Anasayfa Künye Danışman ve Editörler Son Dakika Arşiv FacebookTwitter
Nirvana Sosyal Bilimler Sitesi Güncel Eleştirel Sosyal Bilimler Platformu

EĞİTİMDE DUYGU YÖNETİMİ-3

Duyguların Sınıflandırılması (Bir Örnek Olay)

Kategori: Psikoloji-Sosyal Psikoloji - Tarih: 16 Aralık 2024 19:23 - Okunma sayısı: 99

EĞİTİMDE DUYGU YÖNETİMİ-3
  1. Duyguların Sınıflandırılması

Giriş

Duygular, bireylerin çevreleriyle etkileşimlerinde hem içsel hem de dışsal süreçleri etkileyen temel unsurlardır. Ekman (1992), temel duyguların evrensel bir yapıya sahip olduğunu ve farklı kültürlerde aynı şekilde ifade edildiğini öne sürmüştür. Benzer şekilde, Plutchik (2001), duyguları bir "duygu çarkı" modeliyle sınıflandırmış ve her duygunun farklı bir yoğunluğa ve türevine sahip olduğunu belirtmiştir. Eğitim ortamlarında, duyguların yönetimi hem akademik başarıyı hem de öğrencilerin sosyal becerilerini önemli ölçüde etkiler (Pekrun & Linnenbrink-Garcia, 2014).

Duyguları anlamak ve sınıflandırmak, hem bireysel hem de toplumsal düzeyde duygusal farkındalığı artırmak için hayati bir araçtır. Duygusal zekâ kavramı, bu farkındalığın bir sonucu olarak gündeme gelmiştir (Goleman, 1995). Ayrıca, eğitim ortamlarında duyguların etkileri üzerine yapılan araştırmalar, birincil ve ikincil duyguların öğrencilerin öğrenme süreçlerinde belirleyici olduğunu göstermektedir (Izard, 2007).

Bu çalışmada, duyguların sınıflandırılması dört ana başlık altında ele alınacaktır: Birincil duygular, ikincil duygular, araçsal duygular ve bileşik duygular. Bu sınıflamalar, literatürde kabul gören bilimsel çalışmaların ışığında açıklanacak ve eğitimde duyguların etkileri tartışılacaktır.

3.1. Birincil Duygular

Birincil duygular, doğuştan gelen, evrensel ve tüm kültürlerde gözlemlenebilen temel duygular olarak tanımlanır (Ekman, 1992). Bu duygular, genellikle biyolojik olarak kodlanmış ve hızlı tepkiler gerektiren durumlarla ilişkilidir. Örnekler arasında korku, mutluluk, üzüntü ve öfke yer alır. Eğitim bağlamında, birincil duygular öğrencilerin öğrenme süreçlerini derinden etkileyebilir. Örneğin, korku sınav kaygısına yol açabilirken mutluluk, öğrenme motivasyonunu artırabilir.

3.2. İkincil Duygular

İkincil duygular, birincil duyguların ve bilişsel süreçlerin birleşiminden ortaya çıkar ve genellikle daha karmaşıktır (Plutchik, 1980). Bu duygular bireyin sosyal bağlamdaki deneyimleriyle şekillenir. Örneğin, kıskanma, özgüven eksikliği ve öfkenin birleşiminden doğar. Eğitim ortamlarında ikincil duygular, öğrencilerin sosyal etkileşimlerini ve özgüven gelişimlerini önemli ölçüde etkileyebilir.

3.3. Araçsal Duygular

Araçsal duygular, belirli bir hedefe ulaşmak için kullanılan veya hissedilen duygular olarak tanımlanır (Goleman, 1995). Örneğin, bir öğrenci sınavda başarılı olma motivasyonu için coşku ve azim hissedebilir. Bu duygular, öğretmenlerin ve öğrencilerin başarıyı hedefleyen stratejiler geliştirmesine yardımcı olur.

3.4. Bileşik Duygular

Bileşik duygular, farklı duyguların bir araya gelmesiyle oluşan daha karmaşık duygulardır. Örneğin, mutluluk ve hayal kırıklığı, bir başarının ardından beklenenden daha az ödül alındığında bir arada hissedilebilir (Izard, 1977). Eğitim ortamlarında bileşik duygular, öğrencilerin karmaşık durumlarla başa çıkma becerilerini geliştirmelerinde kritik bir rol oynar.

3.5. Örnek Olay ve Duygu Durum Analizi (Deniz'in eTwinning Projesi Sunumu ve Sonrası)[1]

3.5.1. Olayın Başlangıcı

Deniz, lise son sınıfta, okulu adına uluslararası bir eTwinning projesine katılmaktadır. Projenin amacı, öğrencilerin farklı ülkelerdeki akranlarıyla iş birliği yaparak bir dijital hikâye oluşturmasıdır. Deniz, grubunun lideri olarak belirlenmiştir ve proje kapsamında yıl sonu sunumunu yapma görevi ona verilmiştir. Bu sunum, diğer ülkelerden katılan öğrencilere ve onların öğretmenlerine çevrim içi ortamda yapılacaktır.

Deniz, bir yandan teknik detaylarla uğraşırken diğer yandan öğretmenleri ve proje partnerlerinin beklentilerini karşılamak için büyük bir çaba göstermektedir. Kendi sınıf arkadaşlarının da desteğini almak istemektedir ancak, bu süreçte onların alaycı yaklaşımlarından çekinmektedir.

3.5.2. Sınıfta Proje Sunumu

Sunum günü geldiğinde Deniz, sınıfa büyük bir heyecanla girer. Çevrim içi platforma bağlanarak diğer ülke öğrencileriyle iletişim kurar. Ancak sınıf arkadaşı Efe, yine alaycı bir yorum yapar:

-Efe: "Bizden başka kimsenin anlamadığı projelerle uğraşıyorsun. Boşa zaman harcıyorsun bence."

Bu yorum Deniz’i oldukça üzer. Ancak sınıf öğretmeni, Deniz’in özgüvenini desteklemek için devreye girer:

-Öğretmen: "Efe, bu tür projeler, hem uluslararası bir ağ oluşturmanızı sağlar hem de gelecekteki kariyeriniz için çok önemli bir deneyimdir. Deniz, eminim projen çok başarılı olacak."

Deniz, yorumları bir kenara bırakarak sunuma başlar. İlk etapta her şey yolunda gider. Ancak teknik bir sorun yaşanır ve Deniz’in slaytları ilerlemez. Bu sırada ekran paylaşımını kapatmak zorunda kalır. Sınıfta birkaç kişi kıkırdar, ancak Ayşe hemen Deniz’e destek olur:

-Ayşe: "Deniz, sakin ol! Hadi sen konuşmana devam et, ben bilgisayarı kontrol ederim."

Ayşe’nin yardımıyla Deniz sunumunu tamamlar ve projedeki katkılarını başarıyla açıklar. Ancak, içindeki hayal kırıklığı ve karmaşık duygular, yüzünden okunur.

3.5.3. Okul Yönetimi ve Öğretmenlerin Geri Bildirimi

Sunumun ardından Deniz, öğretmeni tarafından okul müdürünün odasına davet edilir. Matematik öğretmeni ve müdür, projedeki liderliğinden ötürü Deniz’i tebrik eder. Ancak, teknik sorunların bir kriz anına dönüştüğünü ve bu tür durumlar için bir hazırlık planının yapılmasının önemini vurgularlar. Müdür, Deniz’e gelecekteki projelerde daha sağlam bir teknik destek ekibi oluşturmayı önerir:

-Müdür: "Deniz, projedeki liderlik becerin gerçekten etkileyici. Ancak, teknik detaylara çok odaklanman yerine bir ekip oluşturmayı düşünebilirsin."

3.5.4. Aile Tepkisi

Deniz, eve döndüğünde ailesine proje sunumunu anlatır. Annesi Deniz’in stresini hemen fark eder ve destekleyici bir şekilde yaklaşır:

-Anne: "Bu kadar uluslararası bir projede yer almak başlı başına bir başarı. Küçük sorunlar, büyük bir resmi gölgeleyemez."

Ancak babası, daha eleştirel bir tavırla, teknik hatalara odaklanır:

-Baba: "Bu kadar önemli bir proje için daha iyi hazırlanmalıydın. Teknik detayları ihmal etmen büyük bir hata."

Deniz, bu eleştiriden dolayı kendini oldukça kötü hisseder. Ancak annesinin desteği, moralini biraz da olsa yükseltir.

3.5.5. Sonuç ve Duyguların Yönetimi

Deniz, rehberlik servisiyle görüşme yaparak yaşadığı duyguları paylaşır. Rehber öğretmen, Deniz’e bu tür projelerde liderliğin ve stres yönetiminin öneminden bahseder. Deniz, yaşadığı duyguları şu şekilde ifade eder:

Korku: Sunum öncesinde teknik aksaklık yaşama endişesi.

Üzüntü: Sınıf arkadaşlarının olumsuz yorumları ve sunum sırasındaki teknik sorunlar.

Öfke: Efe’nin alaycı tavrı ve babasının eleştirileri.

Mutluluk: Ayşe’nin desteği ve öğretmenlerinin olumlu geri bildirimleri.

Karmaşık Duygular: Hem başarısızlık hissi hem de projeyi tamamlamanın verdiği gurur.

Rehber öğretmen, Deniz’e yaşadığı duyguların doğal olduğunu ve bu deneyimin gelecekteki projeleri için bir öğrenme fırsatı sunduğunu açıklar. Deniz, ekip çalışması ve kriz yönetimi üzerine daha fazla odaklanmaya karar verir.

3.5.6. Duygular ve Sınıflandırmaları

Birincil Duygular: Deniz’in korkusu, mutluluğu ve üzüntüsü, yaşadığı temel duygulardır.

İkincil Duygular: Utanma (teknik sorunlar sırasında), kıskançlık (Efe’nin yorumu).

Araçsal Duygular: Ayşe’nin yardımı ve müdürün desteği, Deniz’de motivasyon oluşturur.

Bileşik Duygular: Hayal kırıklığı ve gurur, Deniz’in deneyimlerinden çıkan karmaşık bir duygu durumudur.

Bu senaryo, uluslararası projelerdeki iş birliğinin ve liderliğin duygusal boyutlarını gözler önüne sererken, bu tür bir deneyimin eğitsel açıdan nasıl bir kazanıma dönüşebileceğini de ortaya koymaktadır. Eğitimciler ve aileler, bu süreçlerde öğrencilerin hem akademik hem de duygusal desteğe ihtiyaç duyduğunu unutmamalıdır.

Genel sonuç olarak;

Duygular, bireylerin çevreleriyle olan etkileşimlerini şekillendiren ve davranışlarını yönlendiren temel bir yapı taşıdır. Bu bağlamda, duyguların sınıflandırılması, bireylerin duygusal tepkilerini anlamak ve bu tepkilere uygun stratejiler geliştirmek için hem teorik hem de pratik bir yol haritası sunar.

Birincil duygular, insanların çevresel uyaranlara karşı verdikleri temel tepkileri açıklarken; ikincil ve bileşik duygular, bireyin içsel dünyasının karmaşıklığını ortaya koyar. Araçsal duygular ise öğrenme süreçlerini motive eden veya engelleyen önemli bir unsur olarak eğitimde belirleyici bir rol oynar.

Örnek olayda görüldüğü gibi, eğitim ortamlarında duyguların rolü sadece bireysel değil, aynı zamanda toplumsal düzeyde de önemlidir. Öğrenciler arasındaki sosyal etkileşimler, öğretmenlerin sınıf yönetimi stratejileri ve aile-okul iş birliği gibi faktörler, duygusal süreçleri doğrudan etkiler. E-twinning projesi çerçevesinde ele alınan senaryoda, farklı duygu türlerinin bir arada deneyimlenmesi, bu tür projelerin bireyler arasında duygusal bağ kurma ve iletişim geliştirme açısından ne kadar güçlü bir araç olduğunu göstermektedir.

Sonuç olarak, eğitimde duyguların etkili bir şekilde yönetilmesi, yalnızca akademik başarının değil, aynı zamanda öğrencilerin sosyal ve duygusal gelişimlerinin de önünü açar. Bu bağlamda, öğretmenlerin ve okul yöneticilerinin duygusal farkındalıklarını artırmaları ve eğitim stratejilerini bu doğrultuda yeniden şekillendirmeleri büyük bir önem taşır.

Yazımız devam edecektir...

Kaynakça

Ekman, P. (1992). "An argument for basic emotions." Cognition & Emotion, 6(3), 169-200.

Goleman, D. (1995). Emotional Intelligence: Why It Can Matter More Than IQ. Bantam Books.

Izard, C. E. (1977). Human Emotions. Springer Science & Business Media.

Izard, C. E. (2007). "Basic emotions, natural kinds, emotion schemas, and a new paradigm." Perspectives on Psychological Science, 2(3), 260-280.

Pekrun, R., & Linnenbrink-Garcia, L. (2014). International Handbook of Emotions in Education. Routledge.

Plutchik, R. (1980). A general psychoevolutionary theory of emotion. Emotion: Theory, research, and experience, 1(3), 3-33.

Plutchik, R. (2001). "The nature of emotions." American Scientist, 89(4), 344-350.

[1] Senaryo yazara aittir, gerçekte yaşanmamıştır.

Yorumlar (0)
EN SON EKLENENLER
BU AY ÇOK OKUNANLAR
Diğer Psikoloji-Sosyal Psikoloji Yazıları