Dünya dönüyor, her dönüş tamamlandığında gün sayaçları artıyor. Yerküre kendi etrafında döndükçe güneş etrafından da dönüyor. Döndükçe aylar ve mevsimler oluşuyor. Her dönüş günleri, haftaları, ayları, yılları ve ömürleri oluşturuyor.

Ancak bu dönüşler çok hızlı ve dünyanın içinde olduğumuzdan dolayı gece - gündüz ve mevsimlerle bu dönüşlerin gerçekleştiğini fark edebiliyoruz. Dünyanın güneş etrafında elips şeklindeki yörünge üzerindeki dönüşü belli bir sistem doğrultusunda devam ediyor.

Artık yeni bir aydayız. Ekim ayı Sonbaharın en güzel ayıdır. Yapraklar sararır. Doğa kışa hazırlanır. Ekim ayı tarım toplumu için aynı zamanda dikim ayıdır. Tarlalar sürülür, fidanlar dikilir. Eğitim sektörü için konuların ilerlediği ve ilk ölçme ve değerlendirme etkinliklerinin yapılmaya başlandığı aydır.

Bu yazımda dünya ve ülke sorunları içinde okullarda eğitim gören çocukları olan ebeveynlerin eğitim ile ilgili endişelerini kaleme almak ve farkındalık oluşturmak istedim.

Özellikle eğitim yolculuğuna yeni başlayanlar için karamsar bir tablo çizmek istemem ancak kendilerini uzun yıllar bekliyor. Maalesef insanoğlu dünyadaki canlılar içinde en uzun sürede hayata adapte olan canlı. Büyümesi ve olgunlaşması nice dönüşler gerektiriyor. Ve teknolojik gelişmeler bu hızla gittikçe önümüzdeki 10 dönüşün sonunda nasıl bir dünya ile karşı karşıya kalacağız öngöremiyoruz. Bu nedenle uzun yolculuk hem eğitimcileri hem de ebeveynleri fazlasıyla endişelendiriyor görünüyor.

İlkokul sürecinde gelişmesi gereken temel dil ve temel matematik becerileri gelişmemiş öğrencileri ortaokulda nasıl bir eğitim süreci bekliyor. Acaba çocuğum yeterli seviyede mi? Ortaokula hazır mı?

Sınav odaklı bir eğitim sisteminde matematik en önemli ders gibi algılanıyor. Ben buna karşıyım. En önemli ders anadil yani Türkçedir. Anadil becerileri gelişmemiş bir öğrencinin diğer disiplinlerde başarılı olması beklenemez.

Çocuğunun yetersizliğini hissettiği veya farkına vardığında ebeveynlerin telaşlı arayışlara girmeleri ve özel derslere öğrencileri yönlendirmeleri ve alıştırmaları ise başka bir sorun. Maalesef birçok ebeveyn eksik gördüğü noktalarda eksik tamamlamaya yönelik ne yapacaklarını bilmemeleri başka bir endişe.

Ortaokul ve lise döneminde sınava girecek öğrencilerin ebeveynlerine ne demeli? Onlar hep bir arayış ve bekleyiş içinde. Ya istediği puanı alamaz, istediği sıralamayı edinemez ise ne olacak? Maalesef puana göre okul seçimine razı bir millete dönüştük. Herkes sistemi eleştirirken, herkes sisteme sahip çıkıp, kabullenmiş gibi görünüyor. Kiminle konuşsam sistem böyle deniliyor. Toplum olarak yetenekler ve becerileri yok sayan bu sistemi değiştirecek bir büyük baba yiğidin gelmesini bekliyoruz.

Ama asıl soruna yönelenleri maalesef göremiyoruz. Dönüşler tamamlandıkça çocuklarımıza bırakacağımız dünya daha fazla yaşanılamaz hale geliyor. Kullanılabilir su miktarı azalıyor. Hastalıklar artıyor. Teknoloji ilerledikçe insan fizyolojisi değişime uğruyor. İklim değişimi ile dönen dünyanın dengesi bozuluyor. Verimli tarım alanları azalıyor. Yenidünya düzeni için dünya savaşı yaklaşıyor.

Şimdi söyleyin bana, neye endişelenmemiz gerekiyor? Neye odaklanmamız gerekiyor?

Cevabı sizde değerli dostlar. Bu cevap sizin gelecek ile ilgili beklentinize, yaşantınızda neye önem verdiğinize göre şekillenecektir.

Kalın sağlıcakla.