Hüseyin Habip Taşkın
Kategori: Edebiyat - Tarih: 21 Aralık 2024 20:43 - Okunma sayısı: 116
MAYMUNLAR TOPLULUĞU
Gözlüklü Maymun yıllar öncesinden kalma gazetenin ön yüzünü okuyordu. Siyah beyaz fotoğrafta bir adam yerde kanlar içinde yatıyordu. Fotoğrafı incelediğinde yüzü de şekillendi. Sarı Saçlı Bıyıklı Maymun’un dikkatini çekti:
“Gözlüklü Maymun alt tarafı eski bir gazeteyi okuyorsun. Okudukların eskimiş haberlerdir. Bence yenilerine baksan daha iyi olmaz mı?”
Gazeteyi dizlerinin üzerine bıraktı. Oturduğu kahverengindeki koltuğa yaslandı, başını yukarıya kaldırdı. Ona anlamsızca baktı. Sonrasında:
“Haberin eskisi olmaz. Haberin yalan yazılanı, çarpıtılanı olur. Soruyu daha anlamlı sorsaydın daha iyi olmaz mıydı?”
“Sende hemen alındın. Yüzünün şekli değişime uğradığı için bende daldığın yerden kendine gelesin diye birkaç söz söyledim.”
“Gözlüklü Maymun gazetenin önyüzünü göstererek:
“Bu Düşünür Yaşlı Maymun’dur. Sayısız kez gözaltına alındı. İçeride iyice sopadan geçirildi. Elektriğin pahalı olmasına aldırış etmeyen sorgucular, elektrik seansına aldılar. O günlerde bizleri Yöneten Maymun “Kaçak elektrik kullananlara göz açtırmayacağız.” Diye boy gösterisi yapıyordu.
Çok çekti. Demir kapılar ardına, betondan yapılmış, kutucuk olan yerlerde kendisine biçilen cezasını çekti. Zamanı geldi işinden oldu. Kitap yazdı; kitapları yasaklandı.
Uyuyan Maymunlar sürüsünü uyanmaları için gittiği her etkinlikte konuştu. Her konuşması düzenin bozuk ayarınaydı. İktidara gelen, bizleri yöneten Maymun efendilerin huzurunu kaçırıyordu.”
Sustu odada sessizlik oldu. Sarı Saçlı Bıyıklı Maymun ona baktı baktı; dayanamadı:
“ Tamamını getirsene!”
Kendi dünyasına gelen Gözlüklü Maymun:
“Maymunlar dünyasına faydası olmayan tiplerin emir aldıkları yerler sayesinde Düşünür Yaşlı Maymun’un yaşam yolculuğunu sonlandırırlar. Olayda yakalanan olmaz. Dosyası tozlu raflarda terk edilmeye bırakılır. Basında ve duyarlı Maymunların sesi çıksa da yeterli değildir. Maymunların tümü “Hayvanca yaşam istiyoruz” diye tavır takınsalar, her şey güzel olur. Acı olan ise kendisine faydası olmayan Maymunlar çoğunluktadır.”
Sarı Saçlı Bıyıklı Maymun iş bitiminde acelesi varmışçasına kendisini betonlaşan ilçenin kollarına bıraktı. Yaşlı Maymun ile konuştuklarını unutmak istercesine yolda yürürken ıslık çalıyordu. Islık çalması uzun bir süre devam etti. Köşedeki çok katlı binanın önüne geldiğinde içi cız etti. Yıllar öncesinde doğduğu bu yerde ormanlık vardı. Çeşit çeşit ağaçlar iri gövdeleriyle gökyüzüne uzanan boylarıyla ormana ayrı bir renk katıyordu.
O zamanlar ağaçların üzerlerinde uyurlardı ailece. Yiyecek bedavaydı. Su sorunu yoktu. Havanın tadı vardı. Gençliğine adım attığında, iş makinaları devasa boyuyla ormana daldılar. Ağaçları bir bir yıkıyorlardı. Karşı konuldu. Gelenlerin silahları ve burada yaşayanlardan farklı üniformaları vardı. Maymunlar topluluğunu uzun uğraştan sonra geri püskürttüler. Birçok kişi yara bere içindeydi. Birçok maymunu iplerle boğazından birbirlerine bağlamışlardı. Ellerinde sopalarla döve döve götürdüler.
Bilge Maymun geride kalanları etrafına topladı:
“Bunlarda bizim gibi Maymun ama zalimlikleri var. Taşla, sopayla ormanımızı savunacağız. Bizler çoğunluktayız. Yeterki gücümüzün farkında olalım. Şimdiden hazırlıklara başlayalım.”
Gece olmuştu. Maymunlar geriye çekildikleri yeni yerleşim alanının üzerinde bulunan ağaçlarda uyuyorlardı. Gece gündüze koşarken bir çığlık kopmuştu:
“Bilge Maymun öldürülmüş!”
Sesin olduğu yerde toplanan maymunlardan sesler yükseliyordu. Maymunlara yol gösterecek biri çıkmayınca yarısından çoğu ormanların içine doğru çekilmeye başladı.
Çok sürmemişti… Beton evler, apartmanlar, yüksek güvenlikli duvarlar mantar gibi yerden yükseldi. Geride kalan maymunları buralara yerleştirdiler.
Kendine geldiğinde gözyaşlarını tutamadı. Ağladı bir yavru maymunun ağlayışına benziyordu. Bilge Maymun’u öldüreni bulamadıklarına, ormanlarını yok edenlere isyan ediyordu. Sarı Saçlı Bıyıklı Maymun yıllarca korkuyla yaşadığını biliyordu. Kendisine faydası olmadığı gibi kimseye zararı olmadan yaşayıp gidiyordu. Bir yandan olanlar kendisine dokunduğunu bilsede, o korkuyu yenememişti.
Hüseyin Habip Taşkın
03.12.2023
02 Aralık 2024 22:54
02 Aralık 2024 21:54
17 Aralık 2024 21:24
07 Aralık 2024 01:06
14 Aralık 2024 14:10
16 Aralık 2024 19:23
17 Aralık 2024 15:12
18 Aralık 2024 23:06
01 Aralık 2024 19:03
13 Aralık 2024 18:25