Nirvana Sosyal

Anasayfa Künye Danışmanlar Arşiv SonEklenenler Sosyal Bilimler Bilimsel Makaleler Sosyoloji Fikir Yazıları Psikoloji-Sosyal Psikoloji Antropoloji Tarih Ekonomi Eğitim Bilimleri Hukuk Siyaset Bilim Coğrafya İlahiyat-Teoloji Psikolojik Danışma ve Rehberlik Felsefe-Mantık Ontoloji Epistemoloji Etik Estetik Dil Felsefesi Din Felsefesi Bilim Felsefesi Eğitim Felsefesi Yaşam Bilimleri Biyoloji Sağlık Bilimleri Fütüroloji Edebiyat Sinema Müzik Kitap Tanıtımı Haberler Duyurular İletişim
Çekiçle Sosyoloji Yapmak: Yapısöküm, Bakım ve Onarım İşleri Üzerine

Çekiçle Sosyoloji Yapmak: Yapısöküm, Bakım ve Onarım İşleri Üzerine

Sosyoloji 12 Mayıs 2024 15:30 - Okunma sayısı: 434

Hamit Ölçer

Çekiçle Sosyoloji Yapmak:

Yapısöküm, Bakım ve Onarım İşleri Üzerine

Friedrich Nietzsche “çekiçle felsefe yapmak”tan söz eder. Bu, kalıplaşmış, köhnemiş, gelenekselleşmiş kalıpların ve yargıların, sert kabukların kırılması demektir diyebiliriz. Şu halde sosyolojik düşünme biçiminin de böyle bir misyonu olabilir mi? Sosyolojik literatürde eline çekici almak isteyen pek çok düşünürün olduğunu söyleyebiliriz.

Burada çekiçle sosyoloji yapma yöntem ve biçiminin iki işlevinden söz edilebilir… İlkin çekiç yapısökümcü bir işlev görür: köhnemiş, yozlaşmış, kabuk bağlamış yapıları kır, parçala ve dağıt!... İkincisi ise çekicin aynı zamanda inşa edici, zanaatkarane işlevinin de olduğunu belirtmek gerekir. Sert kabukları kırmanın yanında çivisi çıkmış dünyaya çivi çakmaktan söz edilebilir. Şu halde çekiç otoriter ve totaliter yapılara darbeler indirdiği kadar çekicin toplumsal dünyayı yeniden inşa edici bir işlevinin olduğunu da söylemek gerekir. Yine de sosyoloji mühendislik harikası bir toplum yaratma misyonuna sahip değildir.

Sosyolojik literatürde en temelde eleştirel yaklaşıma sahip pek çok düşünür veya ekolün olduğunu söyleyebiliriz. Çekiçle sosyoloji yapanlar daha ziyade iktidardan, tahakkümden, hegemonyadan, statükodan veya geleneksel ve kalıplaşmış birtakım kural ve değerlerden uzaklaşma yönünde çaba sarf ederler. Peki bunlar kimlerdir?

Bir kere en başta Karl Marx’ın çekici alıp kapitalizmin tam kalbine indirdiğini görmezden gelmek mümkün değildir. Karl Marx’ın sosyolojik düşünce tarihinde aşılması güç bir kuramcı olduğunu belirtmek gerekir.

Charles Wright Mills toplumun olağan akışında dönüp dolaşan bir çeşit klikleşmiş ve kriminal yapıların üzerine çekici salladığını görüyoruz. Ayrıca Mills’in sosyolojiyi bir zanaat işi olarak kabul ettiğini hesaba katarsak onun çekici eline alması kaçınılmaz görünüyor.

Pierre Bourdieu'nün yüksek sosyetenin beğenilerine darbe indirip bir çeşit maskeyi indirdiğini söyleyebiliriz.

Kendisine biçilmiş belirli bir misyondan söz edemesek de Michel Foucault’nun ilgisinin benzeri bir motivasyonla dolu olduğu söylenebilir. Foucault kesinlikle çekiçle sosyoloji yapmıştır. Foucault kitaplarını sıradan insanlar için, marangozlar, ayakkabıcılar için yazmıştır.

Thorstein Veblen’in aylak sınıfa yönelik bir çekiç darbesi indirerek işe başladığını görmekteyiz.

Frankfurt Okulu’ndan Theodor Adorno ile Max Horkheimer’ın kültürel-endüstriyel kapitalizmin kalbi olan reklam ve propagandanın üzerine çekici indirdiğini görmekteyiz. Yine aynı okulun düşünürlerinden Herbert Marcuse muhtemelen 68 kuşağı gençlerinin hoşuna gidecek biçimde çekici eline alıp erosu kuşatan sert kabuğu kırmayı başardığını söyleyebiliriz.

Şüphesiz feministlerin neredeyse tamamının (muhtemelen erken dönem düşünürlerinden Beatrice Potter Webb gibi farklı sesler dışında) çekiçle aramızda dolaştıkları bir gerçek.

Duygular sosyolojisi alanında çığır açan düşünürlerden biri olan Arlie Hochschild’ın duygular üzerine çalışmaları şaşırtıcıdır ve işi romantikleştirenlerin hoşuna gitmeyeceği kadar gerçekçi bir çekiç darbesini indirdiği açıktır. Hochschild ticari firmaların ve dolayısıyla kapitalizmin duyguları nasıl da ticari bir nesneye dönüştürdüğünü ifşa ettiğini görmekteyiz. Bir çekiç darbesi de ondan.

Zygmunt Bauman modernitenin farklılığa, tahammülsüzlüğüne karşı çekici salladığını ve modernitenin tektipleştirici, ırkçı ve nihayetinde Holokostçu eğilimine karşı en güçlü darbeyi indirdiğini söylemek gerekir.

Jean Baudrillard’ın çekici eline alıp haber bombardımanının olduğu televizyona sapladığını söyleyebiliriz. Aslında Baudrillard bütün ikonları ve putları kırıp parçalamıştır ve hatta yerine hiçbir şey de koymamıştır denilebilir.

Belki de Bruno Latour için de benzeri bir şeyi söylemek gerekir. Latour için toplum sadece insan eyleyenlerden değil, insan-dışı eyleyenlerden de (bilgisayarlar, hayvanlar, elektronlar gibi) oluşmaktaydı. Latour’un salt insan-merkezli sosyolojiye etkili bir çekiç darbesini indirdiğini söylemek mümkündür.

Gilles Deleuze ile ortağı Felix Guattari’nin en güçlü çekici ellerine alarak arzunun tıkandığı boruları yerle bir ettiklerini söyleyebiliriz.

Yazan: Hamit Ölçer, Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi, Sosyoloji, Doktora Öğrencisi

Yorumlar (0)

SON EKLENENLER
ÇOK OKUNANLAR
DAHA ÇOK Sosyoloji
AKADEMİSYENLERİN İŞE ALIMI, SEÇİLMESİ VE ATANMASI

Sosyoloji28 Ekim 2024 23:25

AKADEMİSYENLERİN İŞE ALIMI, SEÇİLMESİ VE ATANMASI

Eşit Olmayanlara Eşitmiş Gibi Davranmak

Sosyoloji11 Ekim 2024 18:24

Eşit Olmayanlara Eşitmiş Gibi Davranmak

Cahil Toplum: Neden Toplum Giderek Cahilleşiyor?

Sosyoloji11 Ekim 2024 13:52

Cahil Toplum: Neden Toplum Giderek Cahilleşiyor?

Neyi Kaybettiğini Hatırla

Sosyoloji06 Ekim 2024 20:54

Neyi Kaybettiğini Hatırla

Toplumsal Olmayan Toplumsal Hayatımızı Düşünmek Üzerine

Sosyoloji01 Ekim 2024 19:24

Toplumsal Olmayan Toplumsal Hayatımızı Düşünmek Üzerine

Kadın ve Emek XI: Simone Weil

Sosyoloji15 Eylül 2024 21:14

Kadın ve Emek XI: Simone Weil

Otantikliğin Yitimi Üzerine

Sosyoloji21 Temmuz 2024 14:46

Otantikliğin Yitimi Üzerine

Yolunda Gitmeyen İşler Üzerine: Yaşadığımız Çağa Dair Bazı Sayıltılar

Sosyoloji07 Haziran 2024 12:47

Yolunda Gitmeyen İşler Üzerine: Yaşadığımız Çağa Dair Bazı Sayıltılar

Kadın ve Emek X: Rosa Luxemburg

Sosyoloji25 Mayıs 2024 18:54

Kadın ve Emek X: Rosa Luxemburg

Jack London'ın

Sosyoloji06 Nisan 2024 18:24

Jack London'ın "İsa'nın Sosyolojisi" Terimi Üzerine Bir Çözümleme