Anasayfa Künye Danışman ve Editörler Son Dakika Arşiv FacebookTwitter
Nirvana Sosyal Bilimler Sitesi Güncel Eleştirel Sosyal Bilimler Platformu

Eğitim Kurumlarında Bir Tehdit Unsuru Olarak Akran Zorbalığı

Nazmiye HAZAR

Kategori: Eğitim Bilimleri - Tarih: 01 Mart 2020 20:33 - Okunma sayısı: 6.272

Eğitim Kurumlarında Bir Tehdit Unsuru Olarak Akran Zorbalığı

Daha kaliteli bir eğitim sistemi oluşturabilmek için sürekli eğitimi tartışıyoruz.  Eğitim ile ilgili söz sahibi olan çok sayıda insanın olduğuna bir bakar mısınız?  Eğitimde akademik anlamda  en üst yerlere varmış profesörlerinden tutun hiç okuma bilmeyen kimselerin de tartışmakta olduğu  eğitim sistemi döngüsü içerisinde yuvarlanıp gidiyoruz. Eğitim  sisteminin etkisi altına olmayan insanlık ya da eğitim sisteminden etkilenmeyen insan olabilir miydi günümüz dünyasında? Eğitimde her geçen gün işletme sektöründeki değişimlerin de etkisi ile sürekli bir değişim söz konusu olmaktadır.  Yüzyıllar önce tartışılan eğitim konuları ile bugünkü eğitim konularında ortak olan insan unsuru eğitimin olmazsa olmazıdır. İnsanın ihtiyaçları yaşadığı çevrenin de etkisiyle değişmektedir. Okulları etkileyen dış ve iç faktörlere baktığımızda sosyal bir alan olarak değerlendirdiğimiz okul sistemleri kendilerini dış faktörlere göre değiştirebilmeli ve amaçlarını yerine getirebilmeye yönelik yapılandırabilir özellikte olmalıdırlar. Okulların alt yapı dışında program ve eğitim uygulamalarında her geçen gün büyük gelişmeler yaşanmaktadır. Ancak bu değişim ve gelişmelerle birlikte sosyal çevrede var olan değişimler, kültürel yozlaşmalar, insanların iletişim ve ilişkilerini de olumsuz etkileyebilmektedir. Nitekim okullar insanları toplu olarak iletişim kurdukları ana dil iletişimin de geliştirildiği toplum kültürünün de entegre edildiği birer merkezler olarak düşünülebilmelidir.

 Son zamanların en tartışılan konularından biri de akran zorbalığıdır. Bu metinde “zorbalık” kelimesi “akran zorbalığı” ile ilgili ifadeler ele alınmaktadır. Zorbalık adeta eğitimin içine dâhil edilmiş bir sorun haline gelmiştir. Dünyanın her yerinde farklılıklar gösterse de zorba davranışlar ve bu davranışa maruz kalan kurban üzerinde olumsuz etkileri olduğuna dair artık zorbalık ile ilgili yapılan bilimsel çalışmaların varlığından haberdarız. Eğitim kurumlarında çocuğunun zorbalığa maruz kaldığını bilen ve her hangi bir çözüm yolu bulamayan çaresiz aileler suya yazı yazar gibi uğraşlar sergiler nedense. Görünürde sorun olarak nitelendirilen bir zorba öğrenci, zorbalığa maruz olan  “kurban” diye nitelendirilen öğrenci ön plandadır.  Oysa asıl olan bir gerçek vardır ki; o da zorbanın zorba davranışlarına neden olan esasında zorbanın ardındakilerdir.  Örnek vermek gerekirse;

-Zorbanın ailesi nasıl bir aile?

-Zorba sosyal hayatındaki çevresinde neler yaşıyor?

-Zorbanın sosyo- psikolojik durumu nasıl?

-Zorbanın akademik hayatı ne durumda?

-Zorbanın baş edemediği sorunları nelerdir?

Bu soruların da dikkate alınması sonucunda zorbanın ardındaki güçlerin tehlike unsuru olarak düşünülmesi kim bilir belki de zorbalığı engelleyecek ilk unsur olarak değerlendirilmelidir. Dünyada ahlaki değerlerde bozulmalar çoğaldıkça zorbalık adeta ahlak yoksunluğundan beslenen bir canavar gibi. Zorbalık okulları adeta tehdit eden bir unsur olmuşken okullar zorbalıkla nasıl baş edebilmeli? Aileler okullara bu yönde güveniyorlar mı? Öğretmenler akran zorbalığı ile ilgili yeterli hassasiyete sahip olabilecek bilgi ve donanıma sahip mi? Zorbalık sadece okulun önleyebileceği bir sorun mu? Eğitim paydaşları akran zorbalığı ile ilgili var olan ya da olası olabilecek olan tehditlere karşı tedbirli midirler? Akran zorbalığı ile ilgili yapılan şikâyetler eğitimin hangi boyutunda değerlendirmeye alınıyor? Akran zorbalığı ile ilgili öğretmenlere- okul idaresine kurbanın ailesi tarafından ya da kendi tarafından yapılan şikâyetler neden sonuçsuz kalmakta?

Peki; okul idaresine ya da sınıf öğretmenine şikâyetlerinde zorba davranışlara maruz kalan çocuklarının mağduriyetini okula taşıdıklarında okul aileyi anlıyor mu? Yoksa sorun dile getiren aileler sorunlu- anne baba, ya da çocuğun sürekli bir öğrenciyi şikâyet etmesi öğretmeni zaman zaman bu şikâyetleri duymaktan ötürü bıktırıyor mu? Zorbalığa maruz kalan öğrenci sürekli şikâyet eden yönüyle memnun olmayan bir öğrenci olarak algılanabilir mi? sonuç olarak birinin size şikâyetlerle gelmesi, problem için çözüm kaynağı olarak algılanmanız bakımından sorumluluk gerektiriyor.

 Değerli meslektaşlarıma bir soru yöneltmek istiyorum:

-Öğrenciniz tuvalete giderken, bazen kantin sırasında beklerken, özellikle okul oyunlarda futbol oynarken, bazen okul çıkışında eve gitme yolunda, bazen serviste, bazen sınıf sırasında biri ya da birileri tarafından rahatsız ediliyor mu?

Değerli anne babalara da bir soru yöneltmek istiyorum:

-Çocuğunuz okula gitmekten korkuyor mu? Sürekli okula gitmemek için bahaneler mi üretiyor? Onun bu isteksizliğine olumsuz yanıt vermenizden kaynaklı hastalık türünde bahane dolu şikâyetlerinin farkında mısınız?

Evet! Çocuk ve aile açısından şu soru hep askıda kalıyor:

“Şikâyet ediyorum; neden hala bir çözüm yok?”

Evet! Zorbalıkla ilgili bilmemiz gerekenler kimilerine göre belki eksik; belki de  fazladır. Ancak bu bilginin içeriğini bırakın kelime olarak bile daha önce duyulmadığı sosyal ortamlar adına bu konu içeriğiyle ilgili hiçbir bilgiye sahip olmayanların da olabileceği durumunu da göz önünde bulundurmamız gerekmektedir. Zorbalığı yapan öğrencinin de zorbalığa maruz kalan (kurban) öğrencinin de olumsuz etkilendiği bir okuldan ikliminden bahsediyoruz. Zorbalığa uğrayan öğrenci maruz olduğu durumun etkisiyle maruz kalabileceklerinin korkusuyla sürekli stres altındadır oysa. Bu stres öğrencinin öğrenme süreci için gereken enerjisini bu stresle harcamak zorunda kalmasına neden olmaktadır.

 Ne yazık ki; bu tür durumlarla iç içe olan öğrenciler her ne yaşta olursa olsun zorbalığa tabii olmayan öğrencilere göre daha çok şikâyette bulunmaktadırlar. Dolayısıyla başta sınıf öğretmenlerinin bu hususta çok uyanık olmaları gerekmektedir. Özellikle okulöncesi ve ilköğretim sürecinde öğrenciniz sürekli bir öğrencinin kendisini incittiğine dair, kendisine zarar verildiğine dair; ya da alay edildiğine dair, lakap takıldığına dair size bir takım şikâyetlerde bulunuyorsa; “aman dikkat!” Çünkü öğrenciniz size aslında çok büyük bir mesaj veriyor ve sınıfta bir takım durumları daha dikkatli takip etmeniz gereken bir planlama yapmanız gerekebilir. Hatta olumsuzluk içeren bu şikâyetleri engelleyebilmek adına sınıf programınıza ya da tüm okulun etkilendiği bir durumsa okul programına bile eklenmesi gereken bir takım değişiklikler söz konusu olabilir.  Sınıf ikliminizi,  öğrenci başarınızı olumsuz etkileyen bir yumak birikimini eğitim ve öğretim sürecindeki huzurunuz açısından yeniden yapılandırmaya ihtiyacınız olabilir. Peki; bu yönde öğretmenler zorbalığa maruz kalan öğrencilerin davranışlarında olabilecek özellikleri bilmekte midirler? Peki, biliyorlarsa bu durumlar karşısında ne yapacaklarının bilincinde midirler? Dilerseniz öncelikle zorbalığa maruz kalan ( kurban) öğrencinin bu özelliklerinden bahsedelim (Çınkır, 2006):

1-Öğrenciniz diğer öğrencilerinizden daha fazla  daha fazla rahatsızlık dile getiriyorsa,

2-öğrencinizin kendilerine olan güveni düşükse,

3-Öğrencinizin bir süredir sosyal ilişkilerinin bozulduğu,

4-öğrencinizin okul başarısında düşüş olduğu durumlar söz konusu ise;

 öğrenciniz zorbalığa maruz kalma durumu olabilir. Günümüz şartlarında zorbalık nedeniyle okul fobisinin arttığı (Pişkin, 2002),  bu yapıdaki öğrenci sayılarının artmasıyla birlikte veli şikâyetlerinin de çoğalmakta olduğu okullardan bahsetmekteyiz. Okul fobisi okulu olumsuz etkileyen bir sorundur. Çünkü zorbalığa maruz kalan öğrenciler öğrenme süreci için harcayacak oldukları enerjiyi zorba öğrenciden nasıl kurtulabileceği hususunda harcadığı için öğrencide var olan okul fobisi öğrenci başarısını da olumsuz etkileyebilmektedir (Whitted ve Dupper, 2005).   Bunların dışında okul fobisinden kaynaklı öğrenci devamsızlığında süregelen bir artış söz konusu olabilmektedir (Furniss, 2000).

Yukarıda belirttiğimiz problemler bağlamında öğrencilerin akademik başarılarının olumlu yönde geliştirilmesi ve motivasyonlarının arttırılması adına okul iklimini olumlu etkileyecek olan akran zorbalığı eğitim programları, okul toplantıları, aile ve öğretmen konferanslarına artık dâhil edilmesi şart olan bir sorun.  Ülkeler kendi okulları içinde ne tür zorba davranış türlerinin olduğunu eğitim kalitesini olumsuz etkileyen öğrencilerin akademik başarıları ve motivasyonlarını olumlu yönde geliştirmek adına doğru tespitler yapabilmeli ve doğru strateji ve planlamalar da geliştirebilmelidirler.  Okulların zorba davranışları yerleşim yerinin özellikleri, kültür, demografik yapıdaki farklılıklar,  kuşak farklılığı gibi değişkenleri de göz önünde bulundurarak önlemler almasında fayda var.

 Peki, özellikle ebeveynlerin dilinden düşürmediği, günümüz sınıflarında, okullarında öğretmenlerin ve okul yöneticilerinin sorun olarak değerlendirmekte olduğu adeta kırmızı ikaz ışığı gibi okul iklimini adeta uyaran bir unsur olmuş olan  zorbalık nedir?

Zorbalık kavramından bahsedilince aklımıza ilk olarak okullarda adeta okul güvenliği ve öğrenme ortamını olumsuz etkileyen " akran zorbalığı"  gelmektedir. Öğrenciler arasında görülmekte olan şiddet davranışları arasında yer alan zorbalık; 1970’li yıllarda İskandinavya ülkelerinde Olweus’un araştırmaları ile ortaya çıkmıştır.  Daha sonra zaman içerisinde 1980’li yılların ortalarına doğru pek çok dünya ülkesinde araştırma konusu olmuştur (Yurtal ve Cenkseven, 2007). Nedense akran zorbalığı ile ilgili zorbalık davranışlarını yapan öğrenciye “zorba” bu davranışlara maruz kalan öğrenciye ise “kurban” kelimelerinin yakıştırıldığını söylerken ne kadar ürkütücü bir çağrışım olduğunu nedense “kurban” kelimesinde hissetmekteyiz. Bu da açıkçası literatürde farklı tanımlamalara gereklilik olduğunu, kurban kelimesinin Türk Dil Kurumu ( TDK) sözlüğü içinde pek çok anlamı içermesi ile birlikte Müslüman bir toplum olmamızdan ötürü kurbanlık bir hayvanı çağrıştırması yönünden tüyler ürperten bir benzeşimi de beraberinde getirebilmekte. Bir şeye feda olmak isteği, ya da doğadan gelen bir şeye kişinin kaderi inancıyla kaza sonucunda yaşamasını bile düşündüğümüzde “kurban” kelimesi akran zorbalığına uğrayan kişi için kullanılması tüyler ürperten bir tanımlama olarak değerlendirilebilmelidir.

Akran zorbalığının eğitimi olumsuz etkileyen davranışlardan oluştuğunun altını çizmekte fayda var. Okul iklimini olumsuz etkileyen ve öğrencilerin sosyal yaşamlarına farklı yönlerde olumsuz etkileri olan bu süreçlerin yaşanmaması ya da yaşanıldığı anlarda engellenmesi, durdurulması adına sadece rehber öğretmenlerinin bu konu ile ilgili bilinçli olması gerekmektedir. Okul yöneticileri ve okulda çalışan öğretmenler bu konu ile ilgili farkındalık düzeyleri yükseldikçe tedbir alma ve olası zorbalık süreçlerinde ne yapılması gerektiğinin bilincinde olmaları günümüzde teknolojinin de hayatımıza dâhil edilmesiyle oluşan riskler adına bir zorunluluktur.  Dilerseniz ilk olarak akran zorbalığının ne olduğundan, zorbalığın nedenlerinden, zorbaların davranış türleri ile birlikte bu davranışların nedenlerinden bahsedelim:

Araştırmalara göre akran zorbalığı; akran gruplarının birbirlerini olumsuz yönde etkilemeleriyle birlikte akran gruplarının birbirlerine sözel veya fiziksel veya sosyal saldırganlık eğilimine girecek biçimde değişen zaman dilimleri içerisinde kaba gücün tekrarlı olarak güç kullanılmasıdır  (Tani ve ark., 2003).

Başka bir ifadeyle bir grubun tek bir kişiye ya da gruba sürekli olarak uygulamakta olduğu gücün sistematik bir biçimde kötüye kullanılmasını içeren davranış yönünden zarar verici davranışlardan oluşmaktadır (Güvenir, 2004).

Zorbalığa maruz kalan birey açısından; bireyin kendisini savunamadığı, birden fazla bireyin doğrudan ya da dolaylı bir biçimde bir kişiye yapmakta olduğu saldırgan davranışlardır  (Schuster, 1999).

Bir birey ya da bir grubun kendini koruyamayacak durumda olan güçsüz olan kişiye karşı sürekli yapmakta olduğu şiddet türü (Roland, 2002) olan akran zorbalığında gücü elinde bulunduran bireylerin kendi çıkarları ve kazançları doğrultusunda sahip oldukları gücü ya da güçleri kendilerine karşı koyamayacak güçte olanlara karşı bazen fiziksel, bazen psikolojik, bazen sözel ve bazen bunların birbiriyle karışık olduğu davranışları kişiyi olumsuz etkilemekle birlikte bu olumsuz etkileyen davranışları tekrarlama özelliği gösteren saldırılardır (Besag, 1989).

Kısaca gücün sistematik olarak kötüye kullanılması (Smith ve Sharp, 1994) olan zorbalık;  zorba davranışlarda bulunan birey ya da bireylerle birlikte bu davranışlara maruz kalanlar arasında güç dengesizliğinin olduğunu işaret etmektedir. Özünde zorba davranışın bilinçli ve sürekli yapıldığının yanı sıra, bu davranışların yıldırma ve zarar vermek amacını taşıması genel ölçütler olarak kabul edilebilir. 

Akran Zorbalığının Nedenleri Nelerdir(Genç, 2007)?

1.Bazı öğrenciler arkadaşlarına baskı uyguladıklarında kendilerini arkadaşlarından daha üstün görme hissi yaşarlar

2.Çözümlenemeyen sorunlarda şiddetin bir çözüm olarak görülmesi ve şiddetin tercih edilmesi

3.Zorbalığa uğrayan kişinin maruz olduğu zorbalığı hak ettiği düşüncesi

yer almaktadır.

Zorba davranışların nedenleri farklı olabileceği gibi zorba davranışlar farklı biçimlerde gerçekleşebilmektedir. Akranlar arasında üç farklı şekilde olan zorba davranışları aşağıdaki şekilde sınıflandırılır  (Griffin ve Alan, 2004):

  1. Fiziksel Zorba Davranışlar;

-vurmak,

-tokat atmak,

-yumruklamak,

-tekmelemek,

-tırmalamak,

-çelmelemek,

-tükürmek,

-itmek,

-saç çekmek,

-eşyasını zorla almak,

- korkutmak .

  1. Sözel Zorba Davranışlar:

-isim takmak,

-alay etmek,

-onurunu zedelemek,

-küçük düşürmek,

-hakaret etmek,

-dedikodu çıkarmak,

-tehdit etmek,

-küfür etmek.

3.Duygusal Zorba Davranışlar:

-dışlamak,

-ağır işler vermek,

-faaliyetlere dâhil etmemek,

-konuşmamak,

-ardım etmemek,

-yalnız bırakmak yer almaktadır.

Okullarda yaşanan zorbalık ise; 3 türde incelenmektedir. Bunları aşağıdaki gibi gruplara ayırabiliriz (Elliot, 1997):

1.Bedensel,( itme, tekme atma gibi)

2.Sözel, (ad takma, alay etme gibi)

3.Duygusal; (gruptan dışlama, eşyalarına zarar verme gibi) ve

4.Cinsel, (elle taciz, cinsellik içeren sözler söyleme gibi)

olmak üzere 4 farklı kategorilerde incelenmektedir.

Araştırmalar üzerinden incelendiğinde okullarda  öğrencilerin ne tür zorba davranışlara maruz kaldıkları aşağıdaki örneklerden yola çıkılarak değerlendirilebilir:

Gibson (2003), 266 öğretmenin dâhil olduğu araştırması sonucunda öğrenciler arasında ad takma, tehdit edilme ve hakkında söylenti çıkarılmasının en yaygın sözlü zorbalık olduğunu tespit etmiştir. Aynı şekilde Özcebe ve arkadaşları (2005);  Ankara’da 800 öğrenci üzerinde yapmış oldukları araştırmada öğrencilerin daha çok sözlü zorbalığa maruz kaldıklarını tespit etmişlerdir. Bunların dışında Karaman-Kepenekçi ve Çınkır’ın (2003);  lise öğrencileri ile yaptıkları araştırma sonucunda öğrencilerin en fazla fiziksel şiddete maruz kaldıkları sonucuna varmıştırlar.  Pişkin (2002),  Ankara’da 1154 ilköğretim öğrencisi ile yaptığı araştırmada öğrencilerin en fazla sözel ve fiziksel şiddete maruz kaldıklarını,  Alikaşifoğlu ve arkadaşları (2004), İstanbul’da genel liselerde öğrenciler arasında yaptıkları araştırmada öğrencilerin yüzde 42’si, (kızların yüzde 22’si ve erkeklerin yüzde 61’i) yıl içerisinde arkadaşları tarafından sürekli fiziksel şiddete maruz kaldıklarını tespit etmiştirler. Kapçı (2004), ilköğretim 4. ve 5. sınıf öğrencileri üzerinde yaptığı araştırmaları sonucunda öğrencilerin %40’ı bedensel (itme, tekme ya da tokat gibi), sözel (ad takma, alay etme, küfür etme), duygusal (gruptan dışlama, küçük düşürme gibi) ve cinsel (sarkıntılık, elle rahatsız etme gibi) zorbalık türlerinden birine maruz kaldıkları sonucuna ulaşmıştır.   Çınkır (2006); okul zorbalığına ilişkin araştırması sonucunda okullarda zorbalığın fiziksel (%33,5), sözel (%35,3), duygusal (%28) ve cinsel (%15,6) biçimlerde görüldüğünü tespit etmiştir. Deveci ve arkadaşlarının (2002) Eskişehir’de iki ilköğretim okulunda yaptıkları araştırmada öğrencilerin en fazla karşılaştıkları ilk üç zorbalık türünün tekme ve tokat yeme, yumruk yeme ve kapkaç olduğunu tespit etmişlerdir.

Öğrencilerin cinsiyetlerine göre; zorbalık ve zorba davranışlara bakıldığında ise; aşağıdaki örnekler değerlendirilebilir:

Alikaşifoğlu ve arkadaşlarının (2004); İstanbul ili genel liselerinde öğrenciler arasında yaptıkları araştırmada erkek öğrenciler kız öğrencilere göre daha çok fiziksel zorbalığa maruz kaldıklarını tesipit etmiştir. Yine aynı şekilde Özen (2006); 800 öğrenci üzerinde yaptığı araştırma sonucunda erkek öğrencilerin kız öğrencilere göre daha fazla fiziksel zorbalığa maruz kaldıklarını ve karıştıkları sonucu ortaya çıkmıştır. Baldry ve Farrington (1999) yaptığı araştırmada erkeklerin kızlara göre daha fazla oranda fiziksel olarak zorbalığa uğradıklarını, Kalliotis’in (2000) Yunanistan’da ilkokul öğrencileri üzerinde yaptığı araştırmada, erkeklerin kızlardan daha fazla fiziksel zorbalığa maruz kaldıklarını tespit etmişlerdir. Atan (2001) İstanbul Gaziosmanpaşa’da bir lisede yaptığı araştırmada, erkek öğrenciler kız öğrencilerden daha çok sözlü şiddete maruz kaldıklarını, Özcebe (2005); Ankara’da 800 öğrenci üzerinde yaptığı araştırmada, zorba davranışların erkek öğrenciler arasında kız öğrencilere göre daha yaygın olduğunu saptamıştır. Yurtal ve Cenkal (2005); toplam 433 öğrenci üzerinde yaptığı araştırmada erkeklerin kızlardan daha fazla sözel şiddete maruz kaldıklarını tespit etmiştirler.  Boulton ve Smith (1994) tarafından yapılan araştırmada ise; hem zorbalar hem de kurbanlar arasında erkeklerin kızlardan daha fazla olduğu tespit edilmiştir.  Nansel ve arkadaşları (2001); A.B.D.’ de ilköğretim ve lise öğrencileri üzerinde yapılan bir çalışmada ise; erkek öğrencilerin oranının kızlarla karşılaştırıldığında hem zorba hem de kurbanlar arasında sözel zorbalığın daha yüksek olduğunu saptamışlardır.  Bu araştırmada, fiziksel zorba davranışlar ve sözel zorba davranışlarla karşılaşma (kurban) konusunda erkek öğrencilerin oranının kız öğrencilerin oranından daha fazla olduğu görülmüştür.

Okullarda akran zorbalığı ile ilgili yöneticilerin bilinçli olmaları çok önemlidir. Çünkü farkındalık düzeyi yüksek olan yöneticiler okulları adına bir takım araştırmacıların çalışmalarından da faydalanarak rehber öğretmenler işbirliği ile bu konunun hassasiyetine önem verme ile ilgili kararlı adımlar atabilir bilgiyle kendilerinden güç bulabilirler. Her okul kendi öğrencilerinin ne tür zorba davranışlarla karşılaştıklarını doğru tespit edebilmek niyetiyle periyodik aralıklarla anketler yapmalıdır. Kısaca her okul kendi okulunun zorba davranış haritasını belirleyebilmelidir. Bunun sağlanabilmesi için Türkiye Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı’ndan daha farklı bir yapıda olan Kuzey Kıbrıs; mevcut şartlara göre strateji belirleyebilmelidir. Örneğin;   KKTC Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı ilkokullarda büyük bir ihtiyaç olan rehber öğretmenleri ile ilgili kadro yapısının oturmamış bir düzende olması belirli okullarda sınırlı sayıda okulda rehber öğretmenin olması gerek fırsat eşitliği bakımından gerekse çağdaş eğitimin gerektirdiği ihtiyaçlar bakımından çağın gereklerine uygun olamamak yönünden büyük bir eksikliktir. Bu anlamda ilkokullarda sınıf ya da okulöncesi eğitim sınıflarında sınıf öğretmeni olarak görevli olan öğretmenler rehberlik yönüyle güçlendirilerek bakanlıktan sağlanacak destekle akran zorbalığı ile ilgili okul idarelerine bir miktar destek sağlanabilir. Ancak bu destek alan uzmanlığı gerektiren bir uğraş gerektirdiği için günün sonunda okulöncesi eğitim ve ilkokullarda ortaokul ve liselerdeki gibi rehber öğretmenlerin olmasını gerekli kılmaktadır.   Okulların rehberlik araştırma merkezleri ile yapacak oldukları işbirliği neticesinde özellikle sürekli zorba davranışlara maruz kalan öğrenciler adına bu merkezlerden destek alabilmeleri için öğrenci ailelerini bu merkezlere yönlendirebilirler.  Sürekli zorba davranışlara maruz kalan öğrencilere (özellikle zorbalığın daha yaygın olduğu erkek öğrencilere) rehber uzman desteği ile sağlanacak  “atılganlık eğitimi” bu tip öğrencilere sosyal destek içeriğinde bir katkı sağlayabilir. Bunların yanı sıra öğrenme yöntemlerinde sınıf öğretmenleri işbirliksel öğrenmeye önem vererek zorbalığa eğilimli öğrencileri grup çalışmalarına ve sosyal faaliyetlere yönlendirebilirler. Bu yönde sınıf korosu oluşturma, okul korosu, okul oratoryosu oluşturma ya da tiyatro, futbol- basketbol, dans grubu gibi faaliyetlerin yanı sıra her derste bir öğretim yöntemi de olan drama yönteminin öğretmenler tarafından kullanımın arttırılması öğrenciler empati de kazanacaktır. Akran zorbalığı ile ilgili başta okulların bilinçlendirme programları çerçevesinde Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı işbirliğinde öğrenci- veli eğitimleri ile farkındalık sağlamasının da akran zorbalığına olumlu bir katkısı olabilir. Etkili okul liderlerinin etkili sınıf öğretmenlerin küçük adımlarla çok yol kat edecekleri bilincinde olmaları ve tüm okulların akran zorbalığı ile ilgi ortak dilde ortak kararlarla hareket etmesi öğrenci- aile ve toplum bilincine de önemli bir katkısı olacaktır. Akran zorbalığı ile ilgili farkındalıkların arttırılması ile teknolojilerinin bir getirisi olarak herkesi adeta tehdit eden  “siber zorbalık” tehdidine de bir engel konabilir. Akran zorbalığı çerçevesine de giren ancak oldukça geniş bir konu olan siber zorbalık ile ilgili var olan yasal boşlukların da doldurulması adına toplum farkındalık ve bilincine önemli bir etkisi olacağı yönünü de göz önünde bulundurularak kamu spotları da arttırılabilir.  

 

Kaynakça

Alikaşifoğlu, M., Erginoz, E., Ercan, O., Uysal, O., Kaymak, D. A. ve İlter, O. 2004. Violent behaviour among tukish high school students and correlates of physical fighting. European Journal of Public Health, 14, 173–177.

Atan, Y. K. 2001. Lise öğrencilerine yönelik fiziksel şiddetin değerlendirilmesi: Bir pilot çalışma. Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul: İstanbul Üniversitesi, Adli Tıp Enstitüsü

Baldry, A. C ve Farrington, D. P. 1999. Types of bullying among Italian school children. Journal of Adolescent, 22, 423-426.

Besag, V.E. (1989). Bullying and victimization in schools. UK: Open University Press

Bayram, N. 2009. Amos uygulamalarına giriş. Bursa: Ezgi Yayınevi. Besag, V. E. 1989. Bullies and victims in schools. England: Open University Press.

Boulton, M. J., ve Smith, P. K. 1994. Bully/victim problems in middle school children. Stability, self-perceived competence, peer perceptions and peer acceptance. Britis Journal of Educational Psychology, 12, 315-329.

Çınkır, S. 2006. Okullarda zorbalık: Türleri, etkileri ve önleme stratejileri. I. Şiddet ve Okul Sempozyumu, MEB ve Unicef İşbirliği, İstanbul.

Çınkır, Ş., ve Karaman-Kepenekci, Y. 2003. Öğrenciler arası zorbalık. Kuram ve Uygulamada Eğitim Yönetimi, 34, 236-253. Deveci, S. E., ve Açık, Y. 2002 İlköğretim öğrencilerinin fiziksel şiddete maruziyetleri ve yaklaşımları. 26. 02. 2020 tarihinde http://www.dicle.edu.tr/ halks/m9.29.htm adresinden alınmıştır. 

Elliot, M. 1997. 101 ways of dealing with bullying. London: Hodder Children’s Book. Furniss, C. 2000. Bullying in schools: It’s not a crime-is it. Education and the Low, 12 (1), 9-29.

Genç, G. 2007. Genel liselerde akran zorbalığı ve yönetimi. Yayınlanmamış Doktora Tezi. Malatya: İnönü Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.

Gibson, W., A. 2003. Elementary and middle school teachers’ perceptions of bullying.Unpublished Doctoral Thesis, Atlanta: Georgia State University.

Griffin, R. S. ve Alan, M. G. 2004. Childhood bullying: Current empirical findings and futuredirections for research. Aggression and Violent Behavior, 9(4), 379-400.

Güvenir, T. 2004. Okulda akran istismarı. Ankara: Kök Yayıncılık. Kalliotis, P. 2000.Bullying as a special case of aggression: Procedures of cross-cultural assessment.School Psychology International 21(1), 47–64. Karasar, N. 2003. Bilimsel araştırmayöntemi. Ankara: Nobel Yayın Dağıtım.

Kalliotis, P. 2000. Bullying as a special case of aggression: Procedures of cross-cultura assessment. School Psychology International 21(1), 47–64.

Kapçı, E. G. 2004. İlköğretim öğrencilerinin zorbalığa maruz kalma turunun ve sıklığınındepresyon, kaygı ve benlik saygısıyla ilişkisi. Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Dergisi, 37(1), 1–13. Nansel T. R. 2001. Bullying behavior among us youths:Prevalence and association with psychosocial adjustment. Journal of the American Association, 285, 2094-2100.

Nansel T. R. 2001. Bullying behavior among us youths: Prevalence and association with psychosocial adjustment. Journal of the American Association, 285, 2094-2100.

Olweus, D. 1993. Bullyinga at school: What we know and what we can do. Oxford: Blackwell.

Özcebe, H., Uysal, D., Soysal, S., Polat, B., Seker, A. ve Uner, S. 2005. Ankara’da bir ilköğretim okulunda erken ve orta dönem adolesanlarda şiddet algısı ve şiddet davranışı s ıklığının değerlendirilmesi. I. Şiddet ve Okul Sempozyumu, MEB ve Unicef İşbirliği, İstanbul.

Özen, D. Ş. 2006. Akran zorbalığına maruz kalmanın olası yordayıcıları ve cinsiyet ile yaşa bağlı değişimi. 1.Şiddet ve Okul Sempozyumu: Bildiri Özetleri, İstanbul.

Pişkin, M. 2002. Okul zorbalığı: Tanımı, türleri, ilişkili olduğu faktörler ve alınabilecek önlemler. Kuram ve Uygulamada Eğitim Bilimleri Dergisi, 2, 533-551.

Roland, E. 2002. Aggression, depression and bullying others. Aggressive Behavior, 28(3), 198-206

Schuster, B. 1999. Outsiders at school: The prevalence of bullying and Its relation with social status group. Processes And Intergroup Relations, 2(2), 175–190.

Smith, P. ve Sharp, S. 1994. School bullying: Insights and perspectives. London: Routledge.

Yurtal, F. ve Cenkseven, F. 2005. İlköğretim okullarında zorbalığın incelenmesi 1. Şiddet ve Okul: Okul ve Çevresinde Çocuğa Yönelik Şiddet ve Alınabilecek Tedbirler Uluslararası Katılımlı Sempozyumu, İstanbul.

Yurtal, F. ve Cenkseven, F. 2007. İlköğretim okullarında zorbalığın yaygınlığı ve doğası.Kuram ve Uygulamada Eğitim Yönetimi Dergisi, 28, 1-13.

Yorumlar (0)
EN SON EKLENENLER
BU AY ÇOK OKUNANLAR
Diğer Eğitim Bilimleri Yazıları