Nirvana Sosyal

Anasayfa Künye Danışmanlar Arşiv SonEklenenler Sosyal Bilimler Bilimsel Makaleler Sosyoloji Fikir Yazıları Psikoloji-Sosyal Psikoloji Antropoloji Tarih Ekonomi Eğitim Bilimleri Hukuk Siyaset Bilim Coğrafya İlahiyat-Teoloji Psikolojik Danışma ve Rehberlik Felsefe-Mantık Ontoloji Epistemoloji Etik Estetik Dil Felsefesi Din Felsefesi Bilim Felsefesi Eğitim Felsefesi Yaşam Bilimleri Biyoloji Sağlık Bilimleri Fütüroloji Edebiyat Sinema Müzik Kitap Tanıtımı Haberler Duyurular İletişim
Şiddetle Mücadele Vakfı Genel Başkanı Adem Solak İle “Şiddet Nedir, Yeni Şiddet Tanımı Nedir?” Üzerine Söyleşi

Şiddetle Mücadele Vakfı Genel Başkanı Adem Solak İle “Şiddet Nedir, Yeni Şiddet Tanımı Nedir?” Üzerine Söyleşi

Psikoloji-Sosyal Psikoloji 09 Ekim 2023 08:56 - Okunma sayısı: 1.308

Adem Solak, Uğur Özeren

Şiddetle Mücadele Vakfı Genel Başkanı Adem Solak İle “Şiddet Nedir, Yeni Şiddet Tanımı Nedir?” Üzerine Söyleşi

Uğur Özeren:Sayın Adem Solak, kendinizi kısaca tanıtabilir misiniz?

Adem Solak:Adem Solak öğretmendir; yazardır. 5 yıl ilkokul öğretmenliği ve müdürlüğü, 10 yıl lise öğretmenliği ve müdürlüğü, 20 yıl üniversite hocalığı ve yöneticiliği yaptım. Ülke genelinde 40 yıl Ceza İnfaz kurumlarında araştırmacı, psikolog vb. sıfatlarla periyodik görevler yürüttüm. 22. Dönem TBMM Şiddet Araştırma Komisyonu Uzmanı olarak görev yaptım. Adalet Bakanlığı projelerinde ulusal danışman olarak çalıştım. Adem Solak, şiddet üzerine dünyada en fazla saha çalışması ve eseri (55) olan kişi olarak biliniyor.

Uğur Özeren:Değişimin yeni bir öğretim ve yaşam sistemi oluşturulması sürecinde toplumsal şiddet her yaş için büyük bir tehlike oluşturmaktadır. Şiddetin yeni bir tanımını yaparsak içine neler girer?

Adem Solak: 40 yıl şiddet üzerine araştırmalar/çalışmalar yaptım; eserler ürettim. Benim meslektaşlarımla da istişarelerde bulunarak geliştirdiğim şiddet tanımı şöyledir:

"Şiddet; kişinin/kişilerin diğer bir kişiye, bir gruba ya da bir topluluğa karşı sözel, fiziksel, cinsel, psikolojik, sosyal, ekonomik, siyasi olarak zarar vermesi veya zarar verme tehdidinde bulunması; daha farklı olarak ise, kişinin/kişilerin kendine, diğer canlılara, doğaya bilinçli olarak zarar verici eylemler ortaya koyması durumudur."

Yani, intihar ve uyuşturucu kullanımı dahil, şiddetin çok değişik türleri vardır. Uyuşturucu ile mücadele olarak bazı Valilerin başarısını okursunuz gazetelerde. Uyuşturucu kaçakçıları yakalanır; gazeteciler çağrılır, konu üzerine açıklamalar yapılır. Ertesi gün önemli haber olarak “uyuşturucu ile büyük mücadele” başlıkları tutarsız, bilinçsiz haberlere dönüşür. Valinin yapıp ettiği, kaçakçılıkla mücadeledir; uyuşturucu ile mücadele, şiddetle mücadele genel olgusu içinde olabilir; önleyici nitelikteki sosyal politikalarla olabilir.

Uğur Özeren:Saldırganlık ile şiddet arasında nasıl bir bağ vardır? Her saldırıyı şiddet olarak tanımlayabiliriz?

Saldırganlık, canlıların/kişilerin çevrelerine zarar verme eğilimleri taşımaları ve daha çok yıkıcı tutum sergilemeleri olarak anlaşılır. Şiddet ise bir eylem durumudur; kasıtlı olarak bir zarar verme davranışıdır. Saldırının hedefine, saldıranın niyeti ve kastına; birilerine ya da bir şeylere zarar verme durumuna göre şiddetten bahsederiz.

Uğur Özeren:Mobbing (Psikolojik Baskı) şiddet içerir mi? Okullarda psikolojik baskı, şiddet içeren bir kültür oluşturmada nasıl etki içerir? Sosyal medyanın yaygın halde kullanılması şiddetin yaygınlaşmasını veya önlenmesini etkiler mi? Toplumsal bilinçlenme adına yapılması gereken çalışmalar okullarda nasıl yer alabilir?

Adem Solak:Mobbing; kişi ya da kişilerin bulundukları makam ya da var olan güçlerini diğer insanlar üzerinde kasıtlı olarak zarar verici şekilde kullanmalarıdır. Bu zarar verici tutumlar yıldırma, korkutma, görevini/işini keyfen zorlaştırma, cinsel ya da sosyal taciz vb. değişik şekillerde olabilir.

Sosyal medya, mutfak bıçağı gibidir; iyi kullanırsanız kültürlenirsiniz, keyiflenirsiniz; kötü kullanımda ise yaralanırsınız, zararlara uğrarsınız.

Okullarda ve ailelerde öncelikle;

  • İnsan haklarının ne olduğu açık seçik öğretilmeli,
  • Şiddetin ne olduğu ve olmadığı öğretilmeli,
  • Hayatın anlamı ve amacı üzerine düşünme ve sorgulama öğretilmelidir.

Uğur Özeren:Şiddet uygulama veya şiddete uğramada cinsiyet nasıl etki sağlıyor?

Şiddet olgusu, aynı zamanda bir kötülük problemi üzerine bilgili olmayı gerektirir. Henry Herman’ın; “İnsanlarda ve Hayvanlarda Baskınlık ve Saldırganlık”, J. Burton Russell’in “Kötülüğün Tarihi” kitaplarını derinlemesine incelediğimizde şu ana fikirde ortaklık görürsünüz; “insan her kötülüğü yapabilir; yeter ki şartlar oluşsun”

Adem Solak:Öğrenciler arasında şiddet kültürü nasıl oluşur? Bu durumu nasıl önleyebiliriz?

Şiddeti bir olgu olarak, insan/toplum sorunu olarak görmeliyiz. Öğrenci olarak tanımlanan gruplar bu toplumun ürünleridir; ne gördü ve neler yaşadı iseler ileride onlar da öyle davranacaklardır.

Şiddeti belli coğrafi ya da sosyal alanlarda alacağınız lokal tedbirlerle ortadan kaldıramazsınız. Şiddetle mücadele genel ve gerçekçi sosyal politikalar gerektirir. Biz ülke olarak, kurumlar olarak henüz bu anlayışın çok uzaklarındayız. 2023 yılı Ocak ayı genel istatistiklerine baktığımızda adliyelerimizde açık dosya sayısı 57 milyonun üzerindedir. Şiddet suçlarında dünya ortalamalarının çok üstünde sıkıntılı istatistiklere sahibiz.

Uğur Özeren: Şiddet, toplumsal yaşam merkezi okullarda nasıl önlenir? Bu konuda yapılması gereken öncelikler nelerdir?

Adem Solak: Şiddet üzerine 40 yıldır saha çalışmaları (cezaevlerinin içi dahil) yürütüyorum. Türkiye’de ilk şiddetle mücadele derneğini, ilk şiddetle mücadele vakfını ve Üniversiteler bünyesinde ilk şiddetle mücadele araştırma uygulama merkezini kurmak (Üsküdar Üniversitesinde) bana nasıp oldu. Halen Şiddetle Mücadele Vakfı (HEGEM Vakfı) genel başkanıyım. Şiddet ve bağlı konular üzerine yazarı/editörü olduğum eser sayısı 50’yi aştı. Türkiye’de illerin, bölgelerin “sosyal risk haritaları” bilimsel çalışmalarını HEGEM üzerinden gerçekleştirdik. Esasında sosyal risk raporlarımızda şiddetin nedenleri ve önleme yolları açık bir şekilde ortaya konmuş bulunmaktadır.

Şiddetin önlenmesine yönelik HEGEM Vakfının geliştirdiği10 yıl sürmesi planlanan önemli bir proje geçen yıldan beri Adalet Bakanlığı-HEGEM Vakfı ortaklığı ve 27 Devlet Üniversitesi işbirliği ile yürütülmektedir. Yani bir yerden başlanmalı idi; başladık. Bir şiddetle önleyici mücadele seferberliği başlatıldı. Bürokratların, siyasilerin, bilim insanlarının, resmi/özel kurumlardaki tüm yöneticilerin ve kamu görevlilerinin, kısaca sorumlu tüm insanlarımızın şiddetle mücadelede samimiyetini de test etmiş olacağız bu proje ile.

Paylaşmanız ümidiyle (kısmen ya da tamamen) yürütülen projenin bilgi dosyasını ekte sunuyorum.

Sevgi ve Saygılarımla…

Uğur Özeren: Sayın Adem Solak, değerli görüşlerinizi bizimle paylaştığınız için hem Nirvana Sosyal Bilimler Sitesi ailesi adına hem de okuyucularımız adına çok teşekkür ederiz.

Yorumlar (0)

SON EKLENENLER
ÇOK OKUNANLAR
DAHA ÇOK Psikoloji-Sosyal Psikoloji
DUYGU YÖNETİMİ-1

Psikoloji-Sosyal Psikoloji21 Kasım 2024 19:01

DUYGU YÖNETİMİ-1

İyi Oluş Kaynakları 4: Cesaret Erdemi ve İlgili Karakter Güçleri

Psikoloji-Sosyal Psikoloji11 Kasım 2024 10:10

İyi Oluş Kaynakları 4: Cesaret Erdemi ve İlgili Karakter Güçleri

Sosyal Medya Bizi Cahil mi bırakıyor?

Psikoloji-Sosyal Psikoloji10 Kasım 2024 13:42

Sosyal Medya Bizi Cahil mi bırakıyor?

Özsaygı Düşüklüğü ve Yalnızlaşma

Psikoloji-Sosyal Psikoloji14 Ekim 2024 20:42

Özsaygı Düşüklüğü ve Yalnızlaşma

AŞKIN TANIMI ÜZERİNE RÖPORTAJ

Psikoloji-Sosyal Psikoloji06 Ekim 2024 21:34

AŞKIN TANIMI ÜZERİNE RÖPORTAJ

İyi Oluş Kaynakları 3: Bilgelik Erdemi ve İlgili Karakter Güçleri

Psikoloji-Sosyal Psikoloji06 Ekim 2024 20:44

İyi Oluş Kaynakları 3: Bilgelik Erdemi ve İlgili Karakter Güçleri

Hayaller Paris...

Psikoloji-Sosyal Psikoloji05 Ekim 2024 19:52

Hayaller Paris...

İyi Oluş Kaynakları-2: Aşkınlık Erdemi ve İlgili Karakter Güçleri

Psikoloji-Sosyal Psikoloji23 Eylül 2024 13:09

İyi Oluş Kaynakları-2: Aşkınlık Erdemi ve İlgili Karakter Güçleri

“İçsel kazımız ZAMANSIZ ile devam ediyor!”

Psikoloji-Sosyal Psikoloji28 Ağustos 2024 01:34

“İçsel kazımız ZAMANSIZ ile devam ediyor!”

Yasıtutulabilirlik: Yasını Tutmaktan Kaçındıklarımız

Psikoloji-Sosyal Psikoloji18 Ağustos 2024 15:33

Yasıtutulabilirlik: Yasını Tutmaktan Kaçındıklarımız