Yağmur yıkadı Medusa’nın büyülü yüzünü. bir sığırcık, kanadı kırık tünedi Apollon’un zirvesine sağalttı yüreğindeki yarayı...Üşüdü yerde yatan taşlar, bir yılan kıvrıla kıvrıla geçti otların arasından. Bu üşümeler tanıdık üşümeler, bir fidan üşüdü sessizce... Baş büyücü tüm büyüleri üfledi gökyüzüne. Zamana meydan okudu bin yıl öncesinden baş bilici Zarakis.
Bir sofra kuruldu zamanın orta yerine. Her sabah yeniden yeniden kurulan bu sofra doyurdu tüm doğayı...
Afrodisyaslı Yontucu Hırissos ilk darbeyi vurdu mermere kaşları çatıldı, Medusa’nın başında yılanlar... Ölümlü değildi artık hiçbir tanrı. Geceye acılarını sustu bir çoban yüreğine gömdüğü sevisini yitik sevisini. Gözleri kör ebabil kuşu son kez çırpındı uçmak için ve öldü.
Bir yaprak düştü geceye sessizce...
Rüzgar yüklendi ustaca gök gürültüsünü bir yağmur şimşek oldu çaktı, gözlerinde Çoban Brankhados’un. Bir zeytin dalı barışa uzandı beyaz bir güvercinin gagasında.Zamansız doğdu gece, gebeydi gündüze. Sabah aydınlığa saldı tüm Didima’yı. Güpe gündüz, ebem kuşağı buladı renklerini gökyüzüne, bir deniz atı kanatlandı araladı da ebem kuşağının renklerini kanatları kırmızılandı...
Yarım ay tamamladı kendini yıldızlar kıskandılar ay’ı artık o dolunaydı...Nar çatlağı kırmızı sözcükler yazıldı gecenin kuytusuna, bir solucan aşık oldu kendisinden kopan öbür yarısına. Bir gömütü ezdi geçti bir dev, bir gelincik boyun büktü.
Taze incir sütü damlalandı toprağa toprak doğurdu tohumlarını geceye yağmur ıslakladı hasreti bilmeden, güneş ısıttı toprağı deniz çekildi kabuğuna el yordamı...
Yazarın Notu:
MEDUSA’NIN GERÇEK ÖYKÜSÜ
Yunan mitolojisinde zamanının en şanssız kişisi olarak bilinen Medusa, yaşamına çok güzel bir genç kız olarak başlamıştır. Onun bu güzelliği tanrıçaların kıskançlığını üzerinde toplamıştır. Tanrı Zeus’un en çok sevdiği kızı Tanrıça Athena onu çok kıskanmaktadır. Denizlerin tanrısı Poseidon bu güzellik karşısında krndin hakim olamamış, bir gün Athena’nın tapınağında Medusa’ya zorla sahip olmuştur.
Bu durumu kendisi için aşağılayıcı bulan Athena, Medusa’yı lanetleyerek cezalandırır. Bu lanaetlenme sonucunda o güzel Medusa, çok çirkinleşmiş, saçları yılana dönüşmüştür, yüzüne bakanlar taş kesilmektedir. Medusa insan olduğu için ölümlüdür. Bu cezayı az bulan Athena kardeşi Perseus’la iş birliği yaparak Medusa’nın başını kestirir. Başı kesildiği anda Medusa’nın Poseidon’dan olma çocukları Pegasus ve Chrysar gövdesinden dışarı fırlarlar. Medusa’dan sıçrayan kan damlaları Libya çöllerine düşer ve birer yılana dönüşürler.
Perseus, Medusa’nın kesik kafasını alır gider. Athena ise Medusa’nın derisini yüzüp Aegis’in markası yapar. İki damla kanını kral Erichthonius’a hediye eder. Bu iki damla kandan biri öldürücü zehirdir, diğeri ise panzehirdir, tüm hastalıklara deva olmaktadır.