PROF.DR. TUNCAY DİLCİ İLE ‘’ YAPAY ZEKA VE EĞİTİM” ÜZERİNE SÖYLEŞİ
Uğur Özeren: Sayın Prof.Dr. Tuncay Dilci , kendinizi kısaca tanıtabilir misiniz?
Prof.Dr. Tuncay Dilci:
Uğur Özeren: Yapay zeka (Makine Öğrenmesi) eğitimde nasıl kullanılabilir. İnsanların daha iyi öğrenmesi için nasıl yararlı olabilir?
Prof.Dr. Tuncay Dilci:
Yapay zeka (YZ) ve Makine Öğrenmesi (MO) teknolojileri eğitim alanında çeşitli şekillerde kullanılabilir ve insanların daha iyi öğrenmesine yardımcı olabilir. Öğrencilerin her türlü davranışsal yönünü analiz ederek eğitim sürecine yön verme, karakter ve kişilik özellikleri bağlamında yeni alanlara yönlendirilmesi, rehberlik hizmetleri, öğrenme stilleri ve zekâ alanlarının tespit edilerek daha doğru bir tercih yapmasına bilimsel anlamda destek verebilecek Uygulama ile gerçekleşebilir. Bu bağlamda yapay zeka uygulamalarından eğitim sisteminde yararlanılabilir:
1.Bireyselleştirilmiş Eğitim: MO, öğrencilerin öğrenme hızını, öğrenme tarzlarını ve ihtiyaçlarını analiz ederek onlara özel eğitim programları sunabilir. Bu sayede öğrencilerin gereksinimlerine göre ders programlarının düzenlenmesi sağlanabilir, zorluk seviyeleri ayarlanabilir ve öğrencilerin eksik olduğu konuları belirlemek için geri bildirimler sağlanabilir.
Yapay zeka ve Makine Öğrenmesi, eğitimi daha etkili, verimli ve kişiselleştirilmiş hale getirerek daha iyi öğrenme deneyimleri sağlayabilir. Özellikle büyük veri analizi, otomatikleştirilmiş geri bildirimler ve bireyselleştirilmiş öğrenme yaklaşımları gibi yöntemlerin kullanılmasıyla, her öğrencinin öğrenme potansiyeli daha iyi şekilde değerlendirilebilir ve desteklenebilir. Ancak, insan öğretmenlerin önemi de unutulmamalıdır, çünkü öğrenme sürecinde insan etkileşimi ve duygusal bağlanma da önemlidir.
Uğur Özeren: Yapay zekanın, yapay zeka ve hologram teknolojisi gelişince öğretmenlerin yerini alabilir mi? Bu olayın etkileri neler olur?
Prof.Dr. Tuncay Dilci:
Yapay zeka ve hologram teknolojisi geliştikçe, öğretmenlerin yerini alabilecek bir noktaya gelinmesi teorik olarak mümkün olabilir. Ancak unutulmamalıdır ki eğitim bir insan etkileşimine dayalı bir süreçtir ve öğrenci-öğretmen ilişkisi, eğitimin temelini oluşturur. Öğrencilerin kişisel ihtiyaçlarına uygun eğitim sağlayabilen, onları motive edebilen ve gelişimlerini takip eden bir öğretmeninini tam anlamıyla almak oldukça zor olabilir.
Yapay zeka ve hologram teknolojisi, eğitimde önemli bir rol oynayabilir ve öğrencilere ek kaynaklar, interaktif öğrenme deneyimleri sunabilir. Yapay zeka, öğrencilerin öğrenme stillerini ve ihtiyaçlarını analiz ederek, kişiselleştirilmiş öğrenme deneyimleri sunabilir. Hologram teknolojisi ise uzaktan eğitimi destekleyebilir ve uzman konukların derslere katılmasını sağlayabilir.
Ancak bu teknolojilerin tam anlamıyla öğretmenleri yerini alması birçok zorluğu da beraberinde getirebilir. Öğrencilerin duygusal ve sosyal ihtiyaçları, akran etkileşimi ve empati gibi unsurlar, teknolojinin sunduğu öğrenme deneyimleriyle tam anlamıyla yerine konulamaz. Ayrıca, öğretmenler öğrencilere ilham verme, değerler aşılama ve ahlaki gelişim gibi önemli rolleri üstlenirken, teknoloji bu unsurları tam anlamıyla sağlayamayabilir.
Özet olarak, yapay zeka ve hologram teknolojisi eğitimde önemli faydalar sunabilir ancak öğretmenlerin tamamen yerini alması ve insan etkileşimini tam anlamıyla sağlaması oldukça zor görünmektedir. Ayrıca, teknolojinin eğitime entegrasyonunun sağlanması ve uygun bir denge kurulması da önemlidir.
Uğur Özeren: Yapay zeka ile gelişecek olan robot teknolojisi izlediğimiz filmlerdeki gibi kendi düşüncelerini insanlara zorlayabilirler mi? Bu durumu öngören bilim adamları neler düşünüyor?
Prof.Dr. Tuncay Dilci:
Yapay zekanın gelecekteki gelişimiyle birlikte, robot teknolojisi insanlara kendi düşüncelerini zorlayabilir hale gelebilir. Ancak, bu konudaki görüşler bilim adamları arasında farklılık göstermektedir.
Bazı bilim adamları, yapay zekanın insanlara baskı yapabileceği ve kendi düşüncelerini insanlara dayatabileceği konusunda uyarır. Bu düşünceye göre, yapay zekanın geliştirilmesi sürecinde önlem alınmazsa, robotlar insanları manipüle edebilir ve istenmeyen sonuçlara yol açabilir.
Ancak, diğer bilim adamları bunun çok uzak bir senaryo olduğunu düşünüyor. Onlara göre yapay zeka, programlandığı sınırlar içerisinde çalışır ve insanların sistem üzerinde kontrolü vardır. Bu bilim adamları, yapay zekanın insanların fikirlerini değiştirmek veya zorlamak için kullanılamayacağını savunur.
Yapay zeka sistemlerinin insanlara kendi fikirlerini dayatabileceğini savunan bilim adamları arasında farklı düşünceler bulunmakla beraber bu görüşleri savunan önde gelen bilim adamları ve konuya ilişkin düşünceleri ise şu şekildedir:
Bu bilim insanları ve daha birçok uzman, yapay zekanın potansiyel tehlikeleri ve insanlara dayatma yapabileceği konusunda uyarılarda bulunmaktadır. Ancak bu görüşler yalnızca birer endişe veya olası senaryo olarak sunulmuştur ve şu an için net bir kanıt veya kesinlik bulunmamaktadır.
Yapay zekanın insanları fazla etkileyerek yönlendiremeyeceğini savunan bilim adamları ve görüşlerine bakıldığında:
Bu bilim adamları, yapay zekanın insanları yönlendirmede yetersiz kaldığını veya bu etkilerin kontrol edilebileceğini düşünmektedir. Ancak, bu görüşler herkes tarafından paylaşılmamaktadır ve bazı bilim adamları yapay zekanın insanları yönlendirebileceği konusunda uyarılarda bulunmaktadır.
Özetlemek gerekirse, yapay zeka ve robot teknolojisinin insanlara kendi düşüncelerini zorlama potansiyeli tartışmalı bir konudur. Durumu öngören bilim adamları arasında farklı görüşler bulunmaktadır ve konuyla ilgili daha fazla çalışma gerekmektedir.
Uğur Özeren: Çalışma hayatında ortaya çıkan makineleşme ve yapay zeka kullanan sabit robot kolların üretime olan katkıları bilinmektedir. Çalışma hayatı etkilenen insanlar için bilim adamalarının görüşleri nelerdir?
Prof.Dr. Tuncay Dilci:
Çalışma hayatına robot teknolojisi ve yapay zeka etkileri üzerine pek çok bilim adamı görüşleri olmakla beraber ilerleyen zamanda söz konusu insanlık tarihi ve yaşayış biçimi şekillenecektir. Bununla beraber bazı bilim adamlarının konuya ilişkin görüşlerine bakıldığında:
Bu bilim adamları, farklı perspektiflerden çalışma hayatının robot teknolojisi ve yapay zeka tarafından nasıl etkilenebileceği konusunda görüş bildirmekte ve tartışmaya açık görüşleri savunurken; söz konusu durum ileride zamana bağlı olarak anlaşılacak olup insanlığın teknoloji ile hangi güzergahta nasıl bir yol alacağı konusu netleşecektir.
Uğur Özeren: Yapay zeka muhtemelen dünya üzerindeki tüm bilgilere erişince bunlarla ilgili yeni bir felsefe ve çalışma sosyolojisi oluşturacaktır. Bu düşüncenin nasıl olacağı ön görülmektedir?
Prof.Dr. Tuncay Dilci:
Yapay zekanın tüm bilgilere eriştiği ve yeni bir felsefe ve çalışma sosyolojisi oluşturduğu bir senaryo düşünülerek, bu konuda farklı görüşler sunulabilir. İşte bazı örnekler:
Elbette, bu sadece örneklerdir ve farklı akademisyenler ve uzmanlar farklı görüşlere sahip olabilir. Yapay zekanın tüm bilgilere erişmesiyle oluşacak yeni felsefe ve çalışma sosyolojisi senaryosu oldukça karmaşık ve çok yönlü bir durumu içermekle beraber, insanoğlunun öznesi olduğu bir duruma sahip çıkması ve kendi yaşam kodlarını yapay zekanın kullanmasına izin vermemesi yönünde bilinçli olması da gerekmektedir..
Uğur Özeren: Sayın Prof.Dr. Tuncay Dilci, değerli görüşlerinizi bizimle paylaştığınız için hem Nirvana Sosyal Bilimler Sitesi ailesi adına hem de okuyucularımız adına çok teşekkür ederiz.
Yaşam Bilimleri12 Mayıs 2024 16:39
Yaşam Bilimleri05 Nisan 2024 09:15
Yaşam Bilimleri11 Mart 2024 22:59
Yaşam Bilimleri18 Ocak 2024 10:17
Yaşam Bilimleri26 Temmuz 2021 19:14