğitimin merkezine konmamalıdır. Hele ki, ezberci yöntemlerle.
Değerler eğitimi davranış eğitimidir ve uygulamalı olmalıdır. Okullarımızda çevre ve doğa bilincini öğretmeye çalışıyoruz, ama öğrencilere kâğıt israf etmemeleri, çöplerini yere atmamaları, çevreyi temiz tutmaları konusunda bilinç geliştirecek uygulamalardan kaçınıyoruz. Öğrenciler okulun ve okul çevresinin temizliğine katılsa, bir fidan dikip onunla ilgilense, geri dönüşümün önemini kavramaları için okullarda geri dönüşüm kutuları yer alsa öğrencilere çevre bilincini teorik olarak aktarmaktan daha etkili olmaz mı? İlk ve ortaokullarda Öğrenci Andı, liselerde Gençlik Marşı okutulsa, Anıtkabir’e ve Çanakkale Şehitliğine tüm öğrenciler eğitim süreci içinde mutlaka götürülse millî kimliğin benimsetilmesinde daha etkili olmaz mı? Okullarımızda sabah sporu gelenek hâline gelse ve ücretsiz kahvaltı, öğle yemeği verilse topluma aidiyet duygusu pekişir hem de sağlık sorunları azalır. Devlet sağlık giderine yapacağı masrafı öğrencilerin yemeği için değerlendirmiş olur. Öğrencilere bu süreçte doyacakları kadar(ihtiyacı kadar) alma, israf etmeme bilinci de kazandırılabilir.
Türk millî eğitim sisteminde değerler eğitimi adı altında Orta Çağ değer yargıları ezberci yöntemlerle uygulanıyor. Orta Çağ değerlerinin toplumda karşılığı bulunmadığı için başarılı olma şansı yok, fakat uygulama Millî Eğitim Temel Kanunu’na aykırıdır. MEB, bazı dernek ve vakıflara değer eğitimi bağlamında önemli kaynaklar aktararak kendi görev ve yetkilerini devrediyor. Bu uygulamanın da yasal olmadığı Danıştay 8. Dairesi’nin kararıyla sabittir. Bu uygulamaların başarılı olmadığını “Gençler Deizme Kayıyor” tartışmaları da göstermektedir. Bakanlık bu uygulamalardan vazgeçmeli, kaynakları okul imkânlarının iyileştirilmesine, ücretsiz yemek, geri dönüşüm seferberliği gibi uygulamalar için değerlendirmelidir.
[1]Sezgin Kızılçelik- Yaşar Erjem, Açıklamalı Sosyoloji Terimler Sözlüğü, Atilla Kitabevi, Ankara, 1994.