Nirvana Sosyal

Anasayfa Künye Danışmanlar Arşiv SonEklenenler Sosyal Bilimler Bilimsel Makaleler Sosyoloji Fikir Yazıları Psikoloji-Sosyal Psikoloji Antropoloji Tarih Ekonomi Eğitim Bilimleri Hukuk Siyaset Bilim Coğrafya İlahiyat-Teoloji Psikolojik Danışma ve Rehberlik Felsefe-Mantık Ontoloji Epistemoloji Etik Estetik Dil Felsefesi Din Felsefesi Bilim Felsefesi Eğitim Felsefesi Yaşam Bilimleri Biyoloji Sağlık Bilimleri Fütüroloji Edebiyat Sinema Müzik Kitap Tanıtımı Haberler Duyurular İletişim
GEÇMİŞTEN BUGÜNE ÇOCUK EDEBİYATI

GEÇMİŞTEN BUGÜNE ÇOCUK EDEBİYATI

Fikir Yazıları 03 Aralık 2022 21:28 - Okunma sayısı: 4.106

Cemile Ecem Muslu

GEÇMİŞTEN BUGÜNE ÇOCUK EDEBİYATI

Nedir çocuk edebiyatı? İsterseniz geçmişten günümüze bir göz atalım!

Çocuk edebiyatı denildiğinde çok basit bir şeyden bahsedilmiyor aksine karmaşık bir konudan söz ediliyordur. Çoğu kişi ilk duyduğunda ben de yapabilirim hevesi ile yola çıkar ve o yol bir süre sonra çıkmaz sokakta son bulur.

En belirgin tanımı ile Çocuk Edebiyatı; çocuklar için konuları, karakterleri ve kullanılandilözelleştirilerek hazırlanan edebî eserlerin oluşturduğuedebiyatkoludur. (Vikipedi) Yazılı çocuk edebiyatı ile ilgili belgeler araştırıldığında kesin olmamakla birlikte ilk çocuk kitabının milattan önce VI. yüzyılda Hindistan’da yazıldığı sanılmaktadır.

Çocuk kitapları ve çocuk edebiyatının tarihçesi incelendiğinde batı toplumlarının çocuk edebiyatının gelişimine öncülük ettiği söylenebilir. Çocuk edebiyatı ile ilgili kesin bilgiler araştırıldığında karşımıza “çocukluk” kavramı çıkmaktadır. Geçmiş dönemlerde çocuklar büyüklerin minyatürü gibi düşülmüş ve ayrı bir varlık olarak düşünülmemiştir. Çocuklar büyüklerden çok da ayrı birer birey olarak görülmediği için de gelişimlerine yönelik kayda değer bir çalışma yoktur. Çocuklar belli bir döneme kadar “eksik yetişkinler” gibi algılanmışlardır. Bu yetişkin odaklı bakış açısı, çocukluk değerlerinin ihmaline sebep olmuş ve çocukluğun bir araştırma alanı olarak görülmesinin önüne ket vurmuştur bu da çocukluk döneminin kendine özgü bir dönem olarak görülmesini engellemiştir. Çocukluk evresinin hemen geçeceği düşünülmüştür. Hal böyle olduğu için çocuk her alanda ihmale uğramış ve gelişiminin göz önünde bulundurulmadığı gelişi güzel bir evreden geçmiştir. İlerleyen zamanlarda çocukluk evresi yetişkinliğe hazırlık aşaması olarak görülmüş ve değer verilmeye başlanmıştır.

Yine ilk çağlarda insanlar, bilgiyi aktarırken sözlü edebiyat ürünlerinden masal, ninni ve hikayeleri kullanmışlar (Ersan, 2014; Kul, 2014; Somer, 2015; Tuncer, 2018), bilginin kalıcılığını sağlamak için de mağara duvarlarına resimler yapmışlardır. Yapılan bu ürünler ve resimlemeler çocuklar için değil yetişkinler için yapılmıştır. Çocuklar ile ilgili herhangi bir ürün ortaya konmamıştır.

Çocuklar ile ilgili ilk basılı kaynağın MS. 105’te II. yüzyılda geliştirilen sayfa sistemleri ile ortaya çıktığı düşülmektedir. Kitaplar; ağaç oyma kalıplarının kâğıt üzerine basılması ile elde edilmiştir. 16. yüzyıl öncesine kadar çocukların “küçük yetişkinler” olduğu düşünülmeye devam edilmiştir. 16. Yüzyılda çocuk haklarının önem kazanması ile çocukların ayrı birer birey olduğu görüşü hâkim olmuştur. (Onur, 2012). O döneme kadar yetişkin kıyafetlerinin küçültülmüş olanlarını giyen çocuklara özgü kıyafetler, oyunlar, öyküler, şarkılar, müzikler ve daha birçok eğlence unsuru oluşmaya başlamıştır. Benzer biçimde kitaplar da ilk kez özellikle çocuklar için uyarlanmaya başlamıştır (Ersan, 2014; Kul, 2014; Sarı, 2006). 1658 yılında Alman eğitimci Johann Amos Comenius’un ilk resimli çocuk kitabı olarak bilinen, siyah beyaz olarak resimlenmiş ve yazıların resimlerden daha fazla yer kapladığı “Orbis Pictus (Resimlerle Görünen Dünya)” isimli kitabı yayınlandı. (Börekçi, 2016; Ersan, 2014; Sarı, 2006). Bu kitap resimlemelerin ağaç kalıplarla oyulup bakır klişe tekniği ile basılmış ve çocuklara okuma yazma öğretmek amacıyla kullanılmıştır. Önemli gelişmelerden bir diğeri ise -daha yaygın olarak ilk resimli çocuk kitabı olarak bilinen- 1762 yılında Jean-Jacques Rousseau’nun yayınlamış olduğu “Emile” isimli resimli çocuk kitabıdır. Bu kitap bir çeşit çocuk terbiyesi kitabı olarak görülmesinin yanı sıra ebeveynlere çocuklarını eğitirken karşılaştıkları sorunlara çözüm önerileri sunmaktadır. (Ersan, 2014; Sarı, 2006; Tuncer, 2018).

Bizde ise 19. yüzyılın ikinci yarısına kadar çocuk edebiyatına yönelik çalışmalar görülmemektedir. Nabi'nin (1642-1712) Tanzimat'tan önce yazdığı Hayriye adlı mesnevisi ile 1837 yılında Mısır'da yayınlanan Sümbülzade Vehbi’nin Lütfiyye isimli nasihatler kitabı, çocuğa seslenen ilk yapıtlardır. Yazarları bu kitapları her ne kadar çocuklar için yazdıklarını savunsalar da konu ve içerik olarak söz konusu kitapların yetişkinlere hitap ettiği şeklinde görüşler de öne sürülmektedir.

Tanzimat Döneminde başlayan batılılaşma hareketleri, çocuğa ve çocuk edebiyatına yeni bir bakış açısı kazandırmıştır. Robinson Crusoe ve Gulliver'in, çocuk edebiyatı alanında çevrilen ilk romanlar olması, Batı'daki Aydınlanma sürecinin çeviri yoluyla bir tür bize yansımasıdır. Jules Verne'in kitaplarının çevrilmesi de çocukları bilime yöneltme çabası olarak düşünülebilir.

Çocuk edebiyatı ve çocuk kitapları ile ilgili alandaki boşluk tam anlamıyla doldurulamamıştır. Günümüzde nicelik artarken nitelik aynı oranda artmamış; çocuk edebiyatı herkesin her şeyi yazabileceği bir alana dönüşmüştür. Oysa çocuk edebiyatı ve çocuk kitapları hassas bir alandır, çocukları merkeze alan çalışmalar titizlikle incelenmeli ve bu konuda gerekli duyarlılık gösterilmelidir. “mış” gibi olan tüm çalışmalar reddedilmeli ve çocuklar için azami fayda sağlayacak içerikler üretilmelidir. Çünkü çocuklar doğdukları andan itibaren bir filozofa benzer. Onlar için dünya ve dünyadaki her şey yenidir, ilginçtir. Büyükler için sıradan olan her şey çocuk için olağanüstü bir nitelik taşır, çocuklar meşguldür her şeyi sorgular, merak eder, öğrenmek ister ve cevabını alana kadar da vazgeçmeyen bir azme sahiptirler, mutlaka cevap bulmaya çalışırlar. Çocukların merak duyguları çok güçlüdür. Hayata şaşırarak bakarlar. Tereddüt etmezler cesurdurlar, dünya ve hayat konusunda tecrübeleri yoktur. Çocuklara sunulan kaynaklar ne kadar doğru hazırlanmış ise çocuklar da o derece doğru öğrenirler ve öğrendiklerini aktarırlar.

Yorumlar (0)

SON EKLENENLER
ÇOK OKUNANLAR
DAHA ÇOK Fikir Yazıları
Dil Sızıları 1

Fikir Yazıları15 Kasım 2024 14:59

Dil Sızıları 1

ÖĞRETMENİN ÖĞRETİCİLİĞİ; PROFESYONEL ÖĞRETİCİLİK

Fikir Yazıları12 Kasım 2024 20:27

ÖĞRETMENİN ÖĞRETİCİLİĞİ; PROFESYONEL ÖĞRETİCİLİK

İnsan Hakları Gündemi-3

Fikir Yazıları07 Kasım 2024 18:51

İnsan Hakları Gündemi-3

Devrimin Çoban Yıldızı: Mustafa Necati

Fikir Yazıları04 Kasım 2024 09:34

Devrimin Çoban Yıldızı: Mustafa Necati

Hamam Böceği ve Ben

Fikir Yazıları03 Kasım 2024 21:01

Hamam Böceği ve Ben

İSTANBUL SÖZLEŞMESİNE GERİ DÖNMELİ MİYİZ?

Fikir Yazıları03 Kasım 2024 20:23

İSTANBUL SÖZLEŞMESİNE GERİ DÖNMELİ MİYİZ?

Doğa En Mükemmel Öğretmendir-3

Fikir Yazıları01 Kasım 2024 21:43

Doğa En Mükemmel Öğretmendir-3

Devlet Aklı ve Eğitim

Fikir Yazıları31 Ekim 2024 01:18

Devlet Aklı ve Eğitim

Kendi Olmayı Başarmak Üzerine

Fikir Yazıları28 Ekim 2024 21:13

Kendi Olmayı Başarmak Üzerine

Elitler Halka Karşı: Kürt Sorununa Jakoben Çözüm

Fikir Yazıları25 Ekim 2024 20:41

Elitler Halka Karşı: Kürt Sorununa Jakoben Çözüm