Prof. Dr. Şerife Işık ile “Pozitif Psikoloji” Hakkında
Hülya Kandemir Yavuz: Hocam öncelikle “Pozitif Psikoloji” hakkında söyleşimizi kabul ettiğiniz için çok teşekkür ediyoruz.
Hülya Kandemir Yavuz: Pozitif Psikoloji nedir?
Prof. Dr. Şerife Işık: Sanırım bir hikaye ile başlasam söyleyeceklerimi daha net anlatabilirim.
“Bir zamanlar geçinmek için yaşadığı kasabaya uzak bir nehirden her gün su taşıyan bir sucu varmış. Su taşımak için omuzlarında dengede tuttuğu bir sopanın iki ucuna iki toprak testi asıyormuş. Testilerden biri parlak kırmızı renkte, düzgün ve tamamen su geçirmezmiş, diğeri ise eski, rengi solmuş ve biraz çatlakları olan bir testiymiş. Hatta sucu yolda giderken biraz su sızdırıyormuş. Zaman geçtikçe testinin çatlakları öyle bir artmış ki sucu kasabaya ulaştığında taşıdığı suyun ancak yarısını getirebiliyormuş. Testi her gün daha fazla su sızdırmaya başlamış. Testi için bu durum öyle bir utanç kaynağı haline gelmiş ki sonunda utancını daha fazla gizleyemeyerek sucuya seslenmiş:
“Sahip, lütfen beni kır! At beni! Kurtul benden! Bu ıstıraba artık katlanamıyorum. Ben artık suyu tutamıyorum ve benim kusurlarım yüzünden sen her gün iki kat fazla çalışmak zorunda kalıyorsun. Benim yerime işini daha iyi görecek bir testi al. Böylece daha az çalışıp daha çok kazanırsın…Lütfen bu ıstıraba bir son ver artık.”.
“Ah” demiş sucu, “sen kendin hakkında böyle mi düşünüyorsun? Öyleyse lütfen izin ver de yarın nehirden dönerken sana bir şey göstereyim.”
Ve ertesi gün iki testiyi de doldurup her zaman yaptığı gibi birini sopanın sağına, çatlak olanı da soluna takan sucu patikanın sağını işaret ederek sormuş: “Ne görüyorsun, söyle.”
Testi cevaplamış: “Toz toprak, taşlar görüyorum.”
Bunu duyan sucu yolun sol tarafını göstererek sormuş: “Peki bu tarafta ne görüyorsun?”
Testi cevaplamış: “Ah, bu tarafta çimen, yabani otlar ve çiçekler var.”
“Evet” demiş sucu, “bu güzelliği her gün patikanın bu tarafına biraz su damlatarak sen yarattın. Toprağın susuzluğunu giderdin, uyuyan tohumlara can verdin ve açan çiçekleri besledin. Her hafta patikanın bu yanından çiçek toplayıp karıma götürüyorum, bu güzelliğin onun benim hayatıma getirdiği güzelliği anımsattığını bilsin istiyorum. Ve evimden bu yüzden neşe hiç eksik olmuyor. Evet, çatlak testi, su taşımak konusunda yeterli olmayabilirsin ama suyunu fark etmeden toprakla paylaşarak üzerinde yaşadığımız yeri besleyip güzelleştiriyorsun.”
Bence bu hikaye tam olarak pozitif psikolojinin ne olduğunu çok iyi anlatıyor; pozitif psikoloji doğumdan ölüme ve aradaki tüm duraklarda yaşamda neyin doğru gittiğini ve yaşamı değerli kılan şeylerin ne olduğunu bilimsel olarak inceleyen bir alandır. Ortaya çıkmasının üzerinden çeyrek yüzyıl geçen pozitif psikoloji yaklaşımı, insan doğasında olumlu olan özelliklerini vurgular, bireyin hem mutlu bir yaşam sürmesini hem de topluma fayda sağlamasını amaçlayan bir yaklaşımdır. Pozitif psikolojide bireysel ve toplumsal bozukluklar yerine güçlü yanlar, problemler yerine pozitif deneyimler, patoloji yerine yeterlilik oluşturma ve neyin yolunda gitmediğinden çok neyin yolunda gittiği vurgulanır.
Hülya Kandemir Yavuz: Pozitif psikoloji nasıl bir araştırma alanı olarak gelişti?
Prof. Dr. Şerife Işık: Pozitif psikoloji hümanistik psikolojiden doğan ve onun amaçlarının bir uzantısı olarak düşünülebilir. Hümanistik psikolojinin ve pozitif psikolojinin felsefi zemininde farklılıkları olmakla birlikte pozitif psikolojinin teori ve araştırmaları, hümanistik psikolojinin kavramlarının gelişimine katkıda bulunmuştur. Daha doğrusu araştırma alanyazınında kanıtlandığı gibi pozitif psikoloji hümanistik psikolojinin derin fikirlerini üniversal düzeyde test etmiş ve uygulamaya koymuştur.
Maslow (1962) böcek kolleksiyoncusu metaforu ile aslında pozitif psikolojinin bir araştırma alanı olarak önemine şöyle vurgu yapmıştır: “İyi bir insan, insan kavramının içini doldurabildiği oranda iyidir. Böcek koleksiyoncusu bir müze için kelebek ararken türünün en iyi örneğini, en olgun, en sağlam olanını bulmaya çalışır. Aradığı, türünün özelliklerini en iyi şekilde sergileyen bir örnektir. Aynı ilke insan türünün en iyi örneklerini bulma arayışında da tümüyle geçerlidir. Tüm kapasiteleri tam anlamıyla gelişmiş, tüm işlevleri yerinde, özellikle de karakterinin temel, olmazsa olmaz belirli özelliklerini etkileyen hastalıkları taşımayan, insan türünü en iyi şekilde simgeleyen bir örnek bulabiliriz…”
Anlaşıldığı üzere pozitif psikoloji, insanların gelişme ve iyileşme ile ilgili olumlu duygu, düşünce, durum ve özelliklerini analiz ederek bunlar için en uygun ortamları belirlemeye ve açıklamaya çalışmaktadır. Pozitif psikolojinin amacı, kişilerin ve toplulukların psikolojik sağlığına ve genel iyi olma haline katkı getirmek için kişisel özellikleri ve eğilimleri anlamaya çalışmaktır.
Hülya Kandemir Yavuz: Pozitif psikoloji, psikolojinin diğer dallarından nasıl farklıdır?
Prof. Dr. Şerife Işık: Dünya Sağlık Örgütü yakın dönemde ruh sağlığı için şöyle bir tanımlama önermiştir; “... bireyin kendi yeteneklerinin farkına vardığı, yaşamın normal gerginlikleriyle başa çıkabildiği, üretken ve verimli bir şekilde çalışabildiği ve içinde yaşadığı topluma katkıda bulunabildiği bir iyilik hali” (WHO 2001). Bu açıdan değerlendirildiğinde psikoloji sadece hastalığın, zayıflığın, hasarın incelenmesi değil aynı zamanda güç ve erdemler üzerine yapılan çalışmaları kapsar. Nitekim Keyes (2005) ruh sağlığının varlığını ve yokluğunu belirtmek için ruh sağlığı sürekliliği kavramını tanımlamıştır. Ruh sağlığı sadece ruhsal hastalığın olmama durumu değil, aynı zamanda olumlu duyguların varlığını, kişisel ve toplumsal yaşamdaki pozitif işlevselliği ifade eden bir kavramdır. İşte pozitif psikolojinin ortaya çıkmasını sağlayan en önemli itici güç ruhsal hastalıklara ve problemli sosyal işlevselliğe neden olan biyolojik/çevresel faktörleri anlama ve tedavi edilmesine yönelik anlayışın artışına bir tepki gösterilmesi ve psikolojik rahatsızlıkların tedavisinden pozitif özelliklerin inşaasına doğru bir anlayışın benimsenmesi olmuştur.
Hülya Kandemir Yavuz: Pozitif psikoloji, bireylere nasıl yardımcı olabilir?
Prof. Dr. Şerife Işık: İnsanlar her zaman uzun, onurlu, anlamlı ve mutlu bir yaşamı arzulamıştır. Ancak hayatın yoğun temposu, ekonomik krizler, savaşlar, doğal afetler, salgınlar gibi çevresel pek çok faktör ve bireysel olarak yaşadığımız zorluklar her geçen gün insan hayatını daha stresli hale getirdiği için ciddi düzeyde hastalık riski oluşturmaktadır. Bu durumda da hepimiz için “iyi oluş” kavramı daha önemli hale gelmektedir. Yani insanların iyi oluşlarına katkı sağlayan pozitif özelliklerin günlük yaşamda daha çok deneyimlenmesi hem kendi hem de başkalarının iyi oluşlarına katkı sağlayacaktır.
Hülya Kandemir Yavuz: Hocam değerleri görüşlerinizi bizimle paylaştığınız için hem Nirvana Sosyal Bilimler Sitesi hem de okuyucularımız adına çok teşekkür ederiz.
Kaynakça
Keyes, C. L. M. (2005). Mental illness and/or mental health? Investigating axioms of the complete state model of health. Journal of Consulting and Clinical Psychology, 73, 539-548.
Maslow, A. (1962). Toward a psychology of being. New York: Harper and Row.
WHO (2001). Strengthening mental health promotion. Geneva, World Health Organization (Fact sheet, No. 220)
Psikoloji-Sosyal Psikoloji11 Kasım 2024 10:10
Psikoloji-Sosyal Psikoloji06 Ekim 2024 20:44
Psikoloji-Sosyal Psikoloji23 Eylül 2024 13:09
Psikoloji-Sosyal Psikoloji18 Ağustos 2024 15:33