Anasayfa Künye Danışman ve Editörler Son Dakika Arşiv FacebookTwitter
Nirvana Sosyal Bilimler Sitesi Güncel Eleştirel Sosyal Bilimler Platformu

Geleneksel Toplum-Kişilik ve Bireyselleşme

Hasan GÜNEŞ

Kategori: Psikoloji-Sosyal Psikoloji - Tarih: 10 Mart 2020 19:41 - Okunma sayısı: 2.352

Geleneksel Toplum-Kişilik ve Bireyselleşme

Bireyselleşme; bağımsız kişiliğe varan gelişme süreci. Bireyselleşme ilkesi  bir bireyi aynı türün bütün öteki bireylerden ayırmayı gerçekleştiren ilke bireyin varoluşunu gerçekleştiren ilkelerdir. Elbette bu durumun insan benliğiyle bağlantısı bulunmaktadır.

Her insanın bireyselleşme çabası büyük ölçüde kişiliğin gelişim sürecine bağlıdır. Oysa, geleneksel toplumlar batı toplumlarına göre çok güçtür. Çünkü, doğu toplumlarının batı toplumlarına göre bazı değerlerin günümüz çağdaş dünyasına hitap etmemektedir. Öyle ki, geleneksel toplumlarda halen çocuk yetiştirme biçimi bireyselleşme çabalarına engel olmaktadır. Çünkü, çocuk yetiştirme biçimi geleceğin  yetişkinlerinin   bireyselleşme ve bireyselleşmemesinde temel rol oynamaktadır. Geleneksel toplumlarda  bu durumun belli başlı nedeni ise çocukların ebeveynleri tarafından kazandırılan değer ve tutumlarının bireyselleşmeme yönünde çocuklara ve dolayısıyla yetişkinliklerine yansımalarıdır. En açık örneği çocuklara uygulanan otoriter tutum ve davranışlarıdır. Bu durum çocuğun ileriki yaşamında bireyselleşmeme ile sonuçlanmasıdır.

Örneğin, şiddettin yaygın olduğu geleneksel yapılarda yetişkinlik yaşamında bireyselleşmenin mümkün olacağını kim söyleyebilir? Çünkü, çocuk bu davranışı kişiliğinin bir parçası haline getirmektedir. Otoriter tutum bireyselleşmemeye bağımsızlaşmamaya engel olan en büyük etkenlerden biridir. Çocuğun kendisine bu tutumu kendisine mal ettiğinden fiili ve psikolojik şiddeti benimsemektedir. Bu şiddet türlerine sahip olan bir insanın iç dünyası çatışma içinde olması muhtemeldir. Bu çatışmaları yaşayan bir kişi sağlıklı ebeveyn, çalışan, yurttaş olabileceğini kim söyleyebilir? Çünkü bu boyutlar hoşgörü adalet öğelerini içerir. Şimdi söyleyebilir miyiz? Bu öğelerden yoksun kişiler bireyselleşemez. Çünkü, bireyselleşme bir ölçüde yaşamı doya doya kucaklamaktan geçer. Sevginin hoşgörünün adaletin hüküm sürmediği bir iç dünyanın yaşamı sevgi ile kucaklaması mümkün mü?

Yorumlar (0)
EN SON EKLENENLER
BU AY ÇOK OKUNANLAR
Diğer Psikoloji-Sosyal Psikoloji Yazıları