Kurban Bayramına Çeyrek Kala...
Çocukluğumdan da hatırlarım, bilirim.
İç hesaplaşmanın yapılarak küskünlüklerin giderildiği, çocukların şen mamur olduğu, fakir fukaranın et gibi sağlıklı ve dengeli beslenmenin ana unsuru olan besine doyduğu, dini olduğu kadar sosyal yönü de yoğun olan ve 16 haziranda başlayacak kurban bayramına şunun şurasında 26 gün kaldı.
Şimdiden kutlu olsun!
Besiciler gece gündüz demeden, ağır hayvan kokusuna aldırmadan; emekten, yemden, samandan kısmadan, el bebek, gül bebek yetiştirdiği kurbanlıklarıyla üç beş gün içinde ahırlarını boşaltıp büyük şehirlerin yolunu tutacak.
Besiciye bol kazanç, alıcıya kolaylıklar dileyerek resmi rakamlarla son dört yılın kurbanlık fiyatlarına bir göz atalım.
Rakamlar fetva makamı (!) olan Diyanet İşleri Başkanlığına ait.
Bu resmi rakamlara göre kurban fiyatının 2021'den 2024'e artış oranı tam tamına yüzde 1044,44.
(11.750x100/1125=1044,44)
Âlâ, âlâ da, TUİK'in kulakları da bir zahmet çınlayıversin.
Aklımda aşağıda yer alan deli sorularla şu bizim meşhur parka yürürken düşündüm.
Parka vardım.
Selam verip beş yaşlının bulunduğu banka oturdum.
"Eee, hayırlısıyla kurban bayramı da yaklaştı. Kim bilir bu yaşa kadar ne kurbanlar kestiniz, ne sevaplar kazandınız? Yarın birgün emri hak vaki olunca aldığınız dualar kimbilir sırat köprüsünde sizi ne kadar hafifletecek?"
Birisi tespihini cebine koyup anlattı . "Yalınız başıma dana alırdım. Çoluk çocuk başına toplanırdı hoca. Evin içi panayır yeri gibi olurdu. Dağıtacak pek bir kimse bulamazdık. Yerdik, yedirdik."
Öteki gözlerini kaçırarak girdi söze. "Şu adam benim köylümdür. Dört sene oldu kesemiyorum. Eskiden pay yollardık. Şimdi pay bekler olduk. Utanıyorum. Bayram günleri kara gün oldu."
"Hocam!" dedi sekiz köşeli kasetin sahibi, "Televizyonda duydum. Dışarıdan vekaletle kurban kesecekler daha az para veriyormuş. Biz de onlar kadar ödesek ne olur?"
"Vekaletinen kurban mı olurmuş? Yiyen guyan elinde kalıyor. Bak hele memleket ne hale gelmiş."
"Aldığım on bin kayma. Neyinen keseyim. Bi koyun on beş bin olmuş. Büyük baş en az yirmi beş bin. Yengen KES diyo, kızıyom ben de KES diyom."
Kalktım, kalktılar.
Eve dönerken kendi kendime sordum.
Ben yanıt bulamadım.
Ya siz, ya siz...