Doç. Dr. Fevziye SAYILAN/ Nazmiye HAZAR
Kategori: Eğitim Bilimleri - Tarih: 09 Mayıs 2020 20:28 - Okunma sayısı: 2.473
Nazmiye Hazar: Hocam! Eğitimde eleştirel pedagojinin ilkleri nelerdir? Bunları bize kısaca açıklar mısınız?
Fevziye Sayılan: Eleştirel pedagoji eğitim ve okul sistemiyle ilgili bir yaklaşımdır. Başlangıç ilkesi eleştirellikle ilgilidir. Verili eğitim sistemlerinin eleştirisi ile başlar ve özgürleştirici eğitim için gerekli öğrenme koşullarının yaratılmasıyla ilgili bazı ilkelerden hareket eder. Demokratik öğrenme ortamları hazırlamak; öğrencilerin ya da öğrenenlerin deneyimlerini öğrenme materyali olarak kullanmak; öğrenme ortamlarını diyaloğa dayalı katılımcı yollarla güçlendirici ve özgürleştirici bilgi üretmek ve paylaşmak için düzenlemek gibi. Eleştirel pedagoji, eleştirel eğitimciler ve öğretmenler tarafından farklılıkları tanıyan ve ayrımcılık karşıtı derslik ve öğrenme pratikleriyle hayata geçirilmektedir.
Nazmiye Hazar: Hocam açıkçası ben lisans öğreniminde hatta yükseklisans öğrenciliğimde bile eleştirel pedagoji ile ilgili eğitim aldığımız kurumlardaki hocalarımızda ya da öğretmen kitlesinde öğrencilere teşvik içerici bir modelleme ile karşılaşmadım. Oysa eleştirel pedagoji sizin de anlattıklarınız doğrultusuna toplumun toplumsallaşma sürecinde önemli görevler üstlenen eğitimciler için çok önemli. Bu bağlamda eğitim fakültelerinde öğretmen adaylarına verilmekte olan hangi derslerin eleştirel pedagojiyi desteklediğini düşünmektesiniz? Neden?
Fevziye Sayılan: Eğitim fakültelerinin bütün programları 2018 yılından bu yana YÖK tarafından merkezi olarak hazırlanmaktadır. Bu konuda akademik birimlerin inisiyatif alanı maalesef hemen hemen yok gibi. Programlar büyük ölçüde sosyal içerimlerinden ve felsefi dayanaklarından arındırılarak teknisyen öğretmen yetiştirmeye dönük biçimde yapılandırılmıştır. Dolayısıyla derslerin eleştirel içereiği açısından hangi derslerden çok, bu alanda ders veren öğretim elemanlarının perspektifi ve tutumu belirleyici olmaktadır. Bu konuda ben kötümser değilim, gerçekler gizlenemez ve eleştiri de durmaz. Nitekim çok sayıda eleştirel eğitimci derslerin içeriğini bu yönde düzenlemekte ve sunmaktadır.
Nazmiye Hazar: Günümüz modernist eğitim anlayışlarını ve modernist eğitim süreçlerini eleştirel olarak nasıl değerlendirmektesiniz?
Fevziye Sayılan: Genel olarak modern eğitim ve okul sisteminin dayanaklarının içinde bulunduğumuz yeni liberal küreselleşme döneminde epeyce gerilediğini, “modernist” eğitim yaklaşımlarının da epey bir zamandır terk edildiğini düşünüyorum. Günümüzde post modern paradigma değişikliği eğitim felsefesi ve programlarına yön veriyor. Okul sisteminin kuruluşuna yön veren aydınlanma düşüncesi ve Rönesans bireyi/yurttaşı yetiştirme ideali ne yazık ki gerilemiş durumda. Verili okul sistemine yönelik eleştirel yaklaşım, okul sisteminin piyasa ve ekonomi ile ilişkisini öne çıkaran daha pratik, teknikçi yaklaşımlara, felsefesiz insan yetiştirmeye, laik eğitimdeki gerileme ve dinselleşme eğilimi gibi özellikleri eleştirisinin odağına almaktadır.
Nazmiye Hazar: Hocam eleştirel pedagoji açısından Levinas felsefesindeki “öteki” kavramını nasıl ilişkilendirirsiniz?
Fevziye Sayılan: Özel bir sözcük dağarcığına sahip bir fizolozof olarak Levinas, eleştirel pedagoji ve eğitim yaklaşımları için fazla bilinen ve tanıdık değil. Onun felsefi yaklaşımı ve düşüncesi ile eğitim felsefesi bağlamında ilgilenen eğitimciler olmakla birlikte, eleştirel pedagojinin bazı yaklaşımlarıyla ile yan yana getirmekte bazı zorluklar var. Elbette “öteki” düşüncesi, farklılıkları tanıma yönündeki demokratik eğitim yaklaşımları için değerli, ancak buradan daha fazla ilerlemek de mümkün olmuyor. Okulu bir etik alan olarak düşünen eğitimciler, demokratik, özgürlükçü, ayrımcılık karşıtı öğrenme ortamları tasarlarken Levinas’ın düşüncesinden güç alabilirler, ancak bütün ortaklıkları hedef alan ve hepsini totalizme götüren pratikler olarak görme noktasında, eleştirel eğitimin genelde kolektivist ve toplumcu yaklaşımıyla arasında bir gerilim vardır. Son tahlilde eğitim ve okul sistemi ortaklıklar inşa etmek için var. Onun ontolojisi bu. Eleştirel pedagoji dönüştürücü toplumsal pratiklere yön verecek öznellikler inşa ederken bu ortaklığı büyütmekle ve bu ortaklığın niteliği ve özellikleriyle ilgili felsefi dayanakları çoğaltmak istediğinde yine de Levinas’a da bakabilir.
Nazmiye Hazar: Kültürel değerler ile eleştirel pedagoji arasında ilişkiyi nasıl tanımlarsınız?
Fevziye Sayılan: Eleştirel eğitim yaklaşımları genelde kültürel değerler konusunu ideoloji ile ilişkilendirmektedir. Eleştirel eğitim yaklaşımları verili eğitim ve okul sistemlerinin başat kültürel değerlerin aktarımındaki kilit rolünü görmekte ve bunu eleştirisinin merkezine almaktadır. Okulların kültürün yeniden üretimindeki kilit rolüne odaklanan yaklaşımlar, kültürün nasıl ideoloji haline geldiğini de açığa çıkarmışlardır. Başat kültürel değerler çoğu durumda egemen sınıfın kültürel değerleri olmaktadır. Ancak başat kültürün yeniden üretiminde okul boyacı küpü gibi çalışamamaktadır. Farklı toplumsal sınıfların kültürleri de okula gelmekte ve sızmaktadır. Yani okul farklı sınıf kültürlerinin bir karşılaşma ve etkileşim düzemi olarak işlemektedir. Eleştirel pedagojinin farklılık meselesine yaptığı vurgu bununla ilgilidir. İçinde bulunduğumuz dönemde kültürel değerler adına okullarda değerler eğitimi adı altında derslerin müfredata girmesi eleştirel pedagojinin mercek altına aldığı sorunlardan birini oluşturmaktadır. Toplumun değerleri, manevi değerler adı altında müfredata sokulan gerici içerik, eğitimde dinselleşmeyi sağlamaya yönelik müdahalenin önemli bir görünümüdür.
Nazmiye Hazar: Türk eğitim sistemini eleştirel pedagoji perspektifinde nasıl değerlendirmektesiniz?
Fevziye Sayılan: Bu büyük bir soru. eleştirel pedagoji mevcut eğitim sisteminin toplumsal değişmedeki rolü, amaçları, ideolojik işlevi, eğitim içeriği, ders programları ve ders kitapları ve okulların kültürel bir alan olarak taşıdığı ve içinde bulunduğumuz dönemde kazandığı başat eğilimler ve özellikleri çok yönlü olarak eleştirmektedir. Eğitim sistemimiz uzun zamandır neoliberal eğitim politikalarıyla yeniden yapılandırılmıştır. Okullar kapitalist gündeme tabi kılınmanın yanında, dinselleşmeye de açılmış durumdadır. Eğitim ve okul sistemi dinci gericilikle aydınlanmacı görüşler arasındaki mücadelede kültür savaşlarının verildiği önemli bir alan halindedir. Bugün bilimsel eğitim önemli ölçüde geriletilmiş durumda. Laik eğitime yönelik müdahaleler artık bir tehdit olmaktan çıkmıştır. En önemli sorunlardan biri budur. Dindar ve kindar nesil yetiştirme hedefi eğitim sistemini endoktrine etmiş durumda. Bu koşullar altında açıkça ve tam anlamıyla bilimsel eğitim yapmanın koşulları zorlaşmıştır. Diğer önemli bir sorun eğitim sisteminin toplumsal eşitsizliklerin yeniden üretimindeki rolüyle ilgilidir. Ciddi toplumsal eşitsizlik yaratmaktadır. Özel okulculuk teşvik edilirken, devlet okullarının ve temel bir kamu hizmeti olarak eğitim hizmetlerinin niteliksizleştirilmesi ve kendi haline terk edilmesi verili eşitsizliklerin sürdürülmesinde kilit bir rol oynamaktadır. Aynı zamanda toplumsal cinsiyete dayalı eşitsizliklerin arttığını, cinsiyetçi yaklaşımların olağanlaştığını görmekteyiz. Eleştirel pedagoji, nitelikli kamusal ve demokratik eğitimin her yönden geriletildiğini eğitimin hem piyasanın hem de dinin baskısı altına sokulduğunu saptamaktadır. Eğitim sisteminin göreli özerkliği tamamen ortadan kalkmış; okullar açık, dolaysız siyasal müdahalenin odağı haline gelmiştir.
Nazmiye Hazar: Hocam son olarak eğitimcilere başta öğretmenler ve okul yöneticilere eğitimde eleştirel pedagojinin anlaşılabilmesi adına ne tür kitaplar, dergiler ya da siteler önerirsiniz?
Fevziye Sayılan: Son yıllarda eleştirel eğitim düşünce ve pratiğiyle ilgili çok sayıda kitap yayımlandı. Yine bu alanda dergiler var. Üç ayda bir yayınlanan Eleştirel Pedagoji dergisi. Dergi şu an elektronik olarak yayında, web sitesi açık ve arşivine ulaşmak da mümkün; P.Freire’nin Ezilenlerin Pedagojisi ve diğer kitapları. Michael Apple’in Eğitim ve İktidar ile Eğitim Toplumu Değiştirebilir mi? başlıklı kitapları; Marksist Eğitim Kuramı ile ilgili Dave Hill, Glen Rikovski’nin kitapları; H.A.Giroux’un kitapları. Peter McLaren’in Eleştirel Pedagojiye Giriş ve diğer kitapları Türkçeye çevrildi. Paolo Vittoria’nın P.Freire: Diyaloğun Pedagojisine Giden Yol adlı kitabı; J.Spring’in Özgür Eğitim kitabı; Peter Mayo’nun Freire ve Gramsci ile ilgili kitapları. Meral Uysal ve Ahmet Yıldız’ın derlediği Eleştirel Eğitim Yazıları; Küreselleşme ve Eğitim adlı derleme. Halihazırda kitapçılarda eleştirel eğitim konuları ile ilgili çok sayıda kitap bulunmaktadır.
Nazmiye Hazar: Hocam! çok teşekkür ederi. Pek çok kişinin merak ettiği sorulara ışık tuttunuz ve hatta belki de pek çok kişi için eleştirel pedagojiye merak duymakla ilgili bir hareketliik kaynağı oldunuz. Bizlere vermiş olduğunuz bu güzel bilgilerden ötürü çok teşekkür ederiz.
Fevziye Sayılan: Ben teşekkür ederim. 9 Mayıs 2020
01 Kasım 2024 14:01
07 Kasım 2024 20:34
01 Kasım 2024 14:27
12 Kasım 2024 20:27
03 Kasım 2024 21:01
05 Kasım 2024 20:23
20 Kasım 2024 20:01
09 Kasım 2024 12:57
01 Kasım 2024 21:43
18 Kasım 2024 20:06