Kadir BAYŞU:Sayın Hocam! Görüşme talebimizi kabul ettiğiniz için öncelikle teşekkür ederiz.
Sizi tanımak isteriz. Kendinizden kısaca söz eder misiniz?
Rasim BAKIRCIOĞLU:1937’de Artvin'e bağlı Ardanuç ilçesinin Aşağı Irmaklar köyünde doğmuşum. İlkokulu orada okuduktan sonra 1949-1950 öğretim yılında Kars-Cılavuz Köy Enstitüsü'ne girdim. 1953-1954 öğretim yılında Kâzım Karabekir İlköğretmen Okulu adını alan bu okulu, 1956 yılında bitirdim. 1965'te İstanbul Eğitim Enstitüsü Pedagoji (Eğitim) ve Türkçe bölümleri diplomasını aldım. 1981'de Ankara Üniversitesi Eğitim Fakültesi Psikoloji Bölümü Tamamlama Programı'nı geçtikten sonra aynı fakültede Eğitimde Psikolojik Hizmetler dalında Yüksek lisans öğrenimimi tamamladım.
Yedi yıl, ilkokul öğretmenliğim ve başöğretmenliğim; dokuz yıl, Çorum İlköğretmen Okulu öğretmenliğim ve yöneticiliğim; toplam on iki yıl, eğitim enstitüsü, yüksek öğretmen okulu ve eğitim fakültesi öğretmenliğim ve yöneticiliğim; kısa sürelerle MEB Yayımlar Genel Müdür Başyardımcılığım ve Lise felsefe grubu öğretmenliğim var.
1983 ve 1984 yılları yaz dönemlerinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde orta öğretim öğretmenlerine öğretmenlik biçimlenimi eğitimi; 1985 yazında Anadolu Üniversitesi Özel Eğitim Öğretmenliği Kursu'nda Rehberlik ve Psikolojik Danışma dersi verdim.
İlköğretmen Okulunda, yüksekokullarda ve Gazi Eğitim Fakültesinde Psikoloji, Eğitim Psikolojisi, Sosyal Psikoloji, Rehberlik ve Psikolojik Danışma, Ruh Sağlığı, Öğretim İlke ve Yöntemleri, Ölçme ve Değerlendirme derslerini okuttum.
TÖS ve TÖBDER üyesi oldum. TÖS’ün 4–8 Eylül 1968 tarihleri arasında Ankara’da düzenlediği Devrimci Eğitim Şurası’na TÖS Çorum Şubesi Temsilcisi olarak katıldım ve Devrimci Eğitimin Amaçları, İlkeleri, Yöntemi adlı komisyonda çalıştım.
1985 yılında kendi isteğimle emekli oldum. Emeklilik sonrasında beş yıl kadar özel dershanelerde Türkçe derslerine girdim.
1987-1998 yılları arasında Özgün Yayınevi Genel Yayın Yönetmeni ve Editörü olarak çalıştım. Aynı yayınevince çıkarılan Özgün Ünite Dergisi ve Çağdaş Ünite Dergisi'ni yönettim ve bu dergilerin yazı kurulu başkanlığını ve üyeliğini yaptım. Güner Yalçın’la birlikte yazdığım İlkokul Türkçe ders kitapları, kendi yazdığım Türkçe Dilbilgisi kitapları, Anılan ve Kutlanan Günler ve Haftalar adlı kitabım, hazırladığım Yazım Kılavuzu, bu yayınevince yayımlandı.
Çorum gazetesinde, altı yıl, haftada bir, köşe yazısı yazdım. Çağdaş Türk Dili, abece, Yeniden İmece, Yeni Dönem Sanat dergilerinde, Edebiyat Defteri’nde, Facebook’ta şiir, deneme, makale ve anılarımı yayımladım, bunlardan bazılarında bu tür ürünlerimi yayımlamayı sürdürüyorum.
Bunlar dışında; Ruh Sağlığı ve Rehberlik (1976), Tercih ve Meslekler Kılavuzu (Geliştirilmiş Baskı,1987), Rehberlik ve Psikolojik Danışma (Geliştirilmiş ve gözden Geçirilmiş 8. Baskı, 2019), Çocuk ve Ergende Ruh Sağlığı (Geliştirilmiş 7. Baskı, 2020) Ansiklopedik Eğitim ve Psikoloji Sözlüğü (Genişletilmiş 2. Baskı, 2016), Eylül Uçmak İstiyor (2. Baskı, 2016) (7+ yaş için öyküler), Yavru Serçeler (2. Baskı, 2014) (9+ yaş için) (Mevlüt Kaplan Edebiyat Ödülleri yarışmasında 3.lük kazanan öyküler), Mutluluk Nerede? (2010) (10+ yaş için) (2007 Mevlüt Kaplan Edebiyat Ödülleri yarışmasında 3.lük kazanan öyküler), Çocuklar İçin Nasrettin Hoca Fıkraları (3. Baskı, 2019) da yazdığım öbür kitapların belli başlılarını oluşturuyor.
Kadir BAYŞU:Rehber öğretmenlerin nitelikli olarak yetiştirildiğini düşünüyor musunuz? Eğer sorun görüyorsanız, nasıl yetiştirilmelidir?
Rasim BAKIRCIOĞLU:Rehber öğretmenlerin nitelikli olarak yetiştirildiğini düşünmüyorum. İyi bir rehber öğretmen, yalnızca anlatıp dinletilen ve kitap bilgilerine dayanan bir öğretme-öğrenme etkinliği ile yetiştirilemiyor. Rehber öğretmenin, eğitsel, mesleksel ve kişisel rehberliğe (psikolojik danışmaya) ilişkin hem sağlam kuramsal bilgilerle hem de bunların nasıl uygulanacağına yönelik yeterli becerilerle donanmış olması gerekiyor. Rehberlik ve Psikolojik Danışma eğitimi veren okullarımızda bu düzeyde bir eğitimin gerçekleştirilmekte olduğunu söyleyemeyiz. Bence yetkin bir rehberlik ve psikolojik danışmanlık, en az yüksek lisans düzeyinde ve söylediğim nitelikte bir eğitimi gerektirir. Bunların yanı sıra, rehberlik ve psikolojik Danışma bölümlerine, rehber öğretmen olmayı bilinçli olarak isteyenlerin alınması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü rehberliğin temel ilkelerinden biri gönüllülüktür.
Eğer söz konusu olan, sağlıklı (bağımsız) bir kişilik geliştirmiş, mutlu ve başarılı bireylerin yetiştirilmesi ise, bu amaca ulaşmak için yalnızca rehberlik ve psikolojik danışma hizmetleri, yeterli olmuyor. Bunun için rehberlik ve psikolojik danışma hizmetleriyle birlikte öğretim, yönetim ve sağlık hizmetleri, toplumsal yardım (burs, kredi, yurt, yemek) hizmetleri, özel yetiştirme (özel kurslar) hizmetleri, boş zaman eğitimi hizmetleri, ders dışı etkinlikler gibi öbür öğrenci kişilik hizmetlerinin de yeterli düzeyde olması gerekiyor.
Kadir BAYŞU:Rehberlik ve Psikolojik Danışma Hizmetleri Yönetmeliği bu yaz değiştirildi. Bu yönetmeliğin okullardaki ihtiyacı karşıladığını düşünüyor musunuz?
Rasim BAKIRCIOĞLU:Ben, sorumluluğunun gereğini yerine getirebilecek yetkinlikteki görevlilerin, yönetmelikler, programlar yetersiz olsa bile başarılı işler yapabileceklerini düşünenlerdenim. Üstün başarıyı, en iyi yönetmelikler, programlar değil; iyi donanımlı görevliler ortaya koyabiliyor. Hem iyi bir yönetmelik hazırlanır hem de donanımlı rehber öğretmen yetiştirilirse, ona kimsenin bir diyeceği olamaz, elbette.
Yönetmelikte, rehberlik ve psikolojik danışma hizmetlerinin planlı, programlı yürütülmesi için gerekli her çalışmaya ve bu çalışmaların kimlerce, nasıl denetleneceğine ayrıntılarıyla yer verilmiş. İlgili görevli ve sorumluların yapmaları gereken hizmetler, ayrıntılı olarak belirtilmiş. Rehber öğretmene / psikolojik danışmana okul müdürünün, yalnızca rehberlik ve psikolojik danışma ile ilgili görevler verileceğinin, nöbet görevi verilemeyeceğinin vurgulanması da çok yerinde olmuş. Yönetmelikte, rehberlik ve psikolojik danışma hizmetleriyle “öğrencinin “kendisi olmasına, bağımsız bir kişilik geliştirmesine” çaba gösterilmesi gerektiğinin açıkça belirtilmesi de anlamlı olurdu, diye düşünüyorum.
Kadir BAYŞU:Okullarda öğrencilerin ilgi, yetenek ve kişilik özellikleri belirlenip gerekli yönlendirmelerin yapıldığını düşünüyor musunuz? Sizce neler yapılmalıdır?
Rasim BAKIRCIOĞLU:Düşünmüyorum. Çünkü bugün, ne rehber öğretmenler ne sınıf öğretmenleri ve dal öğretmenleri ne okul yöneticileri ne eğitim sistemi ne de sınıf mevcutları, bu nitelikte bir yönlendirmenin yapılmasına elverişlidir. Bu belirttiğim eksiklikler, benim kişisel görüşlerim değil; birçok bilimsel araştırmalarla saptanmış gerçeklerdir. Konu ile ilgilenen herkes bilir, bu engellerin var olduğunu.
Yapılması gereken, bu eksiklik ve aksaklıkların giderilmesidir. Yani önce laik, demokratik anlayışa sahip, iyi donanımlı öğretmenleri ve yukarıda kısaca değindiğim nitelikte rehber öğretmenleri yetiştirmenin yolunu, yöntemini bulmak, eğitimimizin her aşamasını, çağdaş eğitim ölçütlerine kavuşturmak ve sınıf mevcutlarını, yirmilere doğru çekmek zorundayız. Bunları yapmadıkça, ne kadar yetkin yönetmelikler, yetkin programlar hazırlarsak hazırlayalım, bunlarla fazlaca bir gelişme sağlanamıyor.
Çok kısaca değindiğim bu sorunların niçin bir an önce çözülmesi gerektirdiğine ve nasıl çözülebileceğine ilişkin tüm bilimsel bilgilere sahip bulunuyoruz. Bu bilgiler, yaşama geçmek için bunlara uygun adımları atacak olan istekli, yetkili ve sorumlu kişileri bekliyor.
Kadir BAYŞU;Okullarda rehber öğretmenlerin ilgilendiği öğrenci sayısı çok fazla deniyor. Sizce bir rehber öğretmen en fazla kaç öğrenciyle ilgilenmeli, neden?
Rasim BAKIRCIOĞLU:Bu konuda bir sayıdan söz edilebilir, kuşkusuz. Ancak bana göre, ideal rakamları telaffuz etmeden çok önce, gerçekleştirilmesi zorunlu işler var.
İlgili yönetmelik incelendiğinde de görüleceği gibi, psikolojik danışma dışındaki eğitsel rehberlik ve mesleksel rehberlik hizmetlerinin yerine getirilmesinde, rehber öğretmenle birlikte, tüm öğretmenlerin, yöneticilerin ve sınıf öğretmenlerinin de rehberliğin anlam ve önemini bilmeleri ve ona uygun bir tutum ve davranışa sahip olmaları gerekiyor. Ne acıdır ki bu görevlileri, söz konusu tutum ve davranışlarla donatabilmiş değiliz, onları bu tutum ve davranışlarla donatamamayı sürdürüyoruz. Önce, tüm görevlilerin, bu ortak anlayışa kavuşturulmuş olması gerekiyor. Bu iş, görüldüğü gibi, yalnızca rehber öğretmenin üstesinden gelebileceği bir iş değildir. Şu anda yetiştirilmekte olan rehber öğretmenlerin normal sayıda öğrencisi olan bir kurumda bile, gerçek anlamda bir psikolojik danışma hizmeti verebileceğini öne sürebilir miyiz?
Bence şu sorulara olumlu yanıt veremedikçe, okullarımızda rehberlik ve psikolojik danışma hizmetlerinin başarısından söz etmemiz olası değildir:
Okulda:
* Çocuk ve insan haklarına, demokratik toplum değerlerine, düşünce özgürlüğüne, bireysel gereksinimlere uygun bir eğitim öğretim yapılıyor mu?
*Öğrenci odaklı bilimsel, çağdaş bir eğitim uygulanıyor mu?
* İster başarılı olsun, isterse başarısız; ister olumlu davranış göstersin, isterse olumsuz, her bireye saygın bir varlık olarak bakılıyor mu?
* Bireye kendisi için seçimler yapma ve kararlar verme özgürlüğü tanınıyor mu?
* Rehberlik ve psikolojik danışma hizmetleri, kendilerini tanımak, sorunlarını çözmek, yeterli bir kişi durumuna gelmek isteyen her bireye sunulabiliyor mu?
* Rehberlik ve psikolojik danışma, sürekli yararlanılabilecek bir hizmet olarak uygulanıyor mu?
* Rehberlik ve psikolojik danışma, gizlilik temeline dayandırılıyor mu?
* Rehberlik ve psikolojik danışma, öğrencilerle ilgili olan herkesin, ortak bir anlayış ve işbirliği ile yürütülüyor mu?
* Öğretme-öğrenme etkinliklerinde bireysel ayrılıklar göz önünde tutuluyor mu?
* Rehberlik ve psikolojik danışma hizmetlerinde bireyin bedensel, devimsel, bilişsel, toplumsal ve duygusal yönden, ilgi ve yetenekleri doğrultusunda bütünüyle geliştirilmesine ve kendini gerçekleştirmesine çalışılıyor mu?
* Rehberlik ve psikolojik danışma, eğitimin ayrılmaz bir parçası olarak görülüyor ve bu anlayışa uygun biçimde uygulanıyor mu?
* Rehberlik ve psikolojik danışma, her okulun kendi amaç, gereksinim ve olanakları ile çevre koşullarına ve öğrencilerin gereksinimlerinin düzenli olarak değerlendirilmesine dayandırılıyor mu?
* Rehberlik ve psikolojik danışma hizmeti, örgütlü ve planlı bir biçimde ve profesyonel bir hizmet olarak veriliyor mu?
Bir okulda bu soruların tümü olumlu yanıtlanamıyorsa, orada kaç rehber öğretmen çalışırsa çalışsın, her rehber öğretmene kaç öğrenci düşerse düşsün, o okulda yapılan eğitime ne çağdaş eğitim diyebiliriz ne de o okuldaki rehberlik ve psikolojik danışmanlık hizmetlerini, bu ada layık bir hizmet olarak değerlendirebiliriz.
Bu ilkelere uygun bir anlayışın egemen olduğu bir okulda bir öğretmene ve bir rehber öğretmene düşen öğrenci sayısı kabarık olsa bile, o okulda öğrencilerin, çok daha mutlu olacaklarını söyleyebilirim.
Kadir BAYŞU:Sizce ders öğretmenlerinin rehberlik hizmetlerinde görevleri neler olmalıdır?
Rasim BAKIRCIOĞLU:Bunlar, Rehberlik ve Psikolojik Danışma Yönetmeliğinde belirtiliyor. Ben de şunu söyleyebilirim bu konuda: Ders öğretmenleri, yukarıda sıraladığım on üç ilkede dile getirilen anlayışa uygun bir öğretme-öğrenmeyi başardıklarında, rehberlik görevlerini de başarıyla yerine getirebilirler.
Kadir BAYŞU:Sayın Hocam! Sorularımıza verdiğiniz cevaplardan dolayı teşekkür ediyoruz.
Rasim BAKIRCIOĞLU:Ben de görüşlerimi belirtmeme olanak verdiğiniz için teşekkür ediyorum
& quot;
Yaşam Bilimleri12 Mayıs 2024 16:39
Yaşam Bilimleri05 Nisan 2024 09:15
Yaşam Bilimleri11 Mart 2024 22:59
Yaşam Bilimleri19 Şubat 2024 18:22
Yaşam Bilimleri18 Ocak 2024 10:17
Yaşam Bilimleri26 Temmuz 2021 19:14