Anasayfa Künye Danışman ve Editörler Son Dakika Arşiv FacebookTwitter
Nirvana Sosyal Bilimler Sitesi Güncel Eleştirel Sosyal Bilimler Platformu

BENİ MUTLU ETMEYE ÇALIŞMA, BENİMLE MUTLU OL

Meral TIRAŞ

Kategori: Fikir Yazıları - Tarih: 29 Aralık 2019 18:50 - Okunma sayısı: 2.679

BENİ MUTLU ETMEYE ÇALIŞMA, BENİMLE MUTLU OL

 

Meral TIRAŞ

"Beni mutlu etmeye çalışma, benimle mutlu ol. "

                             (Jean-Christophe Grange)

 

Çocukların her şeyden öce anne babalarıyla vakit geçirmeye ve sağlıklı ilişkiler kurmaya ihtiyaçları vardır. Çocuklar anne babalarının kendi dünyalarına aktif katılımını beklerler. Onlarla eğlenmek, etkinlikler yapmak ve oyunlar oynamak isterler. Çocuklarına vakit ayırmak, bir anne babanın en önemli görevidir. Çocuklara vakit ayırmadan onları tanımak, onlarla ilgilenmek, onları gözlemlemek ve ihtiyaçlarını tam anlamıyla karşılamak ve etkili bir ebeveyn olmak mümkün değildir. Ancak yoğun yaşam temposu nedeniyle birçok aile çocuğuna vakit ayıramamaktadır. Ve bu durumun vicdani rahatsızlığını yaşamaktadırlar. Özellikle, çalışan ve dolayısıyla çocuklarıyla baş başa geçirilecek zamanları yetersiz olan anne-babalar bu kaygıyı daha yoğun yaşamaktadırlar. Bu nedenle de kısa da olsa çocuklarına zaman ayırmaya çalışırlar. Aslında her aile kısa ya da uzun süreli olsun çocuklarına zaman ayırır. Ancak çocuk gelişiminde önemli olan çocuğa ayrılan zamanın uzunluğu değil, çocuğa ayrılan zamanın kaliteli ve verimli geçmesidir.

Öğretmenim annemi okula davet eder misiniz? Öğretmenim anneme söyledim okula gelecek zamanım yok bilmiyor musun? Dedi. Neden zamanı yok ben bilmiyorum. Öğretmenim, annemin zamanının olması için ne yapmam gerek? Ben bilmiyorum, siz biliyor musunuz? Zaten babamın da zamanı yokmuş. Eve geldiğinde hep öyle diyor, Öğretmenim zaman nedir? Sevmiyorum ben bu zamanı. Annem yoğun babam yoğun, bazen de herkes yoğun.  Öğretmenim sizin demi zamanınız yok? Çok paramız olunca zamanı satın alabilir miyiz? Off off zaman seni sevmiyorum, sevmeyeceğim de…

Bu sözleri ve daha fazlasını söyleyen 5-6 yaşlarındaki öğrencilerim. Yazıları okumayı bırakın yazarken çok duygulandım. Bunları bana sorarken yüzündeki ifadeyi unutamıyorum. Daha çok kazanalım derken neleri kaybediyoruz? Bunların yerini neyle dolduracağız? Hayat şartları böyle.. deyip bu sözlerin arkasına mı sığınacağız? Çok çalışıp para kazanalım, çocuklarımız rahat etsin. Aile olarak muhtaçlık yaşamayalım. Kirayı zamanında vereyim de ev sahibi kapıma geldiğinde çocuklarımın yanında mahcup olmayayım. Çekilen kredilerin zamanında ödenmesi önemli, daha fazla çalışmalıyım….

Neyi nasıl sorgulamalıyız? Kimin açısından olmalı bu sorgulamalar? Kendimizi mi, çocukların beklentilerini mi, yoksa…

Hayattaki en önemli varlıklarımız çocuklarımız. Ayağına taş değmesin, gözünde yaş olmasın isteriz. En iyi eğitimi almaları için çabalar dururuz. İyi bir eğitim için; en iyi okulu seç, en iyi öğretmene ver, kursa gönder, sosyal aktivitelere gönder… bitti mi, bu kadar mı? Bitmemeli bir şeyler daha olmalı. Daha fazla şeyler olmalı, peki ne olmalı? Zaman mı olmalı acaba. Ne dersiniz? Evet evet zaman olmalı. Çocukların oyun oynayacağı, sohbet edeceği, aceleyle olmayan, yemek yiyeceği, film seyredeceği, çocukların anne babayla iletişim içinde olacağı bir şeyler olmalı. Ders yaptırma zamanı, dizi seyretme zamanı gibi zamanların dışında bir şey olmalı. Öyle bir şey olmalı ki süre değil süreç konuşulmalı. Aslında çocuklarımız bizlerden çok şeyler beklemiyorlar. Onlarla sohbet ettiğinizde anlayacaksınız.

Önemli olan çocuklarınızla saatlerce vakit geçirmek değil, onlarla "kaliteli” zaman geçirmek! Günümüzde çoğu anne ve baba yoğun bir şekilde çalışıyor. İş stresi, iş yoğunluğu, trafik derken eve yorgun argın dönülüyor ama ya evde birden fazla çocuk varsa? Çocuklarla "yeterli" düzeyde ilgilenememek de anne ve babalar için ayrı bir üzüntü vesilesi. Peki, bunun çaresi var mı? Kısıtlı zamanda çocuklarla nasıl vakit geçirilir?  

 

  • Birlikte masallar, hikâyeler kurgulayın. Oyun matlarının üzerindeki desenlerden hikâyeler kurgulayın.
  • Oyun matlarının üzerinde yalnız başına oyun oynamasın, siz de ona katılın.
  • Karalama matlarına ya da karalama defterlerine birlikte çizimler yapın.
  • Eğlenceli resimler, karalamalar yaptığınız matları runner olarak kullanın; onunla gurur duyduğunuzu söyleyin.
  • Birlikte ağaçları, çiçekleri sulayın.
  • Birlikte bir çizgi film izleyin, onun yorumlarını dinleyin.
  • Yemek yerken yemeği nasıl hazırladığınızı anlatmasını isteyin ve dinleyin. Onu takdir ettiğinizi söyleyin.
  • Evinizin yakınlarındaki bir parka gidin, hem sohbet edin hem yürüyüş yapın.
  • Etrafınızdaki hayvanlar hakkında (sokak kedisi/ köpeği, kuşlar, vs.) bilgi verin, hayvanları onunla birlikte sevin. Hatta onlara birlikte mama dağıtın.
  • Birlikte müzik dinleyin, dans edin. Şarkıcıların adlarını sorun.
  • Hava serin ya da soğuk olsa bile sıkıca giyindikten sonra dışarı çıkmaktan çekinmeyin. Yağmurda, karda yürüyüşe çıkın.
  • Meslekleri öğretin, taklit etmesini isteyin. Doktor olsun, sizi muayene etsin ya da öğretmen olsun, birlikte ders çalışın.
  • Sessiz sinema oynayın.
  • Hayvanları taklit edin. Hayvan sesleri çıkararak hangi hayvan olduğunu sorun. Aynı şekilde ondan da yapmasını isteyin.
  • Birlikte boyama yaptığınız karalama defterlerini, karalama matlarını evin güzel bir yerinde sergileyin.
  • Kâğıttan uçak, gemi yapın. Banyoda küvet varsa kâğıttan birlikte yaptığınız gemileri yüzdürün.
  • Banyo yaparken de onunla sohbet edebilir, oyuncaklarıyla yeni bir hikâye kurgulayabilirsiniz.
  • Plastik bardak ve kutulardan kaleler inşa edin.
  • Mandallarla şekiller yapın, mandal kutusuna tek tek toplamasına yardım edin.
  • Etrafı toplamayı onunla sohbet ederek eğlenceli bir hale getirin.
  • Yalnızca eğlence amaçlı değil, eğitici oyunlar oynayın.
  • Onu üzen, sıkan olaylar/ kişiler üzerine konuşun. Anlatmasını isteyin, çözüm önerileri sunun.
  • Çocuğunuzun yaşı müsaitse, onunla birlikte egzersiz yapın. Bebeklerle birlikte pilates / anne bebek yogası dersleri var!
  • Büyükanne / büyükbaba gibi büyüklerle de iyi iletişim kurmasını sağlayın. Yaşlıları ziyaret edin.
  • İlla birlikte vakit geçirmek için çocuğunuza istemediği şeyleri yaptırmayın. Örneğin; o gün kitap okumak istemiyor ise başka bir gün okursunuz!
  • Çocuğunuzla birlikte sinemaya, tiyatroya gidin.
  • Çocuğunuzla müzeleri gezin, tarih ve arkeoloji hakkında onun anlayabileceği bir dilde sohbetler gerçekleştirin. En azından haftada bir gün…
  • Bir günü nasıl geçirdiğini anlatmasını isteyin.
  • Siz yemek hazırlarken onunla herhangi bir konuda sohbet edin.
  • Okuldaki ya da semtteki arkadaşlarını sorun.
  • Okula gidip gelirken gördüklerini anlatmasını isteyin, onu dinleyin, sorular sorun.
  • Sorularına sabırla cevap verin.
  • Siz de iş yerinizde ya da dışarıda neler yaptığınızı çocuğunuza anlatın.
  • Eğer çocuğunuzun yaşı müsaitse, akşam yemeğini birlikte hazırlayın. En az bir öğünü birlikte yiyin.
  • Ev işlerini eğlenceli bir hale getirin ve çocuğunuza da sorumluluk verin. Çamaşırları katlamanıza yardım etmesini rica edin.
  • Mutfak, çocuğunuzun en sevdiği alanlardan biri. Birlikte kurabiye yapın.
  • Odasını toplamasına yardım ederken onunla sohbet etmeyi sürdürün.
  • Balkonunuz, bahçeniz ya da terasınız varsa bulutları izleyin, hangi şekillere benzediklerini konuşun.
  • Resimli hikâye kitaplarının sayfalarını birlikte çevirin. Hikâyelerdeki kahramanlarını canlandırmasını isteyin.
  • Hikâyeyi eğer çocuğunuz yazsaydı, nasıl yazardı? Sorun, onun hayal gücü karşısında hayrete düşeceksiniz!
  • Birlikte masallar, hikâyeler kurgulayın. Oyun matlarının üzerindeki desenlerden hikâyeler kurgulayın.
  • Oyun matlarının üzerinde yalnız başına oyun oynamasın, siz de ona katılın.
  • Karalama matlarına ya da karalama defterlerine birlikte çizimler yapın.
  • Eğlenceli resimler, karalamalar yaptığınız matları runner olarak kullanın; onunla gurur duyduğunuzu söyleyin.
  • Birlikte ağaçları, çiçekleri sulayın.
  • Birlikte bir çizgi film izleyin, onun yorumlarını dinleyin.
  • Yemek yerken yemeği nasıl hazırladığınızı anlatmasını isteyin ve dinleyin. Onu takdir ettiğinizi söyleyin.
  • Evinizin yakınlarındaki bir parka gidin, hem sohbet edin hem yürüyüş yapın.
  • Etrafınızdaki hayvanlar hakkında (sokak kedisi/ köpeği, kuşlar, vs) bilgi verin, hayvanları onunla birlikte sevin. Hatta onlara birlikte mama dağıtın.
  • Arkadaşlarıyla birlikte sosyalleşmesine imkân tanıyın. Diğer çalışan anne ve babalarla randevulaşın, parkta buluşun.
  • Aile albümünüzü karıştırın; birlikte halaları, teyzeleri, dayıları konuşun!
  • Çocuğunuza bebeklik anılarını anlatın. Ona her zaman sevginizi hissettirin.
  • Eğer evde küçük bir bebek varsa, onunla ilgilenirken size yardımcı olmasını isteyin. Örneğin, kardeşinin kıyafetlerini onun seçmesine izin verin.
  • Evde kamp yapın. Evdeki malzemelerle bir çadır kurun, çocuğunuza özel bir alan yaratın.
  • Tablet ve akıllı telefonlara limit koyun. Yukarıdaki birçok tavsiye, inanın elektronik aletlerden uzaklaşmasını sağlayacak.
  • Siz de işten eve geldiğinizde kendinize tablet ya da akıllı telefonunuz ile ilgili bir sınır koyun ve çocuğunuzun yanında bu gibi elektronikler ile ilgilenmeyin.
  • Nasıl ki tablet ve telefonlara sınırlama getiriyorsunuz, televizyona da getirin. Çocuğunuzu rahatsız edebilecek filmleri/ dizileri o uyuduktan sonra seyredin. Şiddet içeren haber ve tartışma programları bile çocukları kötü yönde etkileyebilir, dikkat!
  • Her gün olmasa da haftada bir gün kararlaştırın ve birlikte yeni bir şey keşfedin. Yeni bir yürüyüş parkuru, farklı bitkilerin olduğu bir park/ orman, vs. Yaprakları, dalları toplayın; evde bunlarla resim yapın. Hatta bir müzik aletini öğrenmesi için çocuğunuzu teşvik edin. Keşfetmek, her zaman öğrenmek, öğrenmeye açık olmak güzeldir!

 

Ebeveynliğe adım attığınız ilk günden itibaren artık sadece kendiniz için değil çocuğunuz için de mutlu olmayı öğrenmelisiniz. Kaç yaşında olursa olsun sağlıklı ve yeterli bir çocuk gelişimi sürecinin en önemli parçası hayatı seven, yaşamaktan zevk alan mutlu bir çocuk yetiştirmektir. Ve ebeveynleri mutsuz olan bir çocuk, asla tam manasıyla mutluluğu tadamaz. Şunu asla unutmamalıyız; çocuklarımız hepimizden çok daha yoğun hislere sahip ve algıları sonuna kadar açık. Dolayısıyla sizin nasıl olsa anlamaz diye düşündüğünüz pek çok şeyin son derece farkındalar. Mutlu olun ve bırakın çocuğunuz da sizin mutluluğunuzla mutlu olsun.

ÇOCUKLAR BUGÜNÜN YARINI, YARININ UMUDUDUR. UMUDUNUZU KAYBETMEYİNİZ…

SEVGİYLE KALIN.                                                                         "MERAL TIRAŞ"

Yorumlar (0)
EN SON EKLENENLER
BU AY ÇOK OKUNANLAR
Diğer Fikir Yazıları Yazıları