Anasayfa Künye Danışman ve Editörler Son Dakika Arşiv FacebookTwitter
Nirvana Sosyal Bilimler Sitesi Güncel Eleştirel Sosyal Bilimler Platformu

ÖĞRETMENİN ÖĞRETİCİLİĞİ; PROFESYONEL ÖĞRETİCİLİK

Prof. Dr. Tuncay Akçadağ

Kategori: Fikir Yazıları - Tarih: 12 Kasım 2024 20:27 - Okunma sayısı: 446

ÖĞRETMENİN ÖĞRETİCİLİĞİ; PROFESYONEL ÖĞRETİCİLİK

ÖĞRETMENİN ÖĞRETİCİLİĞİ; PROFESYONEL ÖĞRETİCİLİK

Bir konuyu bilen veya bir konuda uzmanlaşan kişi bildiklerini bir gruba aktarmada sadece bilmenin yeterli olduğunu düşünüyorsa tabi ki yanılıyor. Diğer deyişle biliyor olmanız öğretebileceğiniz anlamına gelmiyor. Bu vurgu sanırım sınıfa ders veren her bir eğitimcinin sorunu. Biliyor olabilirsiniz ancak öğretebilmeniz için başka becerilere ihtiyacınız var.

Uzmanlaşan kişi artık uzman olduğuna göre öğretmenlik (hocalık) yapma mertebesine ermiş olması varsayımı pek çok eğitim kazalarına yol açmaktadır. Bunu hem yıllardır içinde bulunduğumuz ortamlardaki gözlemlerimizden hem de öğrenci şikâyetlerinden anlıyoruz. Ve bu durum eğitim fakültelerinin pek çok anabilim dalları dahil olmak üzere diğer fakültelerde hiç de sorun olarak ele alınmıyor ya da sorun değilmiş gibi bir hareket söz konusu. Öte yandan pedagojik düzeylerde ders veren öğretmenlerimizde de yine bu durum için önemli bir sorun değilmiş gibi bir algı var.

Hangi düzeyde olursa olsun, sınıfta ders vermenin amacı, dersinizin kazanımlarının öğrencilerinize tam olarak kazandırılmasının dışında bir şey olamayacağına göre bunun profesyonelce ele alınması gerekmez mi? Ne demek profesyonelce ders vermek?

Bir ders, bilindiği üzere kazanım ile değerlendirme arasına sıkışır. Kazanım ya da hedef veya amaç (hangi kavram tercih ediliyorsa ona göre de ders içeriği ve işleyişi fark eder) sürecin patronudur. Yani merkeze alınması gereken öğedir. Sıralayacağımız diğer öğelerin tamamı bu öğeye hizmet eder. Kazanım ya da hedefi içerik izler. İçerik kazanım veya hedefe hangi bilgilerle ulaşılacağının aracıdır. İçerik amaç değil araçtır.

Özellikle öğretme alışkanlığındaki içerik(konu) takip etme ve konuları yetiştirme çabası ve alışkanlığı bu profesyonelce tutumun dışında kalır. Ancak ne yazık ki öğretme işinde olan büyük bir çoğunluk, durumu bu biçimde ele almaktadır. Konuları yetiştirme davranışı kuşkusuz sistemsel bir sorundur. Sınava öğrencilerin hazır hale gelmesi için gerekli görünmektedir. Hazır hale gelemeyen öğrenciler de doğal olarak sistemin dışına itilmektedir. Ancak bir sınav kaygısının olmadığı öğretmelerde de farklı davranılmadığı görülmektedir. Öğreticinin bu durumdaki kaygısı “konu benden çıksın da ötesi beni ilgilendirmez” biçiminde resmedilebilir. Oysa temele alınması gereken öğretme davranışı, içeriği kullanarak kazanım ya da hedefin gerçekleştirilmesinin anlaşılmasıdır.

Yine bilindiği üzere içiriği eğitim ortamları takip eder. Yani ders hedefinize nasıl ulaşacaksınız? Bunun için formasyon dersi olan öğretim ilke ve yöntemleri dersinde bu konular ele alınmaktadır. Diyelim ki bu dersleri alma şansınız olmadı. Öyleyse öğrenciler ya da öğrenci durumunda olan yetişkinler neyi ya da neleri deneyimleyerek hedefe doğru gidecekler sorusunun yanıtı belirlenmelidir. Genelde öğretmenin düz anlatım yaparak sonuca ulaşması en çok tercih edilmesine rağmen en ez etkili olandır. Bir tarh öğretmeni ile olan sohbetimizde naçizane bir formül önererek farklı düşünmesini istemiştim. Dedim ki “sen anlatmayacaksın ama öğrencilerin öğrenecekler.” O da bunun imkânsız olduğunu söylemişti. Sonra üzerine biraz düşününce bunun mümkün olabileceği noktasına geldi. Ancak ciddi hazırlık yapmak gerektiği de ortada. Öğretmenin etkinlik oluşturma becerisi etkili iş yapmanın anahtarı sanırım. Öğretilecek bilginin ilginç ve eğlenceli hale gelmesi de ancak bu yolla mümkün görünmektedir. Öğrencilerin aktif olarak öğrenme işine katılmadıkları durumlarda sıkılmaları, haz sorunu yaşadıkları ve kaytarma vb. davranışlarının altında eğitim ortamlarının tasarlanmaması yatar. Unutulmamalıdır ki her sonuç bir veya birkaç nedenden doğmaktadır. Bir başka deyişle problemleriniz tercih ettiğiniz çözüm yolları ile ilgilidir.

Sürecin son halkası değerlendirme veya sınama durumudur. Kazanımlara veya hedeflere ne düzeyde ulaşıldığının anlaşılması yine profesyonelce öğretme davranışının bir gereğidir. Bu süreç gerektiği gibi ele alınırsa öğretmen olarak öğretmeden geçmezsiniz. Sınıfın %70’i veya biraz daha üzeri hedef veya kazanımlara ulaşmışsa sınıfça öğrenme oluşmuş demektir. Hatırlanacak olursa buna tam öğrenme denilmektedir. Pedagojide bu yüzdenin altı sizin dersi yeniden ele almanız, öğrenmeyenler için önlemler düşünmeniz gerektiği anlamına gelir. Öyleyse kazanımlara ne düzeyde ulaşıldığı derste anlaşılmadan dersteki öğrenmeler hakkında karar vermek mümkün değildir.

Durum sadece bir dersin tasarlanması ve yönetilmesi açısından ele alındı. Kuşkusuz dersi işlerken başka pek çok değişkenin de farkında olmak profesyonel öğreticiliğin gereğidir. Özellikle ders verilen grubun gelişim ve öğrenme özelliklerine ilişkin psikolojik bilgilerin hesaba katılması, bilinçli pekiştireç kullanımı, sorun davranışların nasıl ele alınıp yönetilmesi gereği, hele de iletişim becerileri gibi öğretmede rol alan faktörler profesyonel öğreticiliğin kapsamı içerisindedir.

Yorumlar (0)
EN SON EKLENENLER
BU AY ÇOK OKUNANLAR
Diğer Fikir Yazıları Yazıları