Hasan GÜNEŞ Yazdı
Kategori: Edebiyat - Tarih: 19 Mayıs 2020 19:40 - Okunma sayısı: 2.277
İlkokul dördüncü sınıfa kadar çok çalışkan bir öğrenci değildim. Bazı özel ailevi nedenlerden dolayı dördüncü sınıfta diğer kardeşlerimle birlikte sınıfta kaldık. Çok üzülmüştüm. Çocuk kalbiyle değersizlik duygusu yüreğime işlendi adeta. Babamla birlikte gittiğim bir ortamda ağa diye tabir edilen kişiden hakaret işitmesi beni çok derinden etkiledi. Şu an üzüntümü kelimelere dökmenin imkanı yok. O zamanda gelecek kaygısını yaşadım.
Bu yolda tek başıma yol almam gerektiğini anladım. Yapa yalnızdım, ailenin en büyüğü çocuğuydum. Kaldığım dördüncü sınıfta çıkış yolu olarak başlangıçta çokça kitap okumam gerektiğini düşündüm. Kemalettin Tuğcu ve Ömer Seyfettin vb. kitaplarla o yıllarda başladım. Tekrara kaldığım yıllarda sınıfı başarıyla geçtiğimde nedense babamın çok üzgün olduğunu düşünerek karneyi ilk önce ona göstermem gerektiğini düşündüm.
Büyüyünce yaşam gittikçe değişik kitaplar okumaya başladım Bu gün kişisel gelişmeme sahip olan bir büyüğüme bu kitap sevgisini borçlu olduğumu düşünüyorum. Bana şöyle söyledi: Gereksiz olduğunu düşünüyorum, bu kitabın. Bu nedenle harçlığını biriktir, sana kitap alacağım. Heyacanla bekliyordum ve kitap nihayet geldi. Kitap kapitalistsiz kapitalistler, Harun Karadeniz’in kitabı.
Ücret, emek kapitalizm terimlerle o kitapla tanıştım. Eğitimci kimliğimi büyük ölçüde borçlu olduğum Prof. Dr. Mustafa Aydın ilk ciddi okuduğum kitap ne olduğunu söyleyince kitabın ismini, söylediğimde erken olgunlaşmışsın dedi.
Ortaokul sıralarında gelecekte bir yazar olmayı büyük heyacanla istiyordum. Ayrıca ortaokul ve lise yılarında büyüklerimiz sürekli kitap okuma çabası içindeyken biz onları rol modeli alıyorduk; özellikle öğretmen lisesinde okurken gruplar halinde kitaplar okunur, anlatılır ve tartışılırdı. O yıllara dayanan alışkanlığım yıllarca devam etti ve meslek hayatıma atıldıktan sonra 34 yıldır aralıksız bazı yakın dostlarımın bildiği gibi uyku saatleriminden feragat ederek. Ancak, bu alışkanlığım sağlıklı olduğunu düşünmediğim halde devam etti.
Yazar olma düşüncesi ortaokul yılarından beri yukarıda belirttiğim gibi başladı. Bu hayalim 2004 yılında eğitim yönetimi ve denetimi sözlüğü kitabımın yayınlanması ile gerçekleşti. Elime ulaştığında adeta kendim olmuştum. O ilk kitabım literatüre girdi. Sonra Türkiye’nin belli başlı yayınevlerinden 12 kitabım daha yayınlandı.
Bununla birlikte köşe yazarlığım emekliliğime yakın başladı. Çünkü yaşama sevincimin bir parçası olan yazarlıkta bulduğum bu heyecanı devam ettirmek istedim. Türkiye’nin belli başlı gazetelerinde yazılarım sıklıkla çıktı. Bu yazılar büyük ölçüde toplumcu anlayışla kendim gibi çeşitli acılar taşıyanlara ses olma amacı ile yazılarım yayınlandı.
Sevgili gençler neoliberal çevreler düşünmenizi ve dolayısıyla okumanızı istemiyor. Ancak, bu toplumun gelişimi sizin bireysel gelişiminize önem vermekle mümkün olabilir. Bu nedenle, bir insan için önem arz eden düşüncenin gelişimi önemli ölçüde okumaktan geçmektedir. Bu nedenle, lütfen bahaneler üretmeyelim. Okuyalım, okuyalım. Hem siz bireysel gelişiminizi sağlayın; dolayısıyla toplumumuz gelişsin.
01 Kasım 2024 14:01
07 Kasım 2024 20:34
01 Kasım 2024 14:27
12 Kasım 2024 20:27
03 Kasım 2024 21:01
05 Kasım 2024 20:23
21 Kasım 2024 19:01
09 Kasım 2024 12:57
20 Kasım 2024 20:01
18 Kasım 2024 20:06