Anasayfa Künye Danışman ve Editörler Son Dakika Arşiv FacebookTwitter
Nirvana Sosyal Bilimler Sitesi Güncel Eleştirel Sosyal Bilimler Platformu

PANDEMİ SÜRECİNDE TÜRK EĞİTİM SİSTEMİ

KADİR BAYŞU

Kategori: Eğitim Felsefesi - Tarih: 17 Temmuz 2020 10:38 - Okunma sayısı: 2.358

PANDEMİ SÜRECİNDE TÜRK EĞİTİM SİSTEMİ

PANDEMİ SÜRECİNDE TÜRK EĞİTİM SİSTEMİ
Sayın Prof. Dr. Burhanettin DÖNMEZ(Talim Terbiye Kurulu Başkanı),
Sayın Hocam bu zorlu süreçte görüşme talebimizi kabul ettiğiniz için teşekkür ederim.
Kadir BAYŞU: Uzmanların görüşlerine göre pandemi sürecinin bir süre daha devam edileceği öngörülüyor. Son zamanlarda teknolojinin ön planda olduğu bir öğretim süreci yaşıyoruz. Yaşanılanları değerlendirdiğimizde, yakın zamanda içerisinde öğretim programlarında değişiklik düşünülüyor mu?

Prof. Dr. Burhanettin DÖNMEZ:Sorunuzda teknolojideki gelişimden hareketle programı soruyorsunuz, oysa teknoloji program geliştirme süreçlerini değil, daha çok öğretim tekniklerini ve teknolojilerini değiştirmektedir. Bu bağlamda uzaktan eğitimden, e-kitaptan, z –kitaptan söz edilebilir fakat siz programı sorduğunuz için şöyle söyleyeyim. Program geliştirme sürekli bir iştir. Toplumun ve öğrencilerin ihtiyaçlarındaki değişmelere ve çağın gereklerine göre programlarda değişiklik yapılabilir. Yakın zamanda denildiğinde bu da göreceli bir kavramdır. Evet bu hafta bir değişiklik yapmayacağız ama önümüzdeki eğitim-öğretim yılını kast ediyorsanız bu yönde çalışmalarımız devam ediyor.

Kadir BAYŞU: Öğretim programlarının uygulanmasında eğitim liderlerine(okul müdürlerine) ne gibi görevler düşüyor?
Prof. Dr. Burhanettin DÖNMEZ:Programların uygulaması açısından birinci sorumluluk öğretmene aittir. Öğretmen programı; hedef ve kazanımlarını çok iyi bilmeli ve bu amaçla çeşitli etkinlikler planlamalıdır. Çeşitli ölçme araçları ile programın amaçlarına ulaşıp- ulaşmadığını ölçmeli ve değerlendirmelidir. Okul yöneticisinin bu açıdan görevi ve sorumluluğu ikincil niteliktedir. Okul yöneticisi öğretmenin programı uygulayabilmesi için uygun ortam ve koşulları sağlayabilmesi gerekir. Ayrıca denetim sorumluluğu da vardır. Ancak bir yöneticinin alanı aynı değilse ders denetimini ancak şekilsel olarak yapabilir. Bu noktada yöneticinin önemli bir görevi öğretmenlerin motivasyonunu yüksek tutmak ve çalışmak için uygun bir çevre oluşturmaktır. Bu çevre salt fiziksel çevre değildir. Bunun mutlaka sosyal ve psikolojik boyutları da olacaktır. Kısaca okul yönetimi okulun başarısından sorumlu olmakla birlikte, yöneticinin başarı üzerindeki etkisi dolaylıdır. Daha çok öğretmenler üzerinden olmaktadır. Bu nedenle de öğretmenleri anlaması ve içtenlikle desteklemesi önemlidir.

Kadir BAYŞU: Ulusal yeterlilik çerçevesi kapsamında 8 başlıkta toplanan ve öğretim programları aracılığı ile kazandırılmaya çalışılan sekiz temel becerinin, pandemi döneminde öğrencilere kazandırıldığını düşünüyor musunuz? Telafi eğitimleri ile bu beceriler tamamlanabilecek mi?
Prof. Dr. Burhanettin DÖNMEZ:Eğitim sisteminin bireye kazandırması gereken yeterlikler esas alınmak suretiyle öğretim programları geliştirilir ve programların amaçlarının gerçekleştirilmesini sağlamak amacı ile de ders kitapları programa uygun olarak yazılır. Tanımlanmış kazanımların bilişsel, duyuşsal ve psikomotor alanlara ilişkin boyutları vardır. Normalde uygulanan programlarla bu yeterliklerin kazandırılması beklenir. Pandemi dönemi olağanüstü bir dönemdir. Olağanüstü dönemde olağan davranmak mümkün değildir. Bu dönemde kullanılacak teknoloji, öğretim yöntemleri, ders süreleri vb. bir çok şey değişmektedir. Aksi taktirde her şeyi normal dönemdeki gibi yapmak isterseniz normal bir dönemlik süre gerekir. Başka bir deyişle öğrenciler bir dönem kaybederler. Bu nedenle telafi programları hazırlanırken önce kazanım haritaları çıkarılır ve bir kazanımın alt ve üst sınıflardaki hangi kazanımlarla ilişkili olduğu, hangisinin önkoşul niteliğinde olduğu dikkate alınarak kritik kazanımlar belirlenir ve kritik kazanımlardan hareketle gerekli öğretim ve uygulamalar için süre belirlenir. Uzaktan eğitimle yapılan derslerde eksik kalan yönler böyle bir programla tamamlanmaya çalışılır. Benim şöyle ya da böyle düşünmem sorunu çözmez. Önemli olan yapılacak bilimsel çalışmalar ve ölçümlerin gösterdiği sonuçlardır. Öğrencilere dönem başında bir hazır bulunuşluk testi uygulanacak ve ihtiyaca göre yapılacak telafi eğitimi sonunda tekrar bir ölçüm yapılarak programın etkililiği test edilecektir. Kısaca bu durum algıyla değil, olguyla ilgilidir.

Kadir BAYŞU: Online eğitim sürecinin devam etmesi durumunda, tüm eğitim kademelerinde, haftalık zorunlu ve seçmeli derslerde ve ders saatlerinde bir değişiklik düşünülüyor mu?
Prof. Dr. Burhanettin DÖNMEZ:Online eğitim sürecinin devam etmesi durumunda diyorsunuz, dikkat ederseniz bu bir şart cümlesidir. Bunu belirleyen şey, salgının devam edip etmemesi, yeni bir dalganın oluşup-oluşmaması, normal döneme ne zaman geçebileceğimizle ilgilidir. Bütün bunlar bir çok şeyi değiştirir. Her türlü seçenek masada. Tabii ki, uzaktan eğitimde öğrencinin yaşını gelişim özelliklerini, dikkat süresini, sahip olduğu teknolojik alt yapıyı, bir çok şeyi dikkate almak suretiyle derslerin süresini içeriğini yeniden belirlemek durumundayız. Bu süreçte hangi derslerin ya da konuların uzaktan yapılacağı, mümkünse hangi derslerin yüz yüze yapılması gerektiği ayrıca çalışılması gereken konulardır. Ama ben özet olarak şöyle söyleyeyim öğretimle ilgili olanları uzaktan, soyal duygusal beceriler gerektiren derslerin ya da konuların işlenişini yüz yüze yapmaya özen göstermek durumundayız. Genel ilke olarak böyle söylüyorum. Değişen koşullara göre senaryolar geliştirmeye, karar seçenekleri oluşturmaya çalışıyoruz. Seçeneklerden birine karar verirken başta Sağlık Bilim Kurulu kararları olmak üzere bir çok değişken rol oynayacaktır.

Kadir BAYŞU: Ülkemizde kütüphaneler; öğretmen, öğrenci ve veliler tarafından ne sıklıkla kullanılıyor? Hayatta başarılı olmanın en temel koşulu olan kitap okuma oranının artırılmasına yönelik ne gibi projeler yürütülüyor?
Prof. Dr. Burhanettin DÖNMEZ:İsterseniz bu konuya hiç girmeyelim, bu konu şu an konuştuğumuz konudan çok farklı, bu konuyla ilgili istatistiklere web’den bile kolayca ulaşabilirsiniz. Şu an salgın dönemini konuşuyoruz. MEB olarak, bu salgın sürecinde özellikle temel eğitim düzeyindeki çocukların okumaları için yeni tatil kitapları hazırladık, bastık ve ücretsiz olarak öğrencilere ulaştırmaya çalışıyoruz. EBA üzerinden de e-kitaplara ulaşılabilir. Ayrıca yine EBA üzerinden ulaşılabilen, çocukların okuyabileceği 1000’den fazla kitapla ilgili bir kimlikleme çalışması yaptık. Amaç kitaptaki şiddet, cinsellik, argo vs. açılardan veliyi, öğrenciyi önceden bilgilendirmek. Bu projenin adı da Çocuk İçerikleri Platformu (ÇİP).

Kadir BAYŞU: Pandemi sürecinde ders araç gereçleri veya ders kitaplarında bir değişiklik düşünülüyor mu?
Prof. Dr. Burhanettin DÖNMEZ:Doğal olarak olağanüstü dönemlerde ortaya çıkan çözümler zamanla kalıcı hale gelir. Uzaktan eğitim beraberinde e-kitapları, z-kitapları gündeme getiriyor. Ders kitaplarının normal zamanda da çağın gereklerine uygun hale getirilmesi gerekir. Öğrenci kitaba bilgisayarından ya da cep telefonundan ulaşabilmeli, sayfadaki karekodu okutarak konuyla ilgili ayrıntılı bir makaleye, belki bir filme, şarkıya vb. ulaşabilmeli. Kitapları öğrenciler için daha ilginç ve çekici hale getirmek zorundayız. Bu konudaki çalışmalarımız yoğun bir biçimde devam ediyor.

Kadir BAYŞU: Ülkemizi ve dünyayı sarsan pandemi sonrası eğitimin hangi yönde evrileceğini düşünüyorsunuz?
Prof. Dr. Burhanettin DÖNMEZ:Bu süreçte sık sık ifade edildiği gibi Dünya artık eski dünya olmayacak. Yeni dünyada yerimizi alabilmek için hazırlıklı olmak zorundayız. Bu süreç bize bir çok şey öğretti. Başta kimseden fayda olmayacağını öğrendik, sözüm ona Avrupa’nın medeni ülkeleri biri birlerinin sağlık yardımlarını çaldılar; maskelerine, ilaçlarına el koydular. Sağlık sistemine yeterince yatırım yapmadıkları ve rasyonel bulmadıkları için bazı ülkeler yaşlıları ölüme terk ettiler. Bu süreç bizim kendimizi daha iyi tanımamıza; değerlerimizi içselleştirmemize katkıda bulundu. Mecbur kalınca neler yapabileceğimizi, akışkan ve yaratıcı bir işgücümüzün olduğunu gösterdi. Yine bu süreç hiçbir şeyin diğerinden bağımsız olmadığını sağlık, ekonomi, eğitim ve toplumsal değerler arasında ne kadar doğrudan ilişkiler olduğunu gösterdi. Okulun dört duvardan ibaret olmadığını, bazı derslerin uzaktan da yapılabileceğini gösterdi. Bazı ülkelerin düşündüğümüz kadar büyük ya da güçlü olmadıklarını gösterdi. Bütün bu öğrenmeler, gözlemler tabii ki bundan sonraki dönemlerde bize ışık tutacak, yol gösterecek ve müfredatımıza da bir ölçüde yansıyacaktır.

Kadir BAYŞUSayın Hocam, bize zaman ayırdığınız için ve sorularımızı yanıtladığınız için çok teşekkür ederim.
Saygılarımla.

Yorumlar (1)
Gülnigar ORAN KALELİ - 18 Temmuz 2020 22:56
Değerli hocam yine çok aydınlatıcı ve yararlı bir paylaşım olmuş??
EN SON EKLENENLER
BU AY ÇOK OKUNANLAR
Diğer Eğitim Felsefesi Yazıları