Nirvana Sosyal

Anasayfa Künye Danışmanlar Arşiv SonEklenenler Sosyal Bilimler Bilimsel Makaleler Sosyoloji Fikir Yazıları Psikoloji-Sosyal Psikoloji Antropoloji Tarih Ekonomi Eğitim Bilimleri Hukuk Siyaset Bilim Coğrafya İlahiyat-Teoloji Psikolojik Danışma ve Rehberlik Felsefe-Mantık Ontoloji Epistemoloji Etik Estetik Dil Felsefesi Din Felsefesi Bilim Felsefesi Eğitim Felsefesi Yaşam Bilimleri Biyoloji Sağlık Bilimleri Fütüroloji Edebiyat Sinema Müzik Kitap Tanıtımı Haberler Duyurular İletişim
NAZIM HİKMET’İN ŞİİRİNDE VAROLUŞSAL SORUNLAR ve BARIŞ MÜCADELESİ

NAZIM HİKMET’İN ŞİİRİNDE VAROLUŞSAL SORUNLAR ve BARIŞ MÜCADELESİ

Edebiyat 06 Haziran 2024 14:13 - Okunma sayısı: 146

Mustafa Günay

NAZIM HİKMET’İN ŞİİRİNDE VAROLUŞSAL SORUNLAR ve BARIŞ MÜCADELESİ

Nazım Hikmet’in şiiri daha çok politik yönleriyle okundu ve yorumlandı. Ancak politik yönüyle birlikte onun şiirinde yaşama deneyimlerinden beslenen oldukça güçlü bir varoluşsal boyut da yer almaktadır. Söz konusu varoluşsallık ise onun şiirindeki felsefi ve metafizik damarlarla bağıntılıdır. İnsanın varoluşuna yönelen şiir aynı zamanda hayatın akışına, değişimine, olana, oluşana yönelir. Dolayısıyla insanın değişen bir dünya, yaşama ortamı ve tarihsel koşulları, bireyselliği ve aynı zamanda toplumsallığı içindeki durumunu dile getirebilen şiirler insanın varoluşsallığının poetik ifadeleri olabilmektedir.

Varoluş ya da varoluşsalık nedir? Bunun Nazım Hikmet’in şiirinde karşılığı ve örnekleri nelerdir? “Karlı kayın ormanı”, “Severmişim meğer”, “bugün Pazar”, “Hapiste Yatacak olana öğütler”, “yaşamaya dair” vb. şiirlerde dile gelen bir insanın duygusal, düşünsel anlamda yaşama halinin bütünlüğü, içinde bulunduğu durum ve bu durum içindeki kişinin kendine, sevdiklerine, hayatına, ülkesine ve dünyaya bakışına ilişkin herşeydir. Nazım Hikmet’in gerek kendisinin gerekse söz ettiği diğer kişilerin varolma, yaşama durumundaki hallerini dile getiren şiirleri, onun insan varoluşunu betimler.

Sonsuzluk karşında ölümlü, sonlu bir varlık olan insan varolma durumunu ele alan şiirlerinde bir geçicilik duygusu hissedilir. “Paydos diyecek tabiat anamız/gülmek ve ağlamak biti çocuğum/ve işte o zaman başlayacak,/ görmeyen duymayan konuşmayan hayat”. Bu dizelerde ölüm gerçeği karşısında bir ölümsüzlük umudu ya da düşüncesinden söz edilmez. Varolmak ya da yaşamak kadar ölmek de doğaldır. Nazım Hikmet’in dünyaya bakışını şekillendiren materyalizm burada kendini gösterir. O materyalist bir pencereden bakarak insanın varoluşunu dile getirir. Erken gitmenin kederinden söz etse de yirminci yüzyıl kültür ve yaşama ortamında ölüm acısının ve yasın da oldukça kısa sürdüğüne dikkat çekerken gerçekçi bir tavır ortaya koyar.

Varoluşsal şiirlerde dünyaya bakışı, yaşadığı ana odaklanma(bugün Pazar), geçicilik, ölüm, evrenin sonsuzluğu içindeki insanın sonluluğu, yaşlanmanın etkileri, sevgiliye duyulan özlem gibi temalar onun şiirinin belirgin çizgileridir. Bu konulardaki şiirleriyle ilgili yapılan çalışmalarda daha çok duyguların ele alındığını görürüz. Oysa şairin vatan özlemi yalnızca bir duygunun dile getirilmesiyle sınırlı olamayıp aynı zamanda kendi yurdundan uzak bir yerde hissettiği özlemle birlikte yaşama halinin bütüncül olarak şiire dönüşmesidir. Nazım Hikmet’in imgeleri de şiirdeki insanın varoluşsal durumunu ortaya koyar. Bu noktada doğal ya da kültürel bir mekanın atmosfesi içinde insanın varoluşsal halleri işlenir.

Onun şiirinde memleket hasreti belirgindir. Ama aynı zamanda güçlü bir dünya vurgusu da yer alır. Nazım kendini dünyaya, kosmosa ait bir insan ve şair olarak görür. Dünya şairi olmasının yeryüzünün farklı coğrafyalarında ve toplumlarında ilgi görmesinin en önemli nedeni insan ve dünya anlayışını oluşturan evrensel, hümanist ve felsefi temellerdir. Onun şiirinde varoluşsal durumlar, seküler ve dünyevi bir pencereden görülür. Nazım’ın şair yüreği her yere aynı mesafede çarpar her yere aynı yakınlıkta bulunur. “yarısı burdaysa kalbimin/yarısı Çindedir…” derken, bir bakıma dünya yurttaşlığının şiirini yazmıştır. Bu noktada onun şiirinde ütopik bir perspektiften yaşanan günün ve çağın eleştirisi ve yorumu da yapılır.

Emperyalizme ve kapitalizme karşı mücadelenin içinden gelen ve emperyalizmin yol açtığı yıkımların ve ortaya çıkan trajedilerin etkileyici şiirlerini yazarak barışa giden yolda poetik bir bayrak olarak dalgalanan dizeleri de insanın varoluşsallığını ölümler, katliamlar karşısında bütün acısı ve umuduyla dile getirir. Kapıları birer birer çalan kızçocuğu, bizleri çocukların, kadınların, insanların öldürülmesine, insanın değersizleştirilmesine karşı çıkmaya ve insanca bir dünya inşa edilmesi mücadelesine çağırır. Nazım’ın şiirinde politika, direniş ve mücadele de insan varoluşunun temel boyutlarıdır. Barışın imkanı aynı zamanda insanın insanca varolabilmesinin de temelidir.

Yurtta barış dünyada barış. Kosmosta barış… “Kosmosun Kardeşliği Adına”, onun dünya ötesinde karşılaşabileceğimiz canlılarla/insanlarla diyalog kurma, barış içinde yaşanabileceği düşüncesinin de şiiridir. Onun şiirindeki varoluşsallık bireyin varoluşsallığının ötesine geçen hümanist bir yaklaşımla dünyayı ve evreni kucaklayan bir tavrı ortaya koyar. Savaş, çatışma gibi olgular tarihsel bir gerçeklik olsa da barışı aramak ve kurmaya uğraşmak da insanca varolmanın vazgeçilmez bir koşuludur.

Yorumlar (0)

SON EKLENENLER
ÇOK OKUNANLAR
DAHA ÇOK Edebiyat
Şiirin Nüfuzu

Edebiyat07 Haziran 2024 11:05

Şiirin Nüfuzu

Edebiyat-Hukuk Savaşları HOWL/ULUMA

Edebiyat03 Haziran 2024 09:47

Edebiyat-Hukuk Savaşları HOWL/ULUMA

Mola Süreniz Dolmuştur

Edebiyat04 Nisan 2024 17:31

Mola Süreniz Dolmuştur

Şiir Mitinin Sonu PATERSON

Edebiyat25 Mart 2024 19:49

Şiir Mitinin Sonu PATERSON

Yol Boyunca İçimizdeki Ateşi Taşımak: Cormac McCarthy'nin

Edebiyat12 Şubat 2024 21:16

Yol Boyunca İçimizdeki Ateşi Taşımak: Cormac McCarthy'nin

ALEX KANEVSKY'DEN NOKTALAMA İŞARETLERİ METAFORU VE İNSAN HAYATI

Edebiyat10 Aralık 2023 23:14

ALEX KANEVSKY'DEN NOKTALAMA İŞARETLERİ METAFORU VE İNSAN HAYATI

“Palyatif Toplum”

Edebiyat28 Kasım 2023 16:04

“Palyatif Toplum”

Edebiyata Sosyolojik Bir Bakış: Jack London Örneği

Edebiyat15 Kasım 2023 16:45

Edebiyata Sosyolojik Bir Bakış: Jack London Örneği

ABDULLAH EFENDİ

Edebiyat10 Kasım 2023 10:49

ABDULLAH EFENDİ

AFŞAR TİMUÇİN’İN FELSEFE AÇISINDAN EDEBİYATA BAKIŞI

Edebiyat03 Kasım 2023 08:49

AFŞAR TİMUÇİN’İN FELSEFE AÇISINDAN EDEBİYATA BAKIŞI