SINIF ÖĞRETMENLERİNDE TÜKENMİŞLİK
Son yıllarda eğitim sisteminde öğretmenlerin açıkça reddedişlerine rağmen gerçekleştirilen düzenlemelerin eğitim camiasının en kalabalık kısmını oluşturan Sınıf Öğretmenleri üzerindeki kötü etkisi yadsınamaz düzeydedir.
1.sınıfa başlama yaşının erkene çekilmesi, temel eğitim 1. kademenin 4 yıla indirilmesi, ilkokullarda branş öğretmen sayısının azlığı ya da hiç olmayışı, ikili eğitim- normal eğitim konusunda standartlaşmayan uygulamalar, okul idarecilerinin mülakatla atanması ve liyakatsiz kişilerin iş başına gelebilmesi, ekstra gelir imkanı getiren kurs- ders ve benzerinin azlığı, bununla beraber gelen maddi tatminsizlik gibi sayılabilecek bir çok sorunun Sınıf Öğretmenlerinin motivasyonunu ve iş başarısını etkilemesi kaçınılmaz bir hal almıştır.
1.sınıfa başlama yaşı öğretmenlerin muhalefetine rağmen 60 aya çekilmiş, ana sınıfına gidemeden okula başlayan birçok çocuk büyük sıkıntılar yaşamıştır.Küçük kasların yeterince gelişmemiş olması beraberinde okunmayacak derecede çirkin yazıları ve başaramıyorum kaygısı taşıyan çocukları beraberinde getirmiştir. Nihayet Millî Eğitim Bakanlığı ‘da hatasını farketmiş ve okula başlama yaşını 69 aya çekmiştir ancak arada bir nesil öğrencinin ve onları yetiştirmeye çabalayan öğretmenlerin psikolojileri alt üst olmuştur.
Temel Eğitim 1. Kademenin 4 yıla indirilmesinin de en çok Sınıf Öğretmenlerini etkilediği aşikardır. Birçok öğretmen bu süreçte norm fazlası olmuş, il genelinde bulunan boşluklarda kısa süreli görevlendirmelere maruz kalmış, okullarda öğretmenler norm fazlası olma durumlarına karşı sıkıntılar yaşamış ve dolayısıyla bu durumdan kötü etkilenmiştir.
İlkokullarda branş öğretmeni giren dersler sadece Din Kültürü Ve Ahlak Bilgisi ile İngilizcedersleridir. Bu derslerin öğretmenlerinde açık olması durumunda ilk olarak ilkokullarda öğretmen kısıtlamasına gidilmekte bu öğretmenlerin yerine derse sınıf öğretmenleri girmek zorunda kalmaktadır. Bu durum akademik yeterlilik sağlamakta güçlükleri beraberinde getirdiği gibi branş öğretmeninin ne zaman geleceğinin belirsizliğine karşın öğretmen ve öğrencilerde düzensiz bir alan oluşturmaktadır. Bu durumun öğretmenin motivasyonu düşüreceği açıktır.
Okullarda ikili eğitim- normal eğitim uygulamasında bir standart oluşmamıştır. Aynı çevrede iki okuldan biri normal eğitim uygularken diğeri ikili eğitim uygulayabilmektedir. Aynı okul bir dönem normal eğitim uygularken diğer dönem ikili eğitime dönebilmekte ya da bunun tersi olabilmektedir. Değişen bu uygulamalar okullarda norm belirsizliklerini beraberinde getirdiği gibi öğretmenlerin de hayatlarının akışına dair yaptıkları düzenlemeleri boşa çıkarabilmektedir. Bu belirsizliğin yarattığı kötü etki barizdir.
Okul yöneticilerinin mülakat sonucu atanması liyakatsiz kişilerin okullarda müdür, müdür yardımcısı olarak görevlendirilebilmesinin önünü açmıştır. Liyakatsiz idarecilerin olduğu ortamda öğretmenler çalışma azimlerini yitirmiş sadece sınıfıma girerim gerisi beni ilgilendirmez zihniyetini geliştirmiştir. Okul paydaşlığının artması, ortak ürünler oluşturma, iş birliği yapma durumları giderek azalmaya başlamıştır.
Sınıf öğretmenleri maddi olarak da büyük sıkıntılar yaşamaktadır. Hafta sonu kursu, özel ders ya da destek eğitim verme imkânı sınıf öğretmenliği için sınırlıdır. Emekli aylığının çok düşük olması nedeni ile öğretmenler yaşları uygun olduğu halde emekli olamamaktadır. İlkokul düzeyinde Milli Eğitimin okullara hiçbir katkısı bulunmamakta her ihtiyacın Okul Aile Birliği tarafından karşılanması beklenmektedir. İyi muhitte bulunan okullarda bu mümkün olsa da düşük gelir düzeyli mahallelerde sınıfın ihtiyaçlarını karşılamak öğretmene düşmekte bu durum öğretmeni maddi manevi yormaktadır.
Bu gibi sorunlarla sürekli karşı karşıya kalan Sınıf Öğretmenlerinde mesleki motivasyon eksikliği, kendilerini geliştirmeye yönelik isteksizlik, mutsuzluk, umutsuzluk, umarsızlık, duyarsızlık kısacası tükenmişlik giderek artmaktadır.
Saliha KAYHAN ŞENER
Sınıf Öğretmeni