CANIM ÖĞRETMENİM
Sizin üzerimde bıraktığınız izleri, yaşamımı nasıl etkileyip şekillendirdiğinizi geçen bu kadar yıldan sonra paylaşmak için bu mektubu yazmaya karar verdim.
Benim için bir yol ayrımıydı, tam 31 yıl öncesiydi, lise 3. sınıftaydık. Pencere kenarındaki arka iki sırada oturan dört kişiydik ve tıpkı şahmeranın kolları gibiydik. O gün, siz geleceğe mesaj göndermiş ve evrene enerjinizi yollamıştınız. Asla unutamadığım ise bana söylediğiniz sözlerdi.
Öğleden sonra, sizin dersinizdeyiz, öğle arasında deniz kenarında vakit geçirmiş ve denize girmiştik, yorgunduk ama bir o kadar neşeliydik. Sizin dersinizi çok seviyorduk. “Okulun en mert ve delikanlı öğretmeni” diyorduk size. Siz tahtaya yazdıkça biz arkada birbirimize bakıyorduk. Sizi çok seviyorduk ama bir yandan da dersi kaynatmaya çalışıyorduk. Sanki öğrenciliğin gerekliliklerini yerine getiriyorduk! Hem gülüyor hem ders dinliyorduk. Bir taraftan da şakalaşıyordu şahmerdanın kolları. Bir anda arkanıza döndünüz. Göz göze geldiğimizi hatırlıyorum. Sınıfta bir anda sessizlik olmuştu. Sadece duvar tarafından bir homurdanmaydı duyulan. “Neden yapıyorsunuz?” der gibiydiler. Huylu huyundan vazgeçer mi? Hem dinler hem yapar gibiydik. Sizin, şahmerdanın kollarını sevdiğinizi iyi biliyorduk. Belki de bu sevgiyi kötüye kullanıyorduk. Ama siz gerçekten sabırlıydınız.
Bir anda, ön tarafımda oturan, Şahmerdanın Of’lu olan kolu dönmüştü arkasına, yapıştırmıştı lafı bana ve ben de dayanamamıştım, tutamamıştım kendimi. Başlamıştım gülmeye. O an tebeşiri bıraktığınızı iyi hatırlıyorum. Işık hızıyla yanımızdaydınız. Elinizin bana doğru geldiğini dün gibi hatırlıyorum ama sonrası bir hüzündü bende. Yediğim tokadın beni buralara sürükleyeceğini nereden bilebilirdim. Hele bana söylediğiniz cümlenin evrende bu kadar enerji oluşturacağını nasıl kestirebilirdim.
Söylediğiniz cümlenin hayatıma bu kadar dokunacağını, önce düşüncelerimi etkileyip sonra kaderim olacağını nereden bilebilirdim? Kader ağlarını bu yöne doğru kaydırırken, geçtiğim her yolda aklıma gelen o sözleriniz…
Bu bir motivasyon aracı mıydı, bir serzeniş miydi, derste yaptıklarımızın karşılığı mıydı yoksa içimdeki vatan sevgisinin boşa gitmemesi için yakılan bir ateş miydi?
Sanırım hepsi.
Canım Öğretmenim!
Şu an iyi ki diyorum. O gün, o sözleri söylediniz. Çok kızmıştım kendime, şahmerdanın diğer kollarına “keşke dikkat etseydik” demiştim. Ama biliyorum ki “her şer de bir hayır vardır”. O anlar beni buralara taşıdı. O anın farkındalığını yakalamam çok uzun zaman almadı.
Liseden sonra üniversite ve mezun olduğum yıl ise öğretmenlik atamam gerçekleşti.
Sizin, biz de yaktığınız ateşi ben de başkalarında yakmaya çalışıyorum artık.
7 Kasım 1995, bundan tam 26 yıl önce öğretmenliğe ilk başladığım günde karar vermiştim aslında bu mektubu size yazmaya. O köy okulunda, tuvaleti bile olmayan, ama sizin gibi sıcacık gülen insanların olduğu Anadolu’nun 1700 rakımlı bir köyüydü. Kardeşim ile birlikte gitmiştik. Eşyalarımı lojmana taşımaya başladığımızda kardeşimin bana “Abi gerçekten burada kalacak mısın?” sözleri hâlâ yankılıyor kulaklarımda. Ve benim verdiğim cevap geliyor sonra aklıma. “Benim bir yerden başlamam gerekiyor.” diyorum. Ve ardından girdiğim sınıfım geliyor aklıma. Ve öğrencilerime her sinirlendiğimde sizin bana söylediğiniz sözler. Yıllarca köy ve kasabalarda geçen günlerim var. Önce idareci oldum. Sonra yönetici. Şimdi de eğitim liderliği yapmaya gayret gösteriyorum. Çevremdeki tüm eğitimcilere “Sinirlenmeyeceksiniz.” diyorum. “Eğitimci sinirlenmez.” diyorum. “Gidin sinirlerinizi aldırın.” diyorum.
Öğretmenlik ne güzel bir meslek ki yaşam tarzım oldu. Askerde bölük komutanımız “Sen çok iyi bir askersin, askerde kal.” dediğinde. “Ben vatanıma öğretmen olarak hizmet etmek istiyorum.” dediğimi çok iyi hatırlıyorum. Öğretmen demek gelecek demek, geleceği şekillendirmek demek; ruha, duyguya dokunmak demek. Siz benim ruhuma dokundunuz ve iyi ki bana o tokadı attınız ve iyi ki bana o sözleri söylediniz.
“Sen öğretmen ol da benim şu an ne çektiğimi anla.”
Ellerinizden öpüyorum ve sizi çok iyi anlıyorum. Saygılarımla.
Kadir BAYŞU