Eğitimde Kaybolan Yılları Geri Getiremezsiniz
Memleketin en kadim sorunları arasındadır eğitim. İktidara gelmeyi amaçlayan her siyasi öznenin programlarında sürekli yer bulmuştur kendisine.Ancak ne değişen hükümet dönemlerinde ne de aradan geçen onlarca yıldır çözülmedi eğitimin sorunları.Beş Yıllık Kalkınma Planlarının uygulanmaya başladığı yıllardan bu yana yapılan planlar içinde az ya da çok,dar ya da geniş olacak şekilde yer verildi eğitime.Amaçlar yazıldı,politikalar belirlendi, hedefler konuldu. Çeşitli düzeylerde yapılan geçiş sınav sonuçları plan hedeflerinin gerçekleşmemesinin en somut belgesi oldu.Özellikle bazı alanlarda görülen başarısızlıklar kronikleşen hastalık halini aldı.Örneğin ABİDE adı altında yapılan “yerli ve milli PİSA” da öğrencilerin matematik ve fen bilimlerinde aldıkları sonuçlar tek kelimeyle hüsran yarattı hem öğrencilerde hem de ebeveyinlerde.Yönetenlerin payına ise hiç bir şey olmamış,her şey yolundaymış gibi davranmak düştü.
Bu yıl 3,5 milyon çocuk ve genç girdi lise ve üniversite sınavlarına.Liseye giriş sınavlarının sonucunda tercihe zorlanıyor çocuklar istemediği okula gitmeleri için.En az 3 okul yazmak zorunda tercihlerine aynı okul türünden.Bulamazsa aynı okul tründen 3 tercih, tutacak ya imam hatip ya da meslek lisesinin yolunu.İki yıl önce değişti liseye ve üniversiteye giriş sınavları.Sınavların adı TEOG,LGS,YGS,YKAS olsa da, değişse de zamanı değişmiyor aldığı sonuçlar çocukların.Avantajlı ve dezavantajlı olmanın en büyük göstergesi oldu alınan sonuçlar.Üniversite sınavında 16 bin kişi sıfır çekıyor.650 bin kişi ise 150 puan barajını geçebilecek 10 doğru soru bile çıkmıyor.Her üç öğrenciden biri girecek büyük bölümünün sadece tabelasında üniversite yazan kapıdan içeriye.Geriye kalanlar başka bahara erteleyecek umutlarını. Doğrusoru çöze oranları düştü geçen yıllara göre hemen hemen bütün derslerin.Anlaşılan ekonomik kriz her alanı etkilediği gibi eğitimi ve ebeveyinleri de etkiledi derinden.
İlk merkezi sınava liseyi bitirip girdiğim günden bu yana değişmyen aynı söylemlere ve pişkimliğe tanık oldum 45 yıldır. 45 Yıl öncesinde genel liselere giriş sınavları yoktu belki,ancak, yükseköğretime giriş o tarihte merkezi sınava yeni bağlanmıştı henüz.Türkiyenin lise öğrenci nüfusu bugünden çok azdı kuşkusuz.Üniversitelerin kontenjanları ise oldukça sınırlı.Aslında arz talep dengesinin günümüzden çok daha iyi kurulduğunu, eğitime erişimin daha eşit olduğunu söyleyebilirim.Gerçi o dönemde de acımasızca eleştiriyordutoplumu aydınlatma ve bilinçlendirme mücadelesine girişmiş olan büyüklerimiz. Kulağa hoş geliyor heyecanlandırıyordu bizleri söyledikleri ve yaptıkları. Üstelik özel okul ve üniverssite nedir bilmezdik pek çoğumuz.Okullar arasında ayrıcılık yapılmıyordu bugün olduğu kadar.Dönemin siyasi liderlerinden Başbakan Yardımcısı olan Erbakan bazı okullar için “arka bahçemiz” demiş olsada, daha laik ve bilimsel değerleri vardı sistemin.
Bütün zorluklarına rağmen bir biçimde hem okuduk hem de değiştirmeye çalıştık bu köhnemiş düzeni.Biliyorduk tek başına yetmezdi eğitim sistemini düzeltmek.Düzelmezdi zaten kökten bir düzen değişikliği olmadan tek başına eğitim.Uğraştık,çok bedeller ödedik,yapamadık ve başaramadık,yarım kaldı ütopyalarımız.Yine de yılmadan,bıkmadan,yorulmalara inat sürüyor hala değiştirme sevdamız.Sınıfta öğrencilerime,öğretmen odasında öğretmenlere, sokakta yurttaşlara,mücadelenin her alanında birlikte yürüdüğüm arkadaşlara,evde eşime ve oğluma,yakınlarıma,şimdi torunuma anlatmaya çalışıyorum hep “hakların verimleyeceğini ancak mücadele edilerek kazanılabileceğini” Eleştirmek,sızlanmak,şikayet etmek yetmez alternatifler ve seçenekler sunmak gerekir her anlamda topluma. Eğitim hak.Bütün çocukların eşit eğitim görme hakku var kağıt üzerinde.Gelin görün ki böyle yaşanmıyor pratikte.Yıllardır parası olanın gücüne göre yürüyor ve belirleniyor eğitim ve okullar bu ülkede. İşte bunun için mevcut eğitime ve okula alternatifler ve seçenekler oluşturmalıya çalışıyoruz eşitlik,haklar,özgürlükler ve adalet adına.
Eğitimde kaybedilen yılları geri getirmek mümkün olmayacak kuşkusuz. Ancak gelecek yılları kaybetmemek çok önemli. Onun için siz görün ve yaşayın istiyoruz eğitimde yaparak yaşayarak öğrenmeyi.Eleştirel düşünmeyi,dayanışmayı,paylaşmayı ve kardeşliği. Kimliğinden, dilinden,inancından ve kültüründen dolayı dışlanmasın,ötekileştirilmesin hiç kimse. Rekabet olmasın çocuklar arasında, rakip görmesinler,yükselmesin hiç bir çocuk birbirinin üstüne basarak.İşte bunun için uğraş veriyoruz alternatif eğitim ve okul yolunda. alaaddin dinçer/eğitimci/21.07.2019