Hülya Kandemir Yavuz: Hocam öncelikle “Teknoloji Bağımlılığı” hakkında söyleşimizi kabul ettiğiniz için çok teşekkür ediyoruz.
Hülya Kandemir Yavuz: Bağımlılık nedir?
Egemen Hanımoğlu: Bağımlılığı tanımlama konusunda sık yapılan yanlışlardan birisi davranışın sürekliliğine atıfta bulunmaktır. Bir şeyi sürekli olarak yapmanın bağımlılık olarak adlandırıldığına çokça tanık oluruz. Oysaki bu hatalı bir yaklaşımdır. Örneğin sürekli bilgisayar kullanan birisinin bilgisayara bağımlı olduğunu söylemek yanlış olacaktır. Çünkü kişiye herhangi bir konuda bağımlı diyebilmemiz için davranışı sürekli yapıyor olması yetmez. Önemli olan ilgili durumdan, nesneden ya da olaydan uzak kaldığında yani yoksun olduğunda ne hissettiğidir. Ulaşmak için gösterdiği çabanın niteliği, sürekli olarak tolerans eşiğinin artması gibi durumlar bir şeyle ilgili bağımlılık olup olmadığının en önemli ipuçlarıdır. Dahası bağımlılık söz konusuysa bu durum kişide fiziksel, psikolojik ve sosyal olarak problemlere yol açar ancak buna rağmen kişi o davranışına devam eder. Hatta karşı koymak istemesine rağmen bunu başaramama durumu söz konusudur. Sonuç olarak kişi davranış üzerindeki kontrolünü kaybeder. İşte buna benzer durumlara bağımlılık denmektedir.
Hülya Kandemir Yavuz: Teknoloji bağımlılığınedir?
Egemen Hanımoğlu: Teknoloji bağımlılığı da tıpkı diğer bağımlılıklar gibidir. Az önce bağımlılık konusunda söylediklerimin tamamı teknoloji bağımlılığı için de geçerlidir. Eğer telefon, tablet, bilgisayar, oyun konsolu ve diğer akıllı cihazların kullanımında kontrolsüzlük hakimse; kişi fiziksel, psikolojik ve sosyal anlamda zarar görmesine rağmen bu davranışına devam ediyorsa; kullanımla ilgili olarak tolerans eşiği artıyorsa bu duruma teknoloji bağımlılığı diyebiliriz.
Hülya Kandemir Yavuz: Teknoloji bağımlılığı kişinin, bağımlılık noktasına gelmesinde durum bir anda mı meydana geliyor yoksa bu süreç adım adım gelişiyor?
Egemen Hanımoğlu: Bu kişiden kişiye değişiklik gösteren bir durumdur. Kişinin teknoloji bağımlısı olmasında pek çok faktörün rolü olabilir. Genetik faktörler, psikolojik faktörler ve sosyal faktörler bunu etkileyebilir. Hatta bu durum teknoloji bağımlılığın türüne göre de değişecektir. Ancak şunu belirtmekte fayda var, teknoloji bağımlılığının gelişmesi birdenbire değil de daha çok süreç içerisinde ortaya çıkan bir durumdur. Mesela oyun oynadıkça kişinin davranışı pekişir yani kişi bundan keyif alır, davranış pekiştikçe de oyun oynama sıklığı artar. Bu döngü sonunda kişi bağımlı olabilir. Bu örnek durum diğer teknoloji bağımlılığı türleri için de geçerlidir.
Hülya Kandemir Yavuz: Bağımlılığın başlamadan önlenmesi ve engellenmesi için neler yapabiliriz?
Egemen Hanımoğlu: Her dönemde yeniliklere karşı çıkanlar, eleştirenler olmuş ve olmaya devam edecektir. Örneğin internetin ilk ortaya çıktığı zamanlarda tamamen fiyasko olduğunu iddia edenler, hiçbir işe yaramayacağını savunanlar olmuştur. Günümüzde de teknolojiye tamamen karşı olan, çeşitli argümanlarla bu karşıtlığını haklı gösteren insanlar azımsanmayacak sayıdadır. Teknolojik gelişmeler yadsınamaz boyutta ve hayatın içerisinde artık bir yeri var. Çocuklar söz konusu olduğunda bağımlılık konusunda en önemli görev ailelere düşmekte, bunun için de ailelerin teknoloji kullanımı konusunda artık daha bilgili ve bilinçli olmaları gerekmektedir. Çocuklara model olabilmeleri için bu artık kaçınılmazdır. Eğer aileler teknoloji kullanımı konusunda bilgili olurlarsa çocuklarına rehberlik edebilirler. Yetişkinler söz konusu olduğunda ise dikkat edilmesi gereken en önemli nokta teknoloji kullanımı nedeniyle hayatlarında yerine getirmeleri gereken görevlerde bir aksama olup olmadığıdır. Aksamalar başladıysa bu önemli bir işarettir. Bu noktada psikolojik yardım alınması işe yarayacaktır. Bunun yanında kişinin serbest zamanlarını yapılandırması, hobilerinin olması, çeşitli aktivitelere katılması oldukça önemlidir. Her şeyden önemlisi kişinin kendi durumun farkında olması, bağımlılığın hayatında yol açtığı problemleri anlaması kritiktir.
Hülya Kandemir Yavuz: Çağın hastalıklarından biri haline gelmiş bu bağımlılığın tedavisi mümkün müdür?
Egemen Hanımoğlu: Evet, mümkündür. Burada herkes için geçerli bir tedavi sürecinden bahsetmek doğru olmayacaktır çünkü teknoloji bağımlılığının altında kişiden kişiye göre değişen farklı nedenler olabilir. Hatta bazı durumlarda diğer psikolojik rahatsızlıkların dışavurumu dahi olabilmektedir. Bu nedenle kişide hangi psikolojik faktörlerin bağımlılığa yol açtığı belirlenerek tedaviye devam edilmelidir. Her şeyden önce en önemli nokta kişinin farkındalık kazanmasıdır. Psikolojik anlamda bir yatkınlık söz konusuysa, kişinin o altyapıyla alakalı kendi farkındalığını, kendi bilinçlenmesini artırması gerekir. Yani bağımlılık gibi bir durum varsa önce kişinin bunun farkına varıp kabul etmesi birinci adımdır. Kişi ancak bu şekilde psikolojik bir iç görü kazandıktan sonra tedavi söz konusu olabilir. Bu süreçte ailenin, çevrenin desteği de oldukça önemlidir.
Hülya Kandemir Yavuz: Ülkemizde ve dünyada teknoloji bağımlılıklar alanında yeteri kadar akademik çalışma ve klinik uygulama var mıdır?
Egemen Hanımoğlu: Teknoloji bağımlılığı kavram olarak yeni sayılsa da literatürde bu alanla ilgili çok fazla sayıda ve nitelikli akademik çalışmalar mevcut. Hem Türkiye’de hem de dünyada güncel bir çalışma alanı olması nedeniyle araştırmacılar oldukça ilgili. Çağımızın önemli problemlerinden biri haline gelmiş olması nedeniyle uygulamaya yönelik çalışmalar da yapılmakta. Bu çalışmaların çoğuna internet üzerinden ulaşmak mümkün. Çalışmaların yeterli olup olmadığı konusunda kesin ölçütler olmasa dahi bilimin birikimli olarak ilerleme özelliği düşünüldüğünde teknoloji bağımlılığının farklı değişkenlerle ilişkisinin araştırılması da önemlidir.
Hülya Kandemir Yavuz: Ülkemiz adına çağın sorunu olan teknoloji bağımlılığına gerek tedbir anlamında gerekse önleme ve engelleme, durdurma anlamında hangi kurum ve kuruluşlar neleri uygulamaya koyarak fayda sağlayabilir?
Egemen Hanımoğlu: Teknoloji bağımlılığıyla ilgili problem yaşanması durumunda Yeşilay Danışmanlık Merkezi’nden, hastanelerin psikolojik destek birimlerinden, özel psikolojik yardım hizmeti veren kişi ve kurumlardan destek almak mümkün. Ancak toplumun büyük kısmını ilgilendiren bir problem olduğu düşünüldüğünde kurumlar tarafından daha kapsayıcı bazı önlemlerin alınması gereklidir. Araştırmalar daha çok genç nüfusun tehdit altında olduğunu göstermekte. Bu bağlamda özellikle okullarda yapılacak çalışmalar ve önleyici hizmetler çok önemlidir. İlk yapılması gereken teknolojinin doğru ve faydalı kullanımıyla ilgili beceri kazandırmak olmalıdır. Ayrıca zararları konusunda bilgilendirme yapmak da faydalı olabilir. İhtiyaç duyulan durumlarda öğrencilere nitelikli bir şekilde psikolojik desteğin verilebilmesi için okul psikolojik danışmanlarının sayısı artırılmalıdır. Ayrıca insanlara yaşam alanı açmak, daha fazla sosyal aktivite içerisinde yer almalarına imkan verecek düzenlemeler yapmak şarttır.
Hülya Kandemir Yavuz: Hocam değerleri görüşlerinizi bizimle paylaştığınız için hem Nirvana Sosyal Bilimler Sitesi hem de okuyucularımız adına çok teşekkür ederiz.
Psikoloji-Sosyal Psikoloji11 Kasım 2024 10:10
Psikoloji-Sosyal Psikoloji06 Ekim 2024 20:44
Psikoloji-Sosyal Psikoloji23 Eylül 2024 13:09
Psikoloji-Sosyal Psikoloji18 Ağustos 2024 15:33