Birkaç yıl önce gelmişti onun mail mesajı.. Konu kısmına böyle yazmıştı: Kuruyan Kaktüs..
Tanımıyordum ama alışkındım; tanımadığım gençlerin ‘en umutsuz an’larında bana yazıp bir umut arayışlarına.. Üniversite mezunu bu genç kız da böyle hissederek yazmıştı bana..
“.. Başlıkta belirttiğim gibi kendimi kuruyan bir kaktüs gibi hissediyorum..” diye başlayıp umutsuzca sürdürüyordu.. “..şu anda çalışmakta olduğum okulda kendimi yetersiz ve yararsız hissetmeye başladım. Alacağım herhangi bir eğitimin, benim gibi kimseye bir faydası olmayan birine etkili olacağını düşünmüyorum. Zaten alanımda eğitim almanın pek de mümkün olmadığı bir yerde, giderek kuruyan, oysa her şarta dayanabileceğine dair kendisine söz vermiş bir kaktüsüm ben.
Öncelikle bir kere konferansınızı dinleme fırsatım olduğu için ve kitaplarınız, daha sonra da mesleğimizin yaşayan efsanesi olduğunuz için bunları size anlatıyorum. Diğer sebep de okursanız belki bir yol veya bir işaret gösterirsiniz de içimde biten enerjinin tekrar canlanmasını sağlayabilirim diye ümit ediyorum. Okumasanız da size yazmak iyi geldi bana..
Saygılar hocam.”
…
Benim yanıtımın tarihine bakıyorum; ertesi gün yanıt vermişim ‘kuruyan kaktüs’e.. Son birkaç yıldır “gençlere nasihat etmekten, herkese öneriler sunmaktan ve bildiğimi düşündüğüm hayat dersleri ile ahkam kesmekten” vazgeçmeye çalışıyorum.. Çünkü bir şeyi deneyimlemeden bildiğimizi sanmanın sadece bir ‘kendini önemseme ihtiyacına’ dayalı bir yanılsama olduğunu anladığımı düşünüyorum. Yine de eski alışkanlıklar kolay kolay bırakılmıyor işte!
Evet, buyrun bakalım ‘çok bilmiş bir üniversite hocası’ olarak ona neler yazmışım:
“ Sevgili …..,
Bana yazdığın için, derdini benimle paylaşma güvenin için teşekkür derim.
Sorunu dile getirmek ve tanımlamak, çözüm yolunda ilk adımdır sen bu adımı atmış oldun böylece. Sanıyorum bu günlerde ‘yaşamın anlamsızlığı, çaresizlik, umutsuzluk’ gibi duygular içindesin. Seni anlıyorum.. Peki, bu durumdan çıkmak için neler yapmayı denedin?
İnternet üzerinden kendini geliştirme olanaklarını araştırabilirsin, kitap sipariş edebilirsin. Alanında öğrendiklerin ile öğrencilerinde ‘fark yaratabilirsin’.. Bir öğrenciye bile yararlı olsan kendini daha iyi hissedersin.. Yaşamın anlamını bizim çabalarımız oluşturur. Bu bizim seçimimize bağlıdır; hiçbir şey yapmamayı veya elimizden gelen her şeyi yapmayı seçebiliriz.
Son olarak benim “kurumayan/dirençli kaktüsüm”ün gerçek öyküsünü seninle paylaşıp bitireceğim:
2010 yılında bir yıllık süre için Amerika’ya ‘konuk öğretim üyesi’ olarak giderken, evimdeki çiçekleri komşulara ve arkadaşlarıma dağıttım. Ancak sadece kaktüsümü bıraktım, onu büyükçe bir toprak saksıya dikip terasıma koydum ve ona şöyle dedim; “ Burada yağmur sularını, güneşi ve oksijeni alacaksın ve yaşamını sürdürmek için bana ihtiyacın yok. Akıllı ol.”
Bir yıl sonra döndüğümde kaktüsümün ne kadar büyüdüğünü görünce sevinçten ağladım. Söz dinlemişti!. Kaktüsler akıllı ve çok dirençli bitkiler.. kolay kolay pes etmiyorlar! Bence sen de öylesin.
Sevgiler,
B.Y.”
Eee.. sonra ne mi oldu? Kuruyan Kaktüs’ün birkaç gün sonra gelen yanıtını da paylaşayım; gerçi biraz fazla ‘abartılı övgüler’ ile dolu ama ne yapayım; gençler beni seviyor!
“..Cevap verdiğiniz ve ilgilendiğiniz için çok teşekkür ederim hocam. Gerçekten bu kadar çabuk ve bu kadar içten bir şekilde cevap vereceğinizi düşünmemiştim.. Şu an bu cevabınızı okuduktan sonra enerji içeceği içmiş gibi canlandığımı hissediyorum. Tavsiyelerinizi bir ders gibi alacak ve kurumamak için elimden geleni yapacağım.. Drama kursu açacağım öğrencilerim için. Ayrıca alanımda daha yeterli olmak için kendimi geliştirmeye çalışacağım.
Üniversitemize geldiğinizdeki gibi hayranlığımın artmasına vesile olan sözlerinizdeki büyüyü şimdi çözdüm: Siz sözünüzün arkasında olan ve gerçekten çok çalışkan, mütevazı bir insansınız ve bu nedenle söyledikleriniz karşınızdakine ulaşıyor. Ben de elimden geldiği kadar bu meziyetlerinizi örnek alacağım. Hayatımda aldığım belki de en güzel mail için ve beni yalnız bırakmayıp hocam olduğunuz için bütün içten dileklerimle tekrar size teşekkür ederim.
İyi ki varsınız hocam.”
…
Hıımmm.. Bu kadar övgü biraz fazla, söylemiştim size!. Ne yapayım, şımartılmayı seviyorum (herkes gibi!). O halde beni destekleyen bir söz ile bitireyim; Salvador Dali diyor ki..
“Bazen öyle günler oluyor ki, aşırı dozda tatminden öleceğim sanıyorum”.
..
B.Y.
07 Temmuz 2023, Hasanoğlan
Psikoloji-Sosyal Psikoloji11 Kasım 2024 10:10
Psikoloji-Sosyal Psikoloji06 Ekim 2024 20:44
Psikoloji-Sosyal Psikoloji23 Eylül 2024 13:09
Psikoloji-Sosyal Psikoloji18 Ağustos 2024 15:33